Silahların gölgesinde geçen en uzun gece...
F16'ların Ankara'nın üzerini sardığı ilk dakikalarda
Emniyet Genel Müdürlüğünden üst düzey bir yönetici büyüğümü arayarak neler olduğunu sordum.
"Askeri bir darbe teşebbüsünden şüphelendiklerini koordinasyon merkezinde toplandıklarını" söyledi.
Haber siteleri terör nedeni ile
İstanbul'da köprülerin kapatıldığını yazıyordu.
Gazete yöneticilerimi bilgilendirip kapatılan yolları ara sokaklardan aşarak
Genelkurmay Başkanlığına ulaştım.
Asker girişleri tutmuş kimseyi binaya yaklaştırmıyor ve sorulara cevap vermiyordu. Binadan yoğun silah sesleri geliyor, karargahın bahçesine helikopterler inip yükseliyordu. Uzun süre devam eden çatışmanın ardından içeriden peşi sıra ambulanslar yaralıları taşımaya başladı.
Genelkurmay'da tanıdığım üst düzey bir yetkiliyi arayarak bilgi almak istedim. Telefonu daha sonra, konuşmasından darbeci olduğunu anladığım biri açtı ve komutanın kendilerinin koruması altında olduğunu, uçuşların korku uçuşu olduğunu,
1 saate kadar neler olduğunu öğreneceğimi söyledi. İlerleyen saatlerde asker silah doğrultarak uzaklaşmamı, "polis ve sivili vur" emri aldıklarını belirtti. Kendimi güvenli bir yere çektim. Emniyetten bir yetkiliyi daha aradım. Bana bunun bir
FETÖ darbe girişimi olduğunu,
YAŞ toplantısında çıkacak pasifize etme kararını bildikleri için son kozlarını oynadıklarını söyledi. Ardından devletin bunlara ilişkin çalışmasının olduğunu sabaha kadar asker üniforması giymiş hainleri toplayacaklarını belirtti.
FETÖ'nün gerçekleştirdiği bir kalkışma olduğunu netleştirdikten sonra sırasıyla
Ankara Emniyet Müdürlüğü ve
Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gittim.
Cumhurbaşkanımızın çağrısı ile halk ve polis dört koldan büyük bir mücadele verdi.
Tüm kritik noktalar akıllıca ve cesurca müdahalelerle hainlerden temizlendi.