atv'de yayınlanan Üvey Anne dizisi kısa sürece reyting rekorları kırmayı başardı. Üç kardeşin annelerini amansız bir hastalıktan kaybetmesi ve babaları ile verecekleri hayat mücadelesine seyirci de ortak oldu.
Üç kardeşe bakıcılık yapan Serap, babaları Faruk ile evlenip konağa hanım olmayı kafaya koyunca, derin bir yas içinde olan bu ailenin de hayatı değişiyor. Nisan, Naz ve Ömer, bu üvey anne ile baş edebilecek mi? Başlarına neler gelecek? İzleyiciler şimdiden tahminler yapıp her bölümü merakla bekliyor.
Biz de bu hafta, hikayenin kilit isimlerinden biri olan en büyük çocuk Nisan karakterine hayat veren Ezgi Şenler ile bir araya geldik. Akıllı, anaç, annesinin ölümünden sonra anne rolünü üzerine alan Nisan için hayat kolay olmayacak. Ama kararlı ve akıllı bir genç kızdır Nisan.
Peki, güzel oyuncu Ezgi Şenler nasıl biri? Şimdiden hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip. Hayatını merak edenler çok... Biz de tüm merak edilenleri kendisine sorduk. Set günlerini, diziye dahil oluşunu, konservatuvarda dans eğitimi almasına rağmen oyunculuğuna nasıl geçtiğini, hedeflerini, hayalleri ve tabii ki nasıl bir aşk kadını olduğunu...
Aşıkken ayakları yere basıyor Ezgi Şenler'in, "Mantıklı bir kova burcuyum" diyor ama ekliyor da, "Aşıkken toz pembe oluyor hayat, daha iyi bir insan oluyorum. Aşk güzel şey, herkes yaşamalı."
-
Üvey anne dizisine dahil olma süreciniz nasıl gelişti? Nisan karakterini okuyunca ne düşündünüz?
- Nisan karakteri için teklif gelince tabii ki çok heyecanlandım. Senaryoyu okuduğumda dram olması ve gerçek hikaye olması beni çok etkiledi. Nisan'ın annesinin ölümüyle büyümesi ve kardeşleri için vereceği savaşlar çok heyecan verici. Bölümler ilerledikçe neler olacak merakla bekliyorum.
-
Nisan evin en büyük çocuğu. Annesiyle en fazla vakit geçiren, onunla en fazla anısı olan evlat. Şimdi evin annelik görevi Nisan'a mı kalacak?
- Nisan zaten senaristimizin de dediği gibi "olgun ruh". Annesinin özelliklerini; naifliğini, kibarlığını, zarafetini alan çocuk. Zaten anaç. Klasik ergen kızlar gibi değil Nisan. Annenin ölümüyle tabii ki bir anda büyüyor ve küçük anne olma serüveni başlıyor. Hayat yaşattığı olaylarla insanı büyütür ya. İşte Nisan tam olarak bu süreci yaşıyor.
-
Ezgi ile dizide oynadığınız Nisan'ın ortak özellikleri var mı?
- Nisan ve Ezgi'nin benzer tarafları kadar zıt tarafları da var. Ben de anaç, iyi niyetli, güçlü bir karakterim yaşamımda ama benim ergenliğim çok kötü geçti mesela. Çok asi, öfkeli, burnunun dikine giden, kural tanımayan bir kızdım. Ailem benimle çok uğraştı o zamanlar. Nisan da çok şükür bu özellikler yok. Ama sinirlenince ne yapar orasını bilemem (Gülüyor).
-
Sette zaman nasıl geçiyor? En iyi anlaştığınız, birlikte gülüp eğlendiğiniz isimler var mı?
- Set çok keyifli geçiyor. Sıcak dışında her şey yolunda. Sette bütün oyuncu arkadaşlarımla birlikte çok eğleniyoruz. Herkes çok tatlı ve uyumlu. Aynı kafadayız bir de. Soğuk esprilerden geçilmiyor bizim sette. İyiyiz nazar değmesin.
GENÇLER, BENİ BENDEN İYİ TANIYOR
-
Genç nesil sizi tanıyor artık ve güzel bir hayran kitleniz de oluştu. Sizi merak da ediyorlar. Kendinizi anlatmanız gerekse, Ezgi Şenler'i cümlelerle nasıl tanıtırsınız onlara?
- Aslında bu soruyu onlara sormak lazım. Beni benden daha iyi tanıyor olabilirler. Her anımı, her şeyi benden iyi takip ediyorlar. Ben kendimi pek anlatamam. Ama şunu söylemek isterim, sevenlerim iyi ki varlar ve destekleri için çok teşekkür ederim.
-
Hacettepe'de modern dans eğitimi almışsınız. Dans alanında kariyer yolculuğunuz oldu mu? Oyunculuğa geçiş hikâyeniz nasıl gerçekleşti?
- Hacettepe konservatuvarında hem bale bölümünde okudum hem de modern dans. Çift anadalım var. Okurken bir yandan da bale dersi veriyordum özel kurslarda. Mezuniyetle beraber tam bale kariyerim başlarken menajerimle tanıştım ve hayat beni oyunculuğa yöneltti.
-
Bir dansçıyı canlandırmanız gerekse, bu hoşunuza gider miydi ya da böyle bir hayal kurdunuz mu hiç?
- Neden olmasın tabii ki çok isterdim. Ama şu an en büyük hayalim bir müzikalde yer almak.
-
Nasıl bir aşk kadını oluyor Ezgi Şenler? Aşktan gözü döner mi, aşk için her şeyi yapar mı mesela?
- Bu aşık olduğum kişiye göre de şekillenir ama hayata daha güzel, daha pozitif bakıyorum. Tozpembe oluyor dünya bir anda. Daha iyi bir insan oluyorum gibi hissediyorum. Aşık oldum tabii ki ama aşktan gözü kör olan biri olamadım hiç. 'Aşk için her şeyi de yaparım' diyemiyorum çünkü bir kova burcu kadını olarak mantığım engel oluyor genelde. Karşılıklı heyecan, sevgi ve saygı varsa ilişkiler tadından yenmez oluyor. Aşk, sevgi güzel şeyler. Herkes yaşamalı (Gülüyor).
- Ezgi Şenler ilk görüşte aşka inanır mı? Ya da karşısındakini önce tanıması mı gerekir aşık olabilmesi için?
- Ben de kesinlikle tanıdıkça oluyor. Tanımadan, nasıl biri olduğunu bilmeden kendimi açamıyorum kimseye zaten. Enerji meselesi biraz da. Enerjisi güzelse tanımak isterim, tanımaya başladıkça olacağı varsa oluyor zaten.
- Kurduğunuz ama henüz gerçekleşmeyen hayalleriniz var mı peki?
- Müzikal hayalim var. Onun dışındaki hayallerimi paylaşmak istemiyorum. Sürpriz olsun.
YAZIN DRAM DİZİSİ YAPIYORUZ
- Üvey Anne izlenme rekorları kırmaya başladı bile. Reytingleri gördüğünüzde neler düşündünüz, hissettiniz?
- Çok mutlu oldum. Yazın dram dizisi yapıyoruz, çoğu diziden farklıyız ve ben zaten böyle olacağını senaryoyu okuduğumda hissetmiştim. Biz heyecan ve aşkla çekmeye devam ediyoruz. Siz de izlemeye devam edin.
- Ezgi Şenler, kendine bir kariyer rotası çizdi mi?
- Evet çizdim. Menajerimle eksilerini ve artılarını konuşarak, her şeyi tahlil ederek ilerliyoruz. Şu an her şey yolunda gidiyor. Ama ben nazara inanan bir insan olduğum için o rotayı söylemek istemiyorum. Her şey gönlümüze göre olsun, herkes için ve hepimiz için.
REKABET ARTTIKÇA KALPLER TAŞLAŞIYOR
- Hayatı nasıl yaşamayı seviyorsunuz, artık benim dediğiniz bir hayat felsefeniz var mı?
- "Kalbimiz kadar güzel bir hayatımız olsun" benim hayata yaklaşımım. Kalbimiz ve enerjimiz ne kadar temiz ve güzelse karşılığını hayat veriyor.
O yüzden bu zor hayat şartlarında iyi insan olmaya, sevgiden uzaklaşmamaya ve kinden, öfkeden, nefretten uzak durmaya çalışıyorum. Rakabet arttıkça kalpler taşlaşıyor maalesef ve bu hiç hoş gelmiyor bana. Sevgi dilinden uzaklaşmadan yaşayalım tek dileğim ve felsefem bu.