Anne, baba ve çocukların sınav öncesi yaşadıkları kaygının en önemli sebebi belirsizlik. Çocuğun sınav sonucunun nasıl olacağı, geleceğinin bu durumdan nasıl etkileneceği, yaşanacakların net olmayışı kaygı yaşanmasına neden oluyor. Bu kaygının iki sebebi var. Bunlardan birincisi sınav sonucunun hayatının akışını etkileyecek bir yarış olması. İkinci sebep ise ailelerin çocukların zeka kapasitesini ve yeteneklerini göz önüne almadan onlardan yüksek başarı beklemesi ve çocuklar üzerinde baskı oluşturmaları. Bu durum sınav kaygısını tetikliyor. Çocuklar "Ya annemin, babamın beklentilerini karşılayamazsam", "Ya onları hayal kırıklığına uğratırsam" diye baskı altında kalıyor. Çocukları sınava hazırlanan anne babalara düşen en önemli görev, çocuklarının çalışma isteğini artırmak ve onları çalışmaya teşvik etmek. Kaygı artırıcı yaklaşımlardan kaçınmalılar. Sınavla ilgili olarak onları korkutmak, tehdit etmek, psikolojik baskı altına almak çocuğun ruh dengesini altüst ediyor. Bu yaklaşımlar yerine aileler, gençlerin desteklendiği yaklaşımları sergilemeli. Bu, yaşanan yoğun sınav kaygısının azalmasına yardımcı olur. Anne babalar sınav döneminde çocuklarını her zaman desteklemeli, ilgi göstermeli. Çocuktan beklentiler gerçekçi olmalı. Bunun için önce çocuğu iyi tanımalı, neyi başarıp neyi başaramayacağını bilmeli, onu özgün kişiliği içinde değerlendirmelisiniz. Anne babalar kendi işlerine ayırdıkları zaman kadar çocuklarına da zaman ayırmalı ve onları dinlemeli. Gençlere aile ortamında kendilerini ifade etme imkanı sağlanarak onlara güvenildiği ve birey oldukları hissettirilmeli. Aileler sorunlarını konuşarak halletmeli, özellikle sınava yakın zamanda cezadan kaçınmalı. Sınavın sorumluluğu çocuğa bırakılmalı. Çocuğun yerine getirmesi gereken sorumlulukları üstlenmemeli, onu destekleyerek yardımcı olunmalı. Çocuğun başarısı değerlendirilirken yüzde 50 oranında ailenin payı olduğu unutulmamalı. Sınav öncesi, son akşam yemeği ve sabah kahvaltısında bazı öğrenciler gereğinden fazla titiz davranır. Her zaman yedikleri yiyecekleri yemezler. Sınava kadar ne yiyorlarsa sınava bir gün kala da aynı şeyleri yemeleri gerekir. Sınav öncesi öğrenci sabah kalkıp kutu kutu çikolata yiyip bu sayede sınavdan yüksek performans sağlayacağına inanır. Böyle bir şey doğru değildir. Sınav günü yanlış beslenme sonucunda geçirilecek rahatsızlıklar, bir yılın kaybedilmesine sebep olabilir.
AİLELERE DÜŞEN KAYGILI OLMAMAK
Neşeli olunmalı, güzel şeylerden bahsederek çocuğun morali yüksek tutulmalı, sınavla ilgili hiçbir yorum yapılmamalıdır.
Hoşgörü sınırları genişletilmeli ve çocuğa karşı özellikle son günlerde ve sınav gününde anlayışlı olunmalı.
Sınavın bir ölüm kalım meselesi olmadığını söz ve davranışlarınızla çocuğunuza hissettirmelisiniz.
Çocukla birlikte neşeli ve hoş vakitler geçirilmeli.
Onu sevmenizin sınav başarısıyla ilgili olmadığını, onu evladınız olduğu için sevdiğinizi ona davranışlarınızla ve sözlerinizle hissettirmelisiniz.
Önceden sınavın yapılacağı binayı ve sınav salonunu çocukların görmesini sağlamak gerekir.
Sınavda gerekli olan belgeleri ve diğer eşyalarını hazırlayıp hazırlamadığını sormalı, bu konuda çocuğa yardımcı olunmalı.
Sınav sabahı çocuk vaktinde uyandırılmalı. İsterse duş almalı.
Mutlaka kahvaltı yapmasını sağlanmalı.
ÖYLESİNE İLAÇ ALINMAMALI
Doktorun verdiği ve kullanmak zorunda olduğu ilâçların dışında ilâç kullanmalarına izin verilmemeli.
İsterlerse sınav gecesi de çalışabilirler ama gece iyi uyumalılar.
Yanlarına su, şeker, çikolata, meyve suyu, kuru üzüm, bisküvi gibi yiyecek ve içecekler almalılar.
Evden çıkarken veya sınav salonuna girmeden tuvalet ihtiyaçlarını mutlaka gidermeliler.
SINAV GÜNÜ KIYAFET SEÇİMİ
Sınavda rahat edebilecek kıyafetler giyilmeli. Vücudu sıkan, terleten, kaşındıran kıyafetler tercih edilmemeli. Ayakkabılar da rahat olmalı, ayakları sıkan ayakkabılar giyilmemeli. Hava durumuna dikkat edilmeli.