Sonbaharı neden severiz? Yazın nemi, sıcaklığı geçer, havalar hafif serinler... En romantik karelere ev sahipliği yapar... Kime aşk ve huzur hatırlatmaz ki sararmış yapraklar... Tüm bu klişeleri, romantik tripleri geçelim ve sonbaharın ana konusuna gelelim. Bir sonraki yılın trendleri sonbaharda arzıendam etmeye başlar. Hani şu meşhur "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir" durumu anlayacağınız. Moda, dekorasyon, kozmetik ve yemeiçme trendleri... Hepsinde aynı zamanlama söz konusu.... O halde 2020'nin gelişini bu sonbahar yeme-içme trendlerinden öğrenelim... En güzel tarafı karnabahar, tacını kaybediyor. İlk başta çok sevdiğimiz ama artık görünce fenalık geçirdiğimiz smoothie'ler ve kaseler de yavaş yavaş veda ediyor. Hani şu barbekülü, steak ya da köfte aromalı patates cipsleri var ya... İşte onlar da bir süre raflarda olmayacak gibi. Çikolata ve fıstık ezmesinin tahtına ise güçlü bir rakip geliyor. O halde sözü fazla uzatmayayım. Ve yine iştah kabartan bir yazıya başlayayım... İşte sonbaharda hayatımıza girecek ve yeni yılda yıldızı parlayacak yiyeceklerin listesi. Elbette bu liste önümüzdeki aylarda büyüyecek. Yeni mutfaklar, akımlar ve pişirme teknikleriyle süslenecek... Şimdilik neler var bir bakalım....
TAHİNİN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ
Tahin bizim alışık olduğumuz bir lezzet. Tahin-pekmez karışımı ile başladık. Antalya'nın tahinli piyaz salatasını bulunca hemen kaşıkladık. Ana maddesi susam olan tahin bizim mutfağımızda baş tacı ama artık tüm dünyada marketlerde, raflarda ve restoran menülerinde satışa çıkmaya hazırlanıyor. Aslında humus yaklaşık 10 yıldır tüm dünyada trend. Hatta bırakın Ortadoğu'yu ABD'de, Avrupa'da edamameli, limonlu, karamalize soğanlı gibi çeşitleri de yapılıyor. Şimdi ise humusun içindeki en önemli içeriklerden biri, tahin dünya pazarına açılıyor. Üstelik fıstık ezmesinin en büyük rakibi olacak gibi görünüyor. Pek çok zincir milkshake mekanı çikolata ya da fıstık ezmesi yerine tahin kullanmayı tercih ediyor. Hem müşteriler tahinin daha sağlıklı olduğu fikrine sahip. Araştırmalara göre "Çikolata mı tahin mi?" diye sorulduğunda tahini seçenler çoğunlukta.
Zahtere yer açın
Zahter yine bizim alışık olduğumuz bir başka tat. Bir tür baharat... Susam, sumak gibi baharatların karışımından oluşuyor. Bizde Kilis-Gaziantep bölgesinde sıkça kullanılıyor. Ortadoğu'da yaygın bir baharat Görüntüsü kekiğe benziyor. Zaten yabani kekik olarak adlandıranlar da var. Ama İngilizce adı Za'atar. Şu sıralar faydaları ile birlikte dünyada 'süper yiyecekler' listesinde gösteriliyor. Sindirime yardımcı, soğuk algınlığına karşı iyi gibi faydaları tek tek sıralanıyor. Özellikle de tavuk yemeklerinde çokça kullanılıyor. Yeni dönem yemek blogger'ları da sık sık zahter içeren yemek reçeteleri paylaşıyor. Zahterli, zeytinyağlı pideler, zahter eklenen salatalar... Hepsi şu sıralar menülerde...
Denizden babam çıksa yerim
Su yosunu, su menekşesi, su zambağı çekirdeği gibi sudan çıkan bitkilerle yapılan cipsler de hayatımıza girmeye başlıyor. "Su yosununa yeni yeni alışmıştık" diyebilirsiniz. Ama pek çoğu farklı kuruyemiş türleri ve tuzla tatlandırılıp raflarda yerini almaya başlıyor. En azından karbonhidrat bakımından düşük, az kalorili ve sağlıklı besinler. Zamanla tadına da alışırız belki.
Karnabahara 'bay bay' lahanaya 'hayhay'
Sağlıklı hatta lezzetli... Ama karnabahar trendi biraz baydı sanki... Önce absürt bir şekilde hamburger ekmeği yerine kullanıldığını gördük. Sonra şekil aldı pizza hamuru oldu övgüler dizdik. Restoranlarda tempura olarak pofidik pofidik servis edildiğini görünce ise pek sevindik. Sağlıklı ve pek sevmediğimiz bir yiyecek bile demek ki kızartmaya geliyordu. Hele bir de üstüne soya ya da ponzu sosu ile hapur hupur yeniliyordu... Karnabaharın da türlü türlüsünü gördük tükettik. Sonunda onun da modasının sonuna geldik. Kinoa'dan aldığı tahtını neye mi bırakıyor? Lahanaya... Yine "Olmaz, lahana dünyada tutmaz..." diyenler çıkacaktır... Avrupa'da ve dünyanın pek çok yerinde iyi restoranlarda lahana sarma servis edilmeye ufak ufak başlandı. Ama bu kadarla da sınırlı değil. Çok yakında lahana lazanyayla tanışmaya hazırlanın. Tarhana cipsleri de 'out'. Onun yerini lahana cipsleri alacak. O zaman esas soruyu soruyorum? "Karnabahar hamuru ile hazırlanan pizza yerine lahanalısına hazır mısınız?" Çok yakında odun ateşinde olacak uyarayım...
Yulaftan süt mü olurmuş, olur!
Süt dünyasında bu denli çılgınlık yaşanacağını kim tahmin ederdi ki! İnek, keçi sütü derken yarım yağlı ve yağsızı çıktı. Sonra soya sütü hayatımıza girdi. Ardından favorim badem sütü... Hooop oradan da Hindistan cevizi sütüne geçiş yaptık. Şimdi sırada yulaf sütü var. Tüm bu seçenekler birçoğunuza saçma ve deli işi gelebilir. Ama 2012 yılından beri dünyada laktozsuz, alternatif süt içenlerin oranı yüzde 61 yükselmiş. Yulaf sütü ise yeni. Ama uzun süre daha adını duymaya devam edeceğiz. Hatta Avrupa'da şirketler yulaf sütü işine girmeye başladı. Bu sonbahar olmasa bile birkaç yıl içinde eminim birçok kişi yulaf sütünü içmiş olacak.
Rastgele dostum rastgele
Balık tutmaya değil yemeye gidiyoruz. Elbette tutmak isterseniz de serbestsiniz. Malumunuz yarın itibariyle İstanbul'da balık avlama yasağı kalkıyor. Kısacası en lezzetli balıkları yeme zamanı da start almış oluyor. O halde hem yeni açılan balıkçılara hem de eski ama eskimeyen lezzetler sunanlara bir bakalım... Bir de ortaya karışık meze ısmarlayalım... Malum balık mezesiz gitmiyor...
* Ringa Balık: Kuruçeşme'nin içinde bu yaz açılan Ringa Balık sezon kapanmadan ve balık mevsimi açıldıktan sonra mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir mekan. Denize sıfır.... Eski Reina günlerini hatırlatıyor. Bu arada balıkçı olmasa da Ortaköy Ruby'nin menüsünde de iddialı balık yemekleri bulunuyor. "Ringa Balık'ta ne yemeliyim?" derseniz kalamar ızgara, fener kavurma, deniz börülceli deniztarağını gözü kapalı ısmarlayın derim.
* Beylerbeyi'nde denizin hemen önünde hizmet veren bir başka restoran da Villa Bosphorus. Ringa Balık'ın aksine oldukça eski bir işletme. Müdavimleri arasında da pek çok ünlü isim var. Soya soslu uskumru ve lakerdası müthiş. Taze balık seçeneklerinden dilediğinizi söyleyin. Hem manzarası hem servisi hem de lezzetleri enfes...
* "Balık" denilince ilk akla gelen yerlerden biri neresi... Elbette Ayvalık, Cunda... Oradan İstanbul'a uzanan bir mekana gidelim o halde. Kalamış'taki Ayvalık Cundalı Balıkçı'sına. Taze otlar dışında bir de papalina balığını mutlaka tadın derim.