Yine kafanızı netleştirmeniz gerekiyor. Pişmanlık, utanç, vicdan azabı ve suçluluk duyguları akrabadır. Hepsi de birbiriyle bağlantılıdır. Pişmanlık duygusunun altında, biraz da suçluluk yatar. Bu duygular çift kutupludur. Bir pozitif bir de negatif kutbu vardır. Örneğin, suçluluk duygusu... Pozitif kutbuna kapılırsanız, dünyadaki herkes kabahatli, bir tek siz masumsunuz. Eğer diğer kutba kayarsanız, tüm dünya haklı bir tek siz kabahatlisiniz. Bu iki kutup birbirinden ne kadar uzaksa, kişi o kadar acı çeker ve duygudan kurtulması zorlaşır. Yani, duygusu mantığını engeller. Kişi, doğruyu bilse bile uygulayamaz. Sabahtan akşama kadar analiz etse, bu duygusunun sebebini, kaynağını bilse, yine de bağımlı hale gelmesini engelleyemez. İşte o zaman akıl, başka geçerli sebepler bulmaya çalışır. Öyleyse:
1. Suçluluk, pişmanlık, vicdan azabı ya da utanç duygularınızın önce farkına varın.
2. Uç noktalardaki duygularınızı birbiriyle konuşturun. Bunu bir kağıt ve kalem alarak da yapabilirsiniz. Örneğin kendini suçlu hisseden parçanızla af dilediğinizi yazın ama kendinizi çok masum hissettiğiniz tarafınızı da konuşturup kendisini savunmasına izin verin. Her zıt kutup ifade bulursa, sonunda uzlaşma olur ve bir bakmışsınız, zihniniz netleşmiş.
3. Bu ilişkiden nasıl bir hayat dersi çıkarmalısınız? Bunun cevabını da araştırın. Bulduğunuzda hayatınız için yeni kararlar alın. Ve tüm bunları yaptıktan sonra, yeniden yukarıda yazdığım yazıyı okuyun. Onu daha iyi içselleştirebildiğinizi göreceksiniz.