Kızımı 23 aydır emziriyorum. Sütten kesme zamanı geldiğini düşündükçe endişelerim de artıyor. Çünkü bu süreçte anne sütü bana ve kızıma pek çok rahatlık sundu. Hastalıkları kolay atlattı. Ateşini emzirerek daha kolay düşürdüm. Yanımda yemek taşımak zorunda kalmadım. Bağışıklık sistemi güçlü. Endişe, korku ve şefkat isteğini emzirerek giderdim ve daha pek çok şey... Vücudumun ürettiği bu mucizevi sıvıyı hep merak ettim. Nasıl olurdu da, hem fiziksel hem de ruhsal olarak bir bebeğin ihtiyaçlarına hemen karşılık verebiliyordu. Nutricia Anne Bebek Beslenmesi Genel Müdürü Dr. Yalım Üner, 120 yıldır anne sütü üzerine çalıştıklarını ve Hollanda'da bulunan Ar-Ge merkezinde anne sütüne dair değerli bilgiler bulduklarını söyleyince yerimde duramadım. Hollanda'daki Ar-Ge merkezinde ilgimi çeken ilk şey, insanın bağırsak sistemini bire bir taklit eden makine oldu. Dünyada iki adet olan makinenin biri karşımda duruyordu. Burada bebeklerin bağırsak sağlığı ve anne sütünü sindirmeleri üzerine çalışmalar yapılıyor. İşte bu çalışmalar sonucu bulunan bilgilerden biri de anne sütündeki prebiyotikler olmuş.
PREBİYOTİKLER KEŞFEDİLDİ
Prebiyotikleri probiyotiklerle karıştırmamak gerekir. Probiyotikler, bağırsaklardaki yararlı bakterilerdir. Prebiyotikler ise, bağırsaklardaki faydalı bakterilerin gelişimini sağlayan lifler. Yani bebeğin bağırsak florası ve güçlü bağışıklık sistemi için prebiyotikler çok önemli. Bu da anne sütünde fazlasıyla mevcut. Üner, bu bilgiyi elde ettiklerinde anne sütü alamayan çocuklar için ürettikleri devam sütlerine hemen eklediklerini söylüyor.
CİNSİYETE GÖRE SÜT DEĞİŞİYOR
Yapılan araştırmalar ise bununla sınırlı değil. İşte beni şaşırtan bilgiler:
Her anne kendi bebeğine özel süt üretiyor. Hatta bebeğin cinsiyetine göre de sütün içeriği değişiyor. İkiz annelerinin sütleri bile her çocuğa göre farklılık gösteriyor. Yani ikizlerin içtiği sütler bire bir aynı değil.
Bebek hastaysa annenin sütünde daha fazla antikor olduğu gözlemlenmiş. Böylelikle bebek anne sütüyle tedavi oluyor.
Anne sütünün bileşenleri tek bir emzirme anında bile değişiyor. Yani 20 dakika emen bir bebeğin her anında aldığı sütün içeriği değişiyor.
Bebek büyüdükçe sütün içeriği de değişiyor.
Anne ne kadar uzun emzirirse bebeğin ilerde obezite olma ihtimali o derece azalıyor.
Annenin yediklerinin tadı ve kokusu sütüne geçiyor. Bebek bu tatlara alışıyor ve ek gıdaya geçtikten sonra bu tatları hatırlıyor. Bunların sağlıklı olduğunu düşünerek yemeye devam ediyor.
Anne, alerjik olduğunu düşündüğü yer fıstığı, yumurta, domates gibi besinleri yemek listesinden çıkarmamalı. Böylece bebeğin bağışıklık sistemini eğitmesine yardımcı olur.
HENÜZ YÜZDE 25'İNİ KEŞFETTİK
Nutricia Ar-Ge Merkezi'nde sohbet ettiğim araştırmacılar anne sütünün bir orkestra gibi olduğunu söylüyor: "İçinde laktoz, protein, probiyotik, prebiyotik ve daha pek çok şey var. Şimdilik yüzde 25'ini çözebildik. Bu sihirli sıvıda daha ortaya çıkaracağımız çok şey var ve bu bizi heyecanlandırıyor" diyorlar. Ayrıca uzmanlar, bebeklerin küçük yetişkinler olmadıkları konusunda hemfikir. Bebekler yetişkinlerden yedi kat daha fazla demire, dört kat daha fazla kalsiyuma ve üç kat daha fazla yağa ihtiyaç duyuyor. Emziren annenin yeterince D vitaminine sahip olması gerekiyor. Çünkü annede yeterince D vitamini yoksa bebek daha fazla hasta olabiliyor.