Ben de şu hayatta ne zaman büyük laf ettiysem, söylemesi ayıp hep tükürdüğümü yaladım sevgili okur. Örneğin ne zaman bir alışveriş merkezine gezme amaçlı giden bir aile görsem kınardım, "Memlekette gezecek başka yer mi yok yahu, hamburger yiyip mağaza vitrinlerine bakmaya gezmek mi denir?" derdim. Meğer o çocuklu ailelerin bir bildikleri varmış. Ben de onların bildiğini, çocuklar beş aylıkken başıma gelen bir olayla öğrenmiş oldum. Efendim, bir gün bir işimi halletmek için Gayrettepe'ye giderken çocuklarla annemi de yanıma katayım dedim. Her zamanki gibi hazırladık çocukların çantasını. İçine bez, mama, biberon, ıslak mendil, kuru mendil, yedek kıyafet vs. doldurduk. Fakat hanımefendiyle beyefendi giydirilmekten hiç hoşlanmadıkları için çıkarayak bastılar yaygarayı. Benim kafa zaten karışık, elim ayağıma dolanınca onların çantasını evde bırakıp, kendimi can havliyle dışarı atmışım. Yolda Deniz'in altından gelen nahoş kokuyla silkinip kendime geldim ve çantayı evde unuttuğumu fark ettim. Yolumuzun üzerinde de Astoria Alışveriş Merkezi var. Durdurduk taksiyi önünde, daldık AVM'ye. Hemen içindeki süpermarkete girdik. Bir paket bez, ıslak mendil, bir biberon ve mama alıp çıktık. Baktım kaka durumu almış başını gitmiş! Bir de bebek mağazasına girip body aldım.
İYİSİ DE VAR KÖTÜSÜ DE
Bu arada, AVM'nin bir bebek odası olduğunu öğrendim. Ve işte o bebek odasından içeri girdiğimde resmen dünyam aydınlandı. Özellikle bebekli ailelerin, dışarı çıktıklarında neden AVM'lere gittiklerini çok iyi anladım. Bebeklere uygun dekore edilmiş büyük ve tertemiz bir odaydı karşımdaki. İçinde alt değiştirme masası, iki tane emzirme koltuğu, lavabo, sehpa ve çöp kutusu vardı. Deniz'in altını değişip iki bebeğimi de rahat rahat emzirdim. Annemle ikimiz kendimizi bir anda çölde bir vahaya ulaşmış gibi hissettik. Ve ben bir AVM'nin, bebeli bir aile için ne denli konforlu bir mekan olabildiğini anladım. Her ne kadar çocukların doktoru "Sokmayın çocukları öyle kalabalık kapalı alanlara," dese de, özellikle bu soğuk kış günlerinde evde bunalıp bebeklerle dışarı çıktığım zaman, gönlüm genellikle bir AVM'ye kayıyor şimdi. Amaaa, tabii ki bebek odası kullanışlı olan AVM'ler gönlümü çeliyor! İstanbul'da bebek odasını görme şansı bulduğum birkaç AVM'den bahsedecek olursam... İçlerinde en güzeli Levent'teki Kanyon'un bebek odasıydı. Sponsorların katkısıyla açılmış bu odada sallanan beşikten tutun da su ısıtıcısına, çeşit çeşit mamadan boy boy beze kadar bebekli bir ailenin ihtiyaç duyacağı hemen her şey var. Ben bebeklerle girdiğimde dışarı çıkasım gelmedi, o derece... Onun dışında Ataşehir'deki Palladium'un bebek odası da son derece konforluydu. Orada da su ısıtıcı gibi her yerde bulunmayan malzemeler vardı. Gelgelelim örneğin Mecidiyeköy'deki Cevahir beni hayal kırıklığına uğrattı. Büyüklüğüyle ün yapmış bir AVM'nin bebek odasının bu kadar küçük olabildiğine inanamadım. Ben içeri girdiğimde üç anne dar alanda kısa paslaşmaktaydı. İkisi bebeğini emziriyor, diğeri altını değişiyordu. Ben Mehmet'in altını değişmek için sıramı dışarıda bekledim, zira hem yer dardı hem de çöp boşaltılmamış olduğu için kokudan durulmuyordu. Aynı şekilde Pendik'teki Neomarin'de de zor anlar yaşadım. Yine bebek odası o kadar küçüktü ki, bebeklerini emzirmek isteyen anneler kuyruk olmuştu. Baktım benim oğlan durmuyor, girdim kadınlar tuvaletine, milletin ortasında ve ayakta emzirdim Mehmet'i. Tabii bunlar benim görebildiklerim. Buradan AVM yönetimlerine duyurmuş olayım. Benim bildiğim özellikle çocuklu aileler sizin önemli müşterileriniz arasında. Eğer bebek odalarınıza özen gösterirseniz, sırf bunun için sizi tercih edecek pek çok bebekli aile tanıyorum.