Tüm Türkiye O'nun adını 2000 yılında Eurovision Şarkı Yarışması ile tanıdı. 1990 yılında orkestra solistliği ile profesyonel müzisyenliğe başlayan Pınar Ayhan, 2000 yılında Eurovision Şarkı Yarışması'nda Grup S.O.S. eşliğinde Türkiye'yi temsil etti. Ankara'da yaşayan, şimdilerde TRT'de Günlük Rehber isimli programı sunan sanatçı, 'İkimiz İçin' isimli ikinci albümüyle hayranlarının karşısına çıktı. Ayhan, hem iş hem özel hayatını SABAH Ankara'ya açtı.
Müzikle ne zaman tanıştınız? Bahseder misiniz?
Üç yaşındayken komşunun piyanosunu dinlermişim. Kulağımı dayar ve bitinceye kadar dinlerdim. İlkokul birinci sınıfta,"Nasıl geçti habersiz" şarkısını söylermişim. 7 yaşındaki bir çocuk için ağır bir Türk sanat müziği şarkısı, sanıyorum babam çok sevdiği için söylüyordum. Konservatuarı rahmetli babam istememiş. Başka bir mesleği olsun, müzikle hobi olarak ilgilenir demiş ama farkında olmadan ana konu olarak tutmuşum müziği hayatımda. Hem ortaokulda hem de lisede okul orkestrasının solistliğini yaptım. Hacettepe Üniversitesi'nde İngiliz Dili ve Edebiyatı okurken bir yandan paramı kazandıran müzik oldu. Orkestra solistliği yapmaya başlamıştım. Ben çok sonradan fark ettim ki müzik hep yanı başımda ve hep kurtarıcım olmuş.
Eşiniz estetik cerrah. Aynı zamanda profesör. Her anlamda yanınızda olan eşinizle nasıl tanıştınız?
Annem bana derdi ki 'Kızım git bir doktor bul, doktorla evlen'. Ben 'Nereden doktor bulacağım da evleneceğim' derdim. Eşimle Eurovision Şarkı Yarışması'nda tanıştım. Daha doğrusu tanıştırıldım. Ben 'olur mu' öyle şey, ben görücü usulüyle mi evleneceğim dedim. Çalıştığın müzik grubunda vokal yapıyor dediler. Allah hem annemin hem de benim gönlüme göre verdi. Hem çok iyi bir plastik cerrah hem de iyi bir müzisyen. Eurovision şarkımızın bestecisi O'dur. Sözleri sevgili Orkun'la beraber bana ait... Evliliğimizin harcında ciddi anlamda müzik var. Annem işin doktor tarafıyla ilgileniyor tabi. Ben müzisyen tarafındayım. Ama işinin bana da faydası olmuyor değil doğal olarak. Her şekilde birbirimizi besliyoruz.
BURASI HER ŞEYİ GARANTİLİ BİR KENT
Ankara sanatçısısınız. Aslında ünlü olan herkes soluğu İstanbul'da alıyor. Ama siz Ankara'dan vazgeçmiyorsunuz. Ankara sizin için neden özel?
Ne eşim ne de ailem Ankaralı değil. Ben 1 yaşındayken rahmetli babam milletvekili oluyor ve Ankara'ya yerleşiyoruz. Serüven böyle başlıyor benim için. Ankara'da aile kurmanın anlamı çok özel. Ankara'da aile kurulabilir. Çocuğa güvenli bir hayat sağlanabilir… Her şeyi garantilidir. Aile için ideal bir şehir aslında. Çocuklarla birlikte yolda zaman harcamak istemiyorum. İşim bittikten sonra hemen evime ve aileme kavuşmak istiyorum. Galiba o yüzden Ankara'yı tercih ediyoruz.
Bütün bu çalışmalarınız dışında bir sosyal sorumluluk projesi yürüttüğünüzü biliyorum. Bu konuda biraz bilgi verebilir misiniz?
n 2008 yılında eşimle birlikte Farkındalık Korosu kurduk. 10 kişi ile başladığımız koro bugün 60 kadının oluşturduğu bir koroya dönüştü. Amacımız meme kanseri konusunda şarkı söyleyerek erken tanının önemini vurgulamak. Başta koroya katılmakta tereddüt eden kadınlar şimdi "farkındayım ve erken tanı sayesinde yaşıyorum, benim gibi başkaları da bunun farkında olsun, hayatta kalsın ve bizim kadar keyifli şarkılar söylesin" diyor.
İKİNCİ ALBÜMÜM 'İKİMİZ İÇİN' ÇIKTI
Albümleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Son albümünüzü enteresan bir konseptte hazırlamışsınız. Bu albümün özelliği nedir?
İlk albümüm 'Duyuyor musun' 2012'de çıktı. Son albümüm ise bu sene çıktı. "İkimiz için." Evliliğimizdeki etkileşimin çıktılarından biri bu albüm. Şarkıları eşimle birlikte yazdık. Eşim eline gitarı alıyorsa ben de kalemi kağıdı alıyorum. Çocuklar o sırada ya bahçede oynuyor ya da uyuyor. O arada yapıyoruz biz şarkılarımızı. Bu etkileşimin etkisi aslında. Bu albüm hayatımızın hikayesi gibi.
KURTARICIM OLDU
Ortaokul ve lisede okul orkestrasında solistlik yapan Pınar Ayhan, "Müzik hep yanımda ve kurtarıcım oldu" diyor.