Bebeğim olmadan önce alışveriş merkezlerinde gördüğüm çocuklu ailelere neden buraya geliyorlar ki deyip burun kıvırırdım. Bana göre insan çocuğunu çayıra çimene götürüp özgür bırakmalıydı. O zamanlar 'bekara kadın boşamak kolay gelir' hesabı sallayıp tutuyordum.
Benim de bebeğimle ilk gezim bir AVM'ye oldu. Hava soğuktu ve bebeğim gezmek istiyordu. Onu AVM dışında götürebileceğim başka hiçbir yerin olmadığını işte o an fark ettim. Üstelik ben de uzun süredir dışarı çıkmamıştım ve kafayı yememe ramak kalmıştı. Ufak bir çanta hazırlayıp kangurumuzu da takıp eve en yakın AVM'nin yolunu tuttuk.
İçeri girer girmez bebeğimi fark eden danışma görevlisi yanımıza gelip bebek arabası isteyip istemediğimi sordu. Çok şaşırdım tabii, böyle bir hizmetleri olduğunu bilmiyordum. Nasıl istemem! Eylül'ü arabaya yerleştirdim ve anne-kız dolaşmaya başladık.
Kızım etrafta gördüğü her yeni şeye tepki verdi. İnsanlara laf yetiştirdi. Her şeyi büyük bir merakla inceledi. Aynı anda bu kadar çok uyarana maruz kalması ne kadar doğru onu bir uzmana soracağım ama halinden memnundu.
Acıktığı zaman ise daha önce hep tabelasını gördüğüm o emzirme odalarına gittik. Açıkçası her şey düşünülmüştü. Alt değiştirmek için rahat yerler, emzirme koltukları, el yıkama lavabosu ve loş ışık. Eylül'ü rahatlıkla emzirdim ve hemen uykuya daldı.
DEZAVANTAJLARI DA VAR
O arabasında uyurken alışverişimi de yaptım ama mağazalardaki yoğun ışık ve müzik sesi uykusunu tam olarak almasına izin vermedi. Ama neredeyse sıfır sorun ile ilk deneyimimizi tamamladık.
Yaz olsaydı kapalı bir mekana gitmeyi tercih etmezdim. Ancak AVM'ler çocuklu ailelerin ihtiyacı olabilecek her şeyi düşünmüş ve cazibeli hale gelmişler. Kışın neden tıka basa çocuk kaynadığını şimdi daha iyi anlıyorum. Ne diyelim, büyük konuşmuşum.
AVM'lerin dezavantajları da var. Malum kış, etrafta grip olan pek çok insana rastladım. Fark eder etmez, jet hızıyla yanlarından kaçtım hemen. Her annenin korkusudur minik yavrusunun hasta olması. İçgüdüsel olarak tehlikeyi sezdiğimiz an koruma kalkanlarımız hemen açılıyor.
Ayrıca parfüm kozmetik mağazalarından yayılan kokular hoş olsa da bebeğe alerji yapma ihtimali var. Üstelik satış stratejisi olarak bazı giyim markaları her mağazalarında aynı oda kokularını kullanılıyor.
Buralarda da tehlike sezdiğim için kapılarının önünden bile geçmedim. Alerjik bir bebeğiniz varsa bunlara mutlaka siz de dikkat edin.
Eylül'le AVM maceramız sorunsuz geçse de, bu yazıdan bebeğinizi kapıp alışveriş merkezlerine koşun gibi bir çıkarım yapılmasını istemem.
Her anne çocuğu için doğru olanı hisseder zaten. Şu günlerde tek isteğim yaz gelse de ağaçlarla buluşsak, mis gibi çiçek kokuları solusak.
Çocuklarımızı kapıp çimenlere koşsak.