Nisan
ayının başında, enginar tezgahlarda yerini aldı. Mevsiminde, bu lezzetten mümkün olduğunca faydalanıyorum. Enginarın botanikte kullanılan ismi Cynara'dır. Efsaneye göre Zeus, Cynara adındaki kadına âşık oluyor ve onu tanrıça ilan ediyor. Ancak o, Zeus'un aşkını reddediyor. Ve Zeus, genç kadını 'devedikeni'ne dönüştürüyor.
MISIR'IN BEREKET SEMBOLÜ
Devedikeni bitkisinin olgunlaşmamış çiçeği olan enginarın anavatanının Akdeniz, muhtemelen Sicilya olduğu söyleniyor. Bilinen en eski yiyeceklerden biri olan enginarın, Antik Yunan ve Roma'da ekimi yapılıyordu, böylece sebze değişim geçirdi ve 'evcilleşti'. Kuzey Afrika'da bu sebzenin vahşi hali hâlâ yetişiyor. Ülkemizde, enginarın yetişen başlıça iki cinsi bulunuyor. Büyük olan Bayrampaşa ve daha küçük, körpe olan sakız enginarı. Antik Mısır'da enginarlar, kurban etme ve bereket sembolü olarak görülüyordü. 16. yy Avrupası'nda, Catherine de Medici tarafından enginar, İtalya'dan Fransa'ya sokuldu ve soyluların favori yiyeceklerinden oldu. 17. yüzyılda, XIII. Louis'nin doktoru La Framboisiere, bir yazısında enginarların kanı ısıttığını ve insan doğasını Venüs'le bir aşk savaşına teşvik ettiğini yazarak bu sebzenin afrodizyak özelliklerine dikkat çekti. Enginar, enerji verici ve uyarıcıdır. Karaciğer dostudur ve yağ sindirimine yardımcı olur. Hormonları düzenler, kanı temizler. Antioksidandır. Vitamin ve liflerinden faydalanmak için enginarı çiğ tüketmek en iyisi. Salataları zenginleştirmek için çiğ enginar iyi bir seçenek. İncecik dilimleyip zeytinyağı, limon, tuz ve taze otlarla harmanlayabilirsiniz.
ZEYTİNYAĞLI AVOKADOLU ENGİNAR
Marilyn Monroe 1948'de, Kaliforniya'da enginar kraliçesi olarak taçlandırılmış. Süleyman Demirel her gün bir avokado yiyerek sağlığını koruduğunu söylüyordu. Belki de Monroe, güzelliğinin duruluğunu enginara borçluydu... Bu mevsim, enginarla avokadoyu aynı tarifte kullanmak için mükemmel bir dönem. Eğer siz de klasikleşmiş ve bizi şaşırtmayan bezelye, patates, havuç garnitürlü enginarlardan sıkıldıysanız, bu tarifi mutlaka denemelisiniz. 'Ne yersek oyuz' düsturunu benimsetmiş olan, 18. yüzyılın önemli gastronomlarından Brillat-Savarin 'İnsanlık için, yeni bir yıldızın keşfindense yeni bir yemeğin keşfi daha yararlı,' diye düşünürdü. Siz de ona kulak verin ve mutfakta, yaratıcılığınızın sizi ele geçirmesine izin verin...
Malzemeler:
8 enginar
1 orta boy kırmızı soğan
Yarım taze soğan ya da birkaç dal frenk soğanı
8-10 adet siyah zeytin
2 avokado
Yarım yeşil limon suyu
1 yeşil limon kabuğu rendesi
Yarım çay bardağı mısır
1 tatlı kaşığı ince kıyılmış dereotu
1 tatlı kaşığı ince kıyılmış maydanoz
1 çay kaşığı ince kıyılmış mercanköşk
Pul biber ve tuz
Zeytinyağı
Yapılışı:
Soyulmuş enginarları, yayvan bir tencereye alın. Üzerini örtecek şekilde 2/3 su, 1/3 zeytinyağı koyun. Bir limonun suyunu ve tuzu ekleyin. Sıkılmış limonları da ekleyin. Bir taşım kaynatın. Ateşi kısıp enginarlar yumuşayıncaya dek pişirmeye devam edin. Çatalın rahatça batacağı kadar yumuşamaları yeterli. Ateşten alın ve soğumaya bırakın. Bir tavada, üç yemek kaşığı zeytinyağını ısıtın. Küp küp doğranmış kırmızı soğanları, hafif yumuşayıncaya ve renkleninceye dek 5-6 dakika soteleyin. İnce doğranmış taze soğanı ekleyin. Birkaç dakika daha kavurduktan sonra çekirdekleri çıkarılmış ve ince doğranmış siyah zeytinleri, ince kıyım taze otları ve limon kabuğu rendesini ekleyin. Tavayı ateşten çekin. Avokadoyu küçük küpler halinde kesin, yarım limon suyuyla karıştırın ki kararmasınlar. Soğan karışımı ılık hale geldiğinde, avokadoyu ve mısırı ekleyin. Bir tutam pul biber ve tuzla tatlandırın. Karışımı, soğuk enginarların üzerine eşit şekilde dağıtın. Taze otlarla ve limon kabuğuyla süsleyin.
Vanilyalı ve meyveli marine enginar
Malzemeler (2 orta boy kavanoz için):
6-7 adet mor (bebek) enginar
1 vanilya çubuğu
2 kapya biber
1 armut
8-10 adet üzüm
6 diş sarımsak
1 limon
Yarım kan portakalı
1 limon kabuğu rendesi
2-3 dal kekik
1 dal biberiye
3-4 su bardağı sızma zeytinyağı
Yapılışı:
Kavanozlarınızı kaynar suda 20 dakika boyunca sterilize edin. Ters şekilde, temiz bir kumaş ya da havlunun üzerine koyup, kurumaya bırakın. Vanilya çubuğunu boydan ikiye kesip, ortasını kazıyın. Kazıdığınız vanilya taneciklerini ve çubuğunu, boydan ikiye kesilmiş biberleri, birkaç parçaya ayrılmış portakalı, dörde bölünmüş armudu, soyulup hafifçe ezilmiş sarımsakları, ikiye kesilmiş üzümleri, limon kabuğu rendesini, biberiyeyi ve kekiği bir tencereye alın. Üç-dört su bardağı sızma zeytinyağı ekleyin, tencereyi ısıtın ve kaynama noktasına ulaşmadan ateşten alın. Oda sıcaklığında soğumaya bırakın. Çok yüksek sıcaklıklarda sızma zeytinyağı sağlık ve lezzet açısından kayıplara uğrar. 70-80 dereceye kadar ısıtmak yeterlidir. Böylece meyvelerin ve baharatların aromaları, ısının etkisiyle yağa daha çok ve çabuk işler. Enginar kalplerini ikiye bölün. Bir tencereye yerleştirin, üzerini kapayacak kadar su ve bir limonun suyunu ekleyin. Tuz ekleyerek bir taşım kaynatın. Ateşi kısıp, sekiz-10 dakika daha pişirin. Enginarların diriliğini kaybetmeden, bir çatalın kolayca gireceği kadar yumuşamaları yeterlidir. Enginarları süzün, sterilize edilmiş kavanozların içine yerleştirin. Üzerini kaplayacak şekilde, soğumuş olan aromatik yağ ile doldurun. Kavanoz kapaklarını kaynar suya daldırın, 5-10 saniye bekletin. Bir maşa yardımıyla, kavanozlarınızı sıkıca kapayın. Bu enginarları tatmadan önce en az 24 saat marine olmalarına izin verin. Kuru, karanlık ve serin bir ortamda kavanozları üç haftaya kadar saklayabilirsiniz. Kavanozları açtıktan sonra buzdolabında muhafaza edin. Bu marine enginarları, üstüne portakal-limon kabuğu rendesi ve taze sarımsak serpiştirerek, ekşi mayalı ekmek ve yeşillikler eşliğinde yenebilecek iştah açıcı bir başlangıç olarak servis ediyorum. Ana yemekte garnitür olarak, ızgarada ya da mangalda köy tavuğu yanında servis edilebilir. Daha sofistike bir lezzet isterseniz, önerim deniz tarağı olacaktır. Kızgın tavada alt-üst edilmiş deniz tarağı, bu garnitüre çok yakışacaktır. Deniz tarağının vanilya ve tatlı-ekşi lezzetlerle olan uyumu, yenilikçi şeflerin birçoğu tarafından çeşitli tariflerde kullanılıyor. Hatta vanilya ve deniz tarağı klasikleşmiş bir ikilidir. Yanında da Condrieu tarzında, meyveli ve mükemmel dengeye sahip bir şarap, bu tatları daha da çok ortaya çıkaracaktır.