Kukla sanatçısı Pınar Akpınar (33), Mimar Sinan Üniversitesi Sahne Dekoru- Kostüm ve Kukla Tasarımı Bölümü'nü tutkunu olduğu tiyatronun arka planındaki emekçilerinden olmak için seçenlerden. Hiç aklında yokken okuldaki kukla derslerinden etkilenip ipli kukla yapımına başlamış. İpli kuklalarını oynatmaya başladığında kuklaların büyüsüne kapılıvermiş Akpınar: "Ahşap ve kumaş parçalarını birleştirip eklem yerlerini tasarladıktan sonra iplerini taktığınız zaman hayal ettiğiniz karakterin canlandığını görüyorsunuz. Adeta sizinle konuşmaya başlıyor, bu beni büyüledi" diyor. Üniversiteden mezun olduktan sonra atölye açmaya karar vermiş Akpınar. Ama Türkiye'deki çok az kukla sanatçısından bir farkı var onun. Genelde çocuk oyunları için kuklalar yapılırken o ünlülerin de, kendi yarattığı karakterlerin de kuklalarını yaparak başlıyor işe. İlk Madonna, Michael Jackson, Lady Gaga, Elvis Presley, Şener Şen ve İlyas Salman gibi ünlü isimlerin kuklalarını yapmış. Sonra da kendi oluşturduğu karakterlerin sihrine kapılmış. Kısa sürede büyükler için kişiye özel kuklalar tasarlamaya başlamış. İşin çehresi değişince kuklatolye.com internet sitesine insanlar kuklaları yapılsın diye fotoğraflarını göndermeye başlamış. "Kuklaların büyülü bir dünyası var" diyen sanatçı o kadar çok kukla yapmış ki, altı yıldır İstanbul Maltepe'de bulunan kukla atölyesinde yaptığı ipli kuklaların sayısını bile hatırlamıyor artık.
SİHİRLİ BİR DOĞUM ATÖLYESİ
Maltepe'deki küçük ama şirin kukla atölyesinin kapısını araladığınızda sihirli bir dünyaya adım attığınızı hemen anlıyorsunuz. Duvarda sessizce duran ama içten içe sanki size fısıldayan ipli kuklalar sıra sıra dizili; Michael Jackson'dan Pinokyo'ya, Zara'dan Alex'e ve Akpınar'ın en sevdikleri arasında olan dansöz kuklasına kadar birçok kukla adeta selam duruyor. Akpınar da "Sabahları kuklalarıma selam vermeden atölyeye adım atmam" diyor zaten. Onun için ipli kuklalarının anlamı büyük. O kişiye özel kuklaların yapımını bitirip kargoyla gönderdiğinde çok hüzünlendiğini söylüyor: "Burası tam bir doğum atölyesi gibi. Onlar benim ellerimde doğuyor; bazılarının parmağı kopuyor, kolu sakatlanıyor, tekrar birleştirip iyileştiriyorum. Yeni yeni karakterler canlanıp iplerle hareketleniyorlar. Günlerce emek verip yeni sahiplerine gönderdiğim kuklalarımdan ayrıldığım an çok hüzünleniyorum ama ertesi gün yeni bir talep geliyor. O hüznü yeni bir kukla tasarlamanın heyecanı ancak bastırabiliyor" diyor. Akpınar için kuklaları canlı gibi. Ona göre kuklaya ruh veren de ipleri. "Onları oynatmak gibisi yok!" diyen sanatçı metropolün karmaşasından 'kukla dünyam' dediği atölyesine kaçmış, tek dinlenme yerinin atölye olduğunu söylüyor. Çalışırken vaktin nasıl geçtiğini anlamıyor. Öyle ki sokakta, evde ve her anında kuklalarını düşünüyor. Akpınar, kuklaları yaparken "Fırtına bile kopsa duymam" diyor.
YEŞİLÇAM'IN SERİSİNİ YAPACAĞIM
Onun kuklalar üzerine kurulu hayatında birçok proje de var. En çok da kendisinin oluşturduğu karakterlerle kukla tiyatrosu yapmak istiyor. Ama aynı zamanda Yeşilçam'a da tutkun olduğu için onun hayallerini Yeşilçam'ın kukla serisi süslüyor: "
Çiçek Abbas filminde Şener Şen ve İlyas Salman'ın oynadıkları karakterlerin kuklalarını yapmıştım. Yakında Yeşilçam'ın tüm karekterlerinin kuklalarını yapacağım. Yeşilçam filmlerini çok seviyorum ama
Selvi Boylum Al Yazmalım'ın bendeki yeri ayrı. Şimdi o filmin karakterlerinden kuklalarda sıra; Türkan Şoray ve Kadir İnanır... Ve tabii Hülya Koçyiğit ve diğerleri... En büyük hedefim ve hayalim Yeşilçam serisi" diyor. "Dışarıdan kendime bakamıyorum" diyen Akpınar terzi kendi söküğünü dikemez misali bir tek kendi kuklasını yapamıyor. Bir de prensip gereği çocuklarınkini: "Çocuklar her hafta, her ay büyüyüp değişiyor. En az 18 yaş olmadan kişiye özel kukla yapmıyorum" diyen Akpınar, kuklaları yaparken büyük bir emek gerektiğinden söz etmeden de geçmiyor: "Kişiye özel kuklalar için fotoğraflara bakıp yüzlerini yaparken kaş, göz ya da burnun birebir aynısını yapmıyorum. Sanatçı gözüyle kişinin özelliklerini abartarak oluşturuyorum."
GELİN, DAMAT KUKLALARI TREND
Atölyesi zeytin, kestane, fireke ve ceviz gibi çeşit çeşit ağaçtan ahşaplarla dolu. "Yumuşak olduğu için kukla en iyi ıhlamurdan yapılır" diyen Akpınar: "Ahşabı oymak zor. Kuklayı fazla yontarsanız geri dönüşü olmaz. Yeniden başlamak zorunda kalırsınız. Bir kukla bir hafta gibi bir sürede ortaya çıkıyor" diyor. Ücreti 500 TL'den başlayıp 1000 TL'ye kadar çıkan kuklaların boyu 60-100 cm arasında değişiyor. Kişiye özel kuklalara en çok doğum günleri, sevgililer günü, evlilik yıldönümleri için talep oluyor. Son trend gelin ve damat kuklaları. Kukla yapımını öğrenmek isteyen de çok kişi varmış. Ama o bu isteğe karşılık veremiyor: "Gelecekte kukla yapımını öğretmek için elimden geleni yapacağım!" diyen Akpınar, alıyor eline ipli dansöz kuklasını, müzik eşliğinde atölyede oynatıyor. Mahalleli meraklı bakışlarla atölyenin önüne doluşuyor. O "Kuklalara hayat vermeye ve oynatmaya devam edeceğim" diyor.