Mavi, popüler müziğin en ayrıksı seslerinden... Ruha değen, su gibi vokalinin dışında sağlam bir şarkı yazarı o. Mavi, Umduğum Gibi şarkısı ile kasım ayında başlattığı yeni müzikal yolculuğunu günümüz ilişkilerini konu alan şarkılarla süslemeye devam ediyor.
Sanatçının yeni teklisi Çıplak, sözü ve müziği Mavi'ye ait olan, Efe Demiral'ın gitar odaklı düzenlemesi ile içten bir akustik şarkı. Yeni şarkı vesilesi ile Mavi ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik...
- Son birkaç ayda arka arkaya dört şarkı ile karşımıza çıktınız. Üretim süreciniz nasıl ilerledi?
- Hepsinin ilk çıkışı aynı ay içinde
aslında. Yoğunlaştığım dönemler
oluyor, iş gibi başında oturduğum,
istediğim noktaya gelemeden rahat etmediğim.
Bir şarkıya yoğunlaşmışken
başka biri de geliyor. İlham siz dikkatinizi
vermişken uğramayı seven biri
bende. Dolayısıyla o bir aylık sürecin
meyveleri çıkıyor şimdi. İki şarkı daha
var yolda. Tabii bir aylık süreç dediysem
sonraki aşamaları, düzenlemesi,
okuması, mix'i, fotoğrafı videosu derken
neredeyse beş-altı aya yayılan süreçler.
Hem heyecanlı hem ızdıraplı.
Bazen sabırsızlıklar, tartışmalar, bazen
yoğun tutku.
- Bir süredir Bodrum'da yaşıyorsunuz. Ordaki hayat nasıl geçiyor? Üretiminize nasıl katkısı oluyor daha sakin bir yerde yaşamanın?
- Burada hayat tabii biraz rölantide
gidiyor. Ama rölanti derken tembel
sayfiye hayatı zannedilmesin. Kenara
çekilip dinlenebildiğim an az gibi. Zaten
kışı oldukça sert bir köyünde yaşıyorum,
ısınmaya çalışmak ve fırtınası
kasvetiyle baş etmek hem biraz günlük
efor istiyor, hem de pandemide
biraz zorlayıcı oldu. Ama şükür tabii,
kafaları yememiş olmayı da burada
yaşamamıza borçluyuz. Ya da yedik
ve burada kimse
sıkıntı etmiyor.
(Gülüyor)
Rölanti kısmı
ise şöyle, mesafeler
süreler belli, artık
geçmişe daha çok
trafik olsa da onun
da çapı belli. Daha insani bir akış var
gün içinde. Bu da hem yapmak istediğin
şeylere vakit bırakıyor, hem de
enerji bırakıyor. Gümüşlük özelinde
ise hep bahsettiğim gibi değişik bir
enerji var beldenin eski tarihinden
gelen. Asla aynı insan kalmadığın,
gerçeğe çarpa çarpa olduğun kişiye
yaklaştığın arındırıcı ve zorlayıcı bir
yer burası. Müziğimde daha özgürleşmemde
de katkısı büyük.
- Sizi hiç dinlememiş birisine yaptığınız müziğin tarzını nasıl tarif edersiniz?
- Eskiden alternatif olarak yorumlanırdı,
son yıllarda ana akım da alternatif
müziği barındırmaya başladığı
ve hatta trend haline getirdiği için
pop müzik denebilir belki de. Kaliteli
bir müzik yapmaya çalışıyorum. Diyebileceğim
en net şey bu aslında. Yeni
şeyler deneyen, kelimelerin gücüne
inanan, formüllerin, küçük hesapların
peşine düşmeyen...
- İlham kaynaklarınız neler?
- Bizzat hayatın kendisi, hem etrafımdan
geçen enerjiler, onlardan
duyduğum hikayeler, hem kendi duygularım.
Bazen anlatmak yetmiyor,
"Öyle oldu sonra böyle oldu" hiçbir
şeyi anlatmıyor aslında. Konuşmuş
oluyoruz. Yandaş buluyoruz, bazen
minik teselliler, günlük sevinçler.
Eve geldiğinde içinden bir dalga gibi yükselen duygu varsa hâlâ, işte o şarkıya dönüşmeden geçmiyor. Bazen de bir yerde okuduğum bir cümle öyle bir ilham veriyor ki, ben anlamadan şarkı oluyor, kendi kendini yazdırıyor gibi. Yakışmaz Bana da, Silmesinler İzlerimi de öyledir mesela. Hiç öyle şeyler hissetmiyorken, düşünmüyorken, bir cümle ile kendileri döküldüler.