Sanat hayatına yeni atılan genç sanatçıların sergileri her zaman heyecan verici oluyor. Kimi zaman ürkek, kimi zaman çekingen, kimi zaman iddialı... Henüz yirmili yaşlarındaki üç genç ismin; Esra Mengülerek, Ahmet Hamdi Başsöz ve Bilal Can Kara'nın ortak düzenledikleri sergideyim. Önce mekandan başlayalım. Alışılageldik sergi mekanlarının yer aldığı Avrupa yakasının semtlerinde değiliz. Anadolu yakasında, Fikirtepe'de Artists&Collectors oluşumunun atölyesindeyiz. Dertleri, sanat sektörünün farklı oyuncularını bir mekânda buluşturup gençlere cesaret ve zaman kazandırmak. Bu zaman ne demek, biraz sonra sanatçılar kendileri anlatacak. OrtakKat sergilerinin ilki Pay, Payda, Küme temasıyla; farklı okullardan, eğitimlerden hatta farklı sanat disiplinlerinden gelip yolları kesişen üç genci dinlemek, geçirdiğimiz zor günlerde bana iyi geldi. Umarım sizin için de öyle olur. Sonuçta sanat iyileştirir.
SIRT SIRTA VEREBİLDİK
- İki erkekle çalışmak zor mu?
- Esra Mengülerek: Benim için olabilecek en iyi kısım diyebilirim. İkisini de uzun süredir tanıyorum, mutlu anlarımız da canımızın sıkkın olduğunda sırt sırta verebilmek önemli. Zorlandığımız anlarda çıkalım, Kadıköy'e gidelim diyoruz. Maddi manevi birbirimizin yanındayız. Bulabileceğim en iyi iki insanla çalışıyorum.
- Bilal Can Kara: Aynı mekanı paylaşmayı öğrendik. Beraber ürettik, duygulandık, ağladık. Birbirimize güvenmeyi sevdik. Pes etmemeyi öğrendik.
- Ahmet Hamdi Başsöz: Bizim gibi yeni mezun genç sanatçıların en önemli sorunu çalışma ve sergi alanı... Okulda iken alan sorunu olmuyor ama mezun olduğunuz anda nerede üreteceksiniz, büyük sıkıntı. Biz okulun son senesinde bunun stresiyle yaşadık. Bence pek çok kişi için orada büyük kırılma yaşanıyor. "Bundan sonra ne yapacağım?" Bu esnada karşımıza Artists&Collectors projesi çıktı. İstanbul'da genç sanatçıların ihtiyaç duydukları tüm malzemelere erişebildikleri komünal bir atölye hayata geçirildi. Bu bakımdan burası bizim için büyük şans oldu.
ESERLERİMİZİ ÜRETTİĞİMİZ YERDE SERGİLEMEK HEYECAN VERİCİ
- Bize iki kata yayılan bu serginin hazırlanış sürecinden bahseder misiniz?
- Esra Mengülerek: Sergideki eserlerin tamamını burada bir buçuk yıl içinde ürettik. İşlerimizi üretirken zaman zaman birbirimizi izledik. Eleştirdik, katkıda bulunduk. Ve elbette hepimiz etkilendik birbirimizden. Bu sergide benim fotoğraflarımın olacağını söylediğim an, Ahmet'le Bilal hemen nereye nasıl yerleştirebiliriz diye fikir üretmeye başladı. Sergide üç duvarımız var. Pay, Payda, Küme... Girişte sanatseverlerini ilk karşılayan duvarın Pay olmasını istedik. Burada hepimizin eserlerinin olması, serginin ana temasının da pay üzerine kurulu olduğunu gösteriyor. Bir nevi imza duvarımız diyebiliriz.
- Bilal Can Kara: Ben de Payda duvarından devam edeyim. Buranın Pay duvarıyla karşılıklı olmasını istedik. İşlerimizin birleştiği, bizim duygusal yönlerimizin birleştiği bir nokta oldu. Esra'nın cyanotype ya da mavi baskısı, benim kağıt üzerine yaptığım kuru boya tekniği çalışmam Ahmet'in yağlı boya eseri var.
- Ahmet Hamdi Başsöz: Sergideki Küme benim en sevdiğim, kendimi en yakın hissettiğim duvar. Bu duvarı hazırlarken kendi işlerimi yeterli görmeyip Bilal ve Esra'nın işlerini daha çok koymaya çalışıyordum. Hep daha iyisi olacak diyerek yapıtlarımı beğenmiyordum. Onlar da benim eserlerimi daha çok öne çıkarmaya çalışıyordu. Aramızdaki bu ilişki biçiminin de, serginin enerjisini, gücünü katladığını düşünüyorum.
KENDİMİZE BİR YER BULUNCA HAYAL KURMAYA BAŞLADIK
- Öncelikle bu üçlünün yolu nasıl kesişti?
- Bilal Can Kara: Ben ve Esra daha önceden tanışıyoruz. Ahmet'le Esra okuldan tanışıyorlarmış. Burada Artists&Collectors'ın atölyesinde yollarımız kesişti, ekip olduk. Bu mekanda bir buçuk senedir birlikte çalışıp üretiyoruz. Beraber çalıştığımız bu bir buçuk senede iş ahlakımızı gördük. Hep aynı katta beraber çalıştık. Düşünme aşamasından yalnız kalmak isterken de birbirimizin özel alanlarına saygı duyduk. Eserlerin hazırlık aşamasından, sergi için çerçevelenmesi ve yerleştirilmesine kadar hep bir aradaydık.
-
Ahmet Hamdi Başsöz: Hepimiz farklı teknikler kullandığımız için, ben yağlı boya kullanıyorum, Bilal desentekstil, Esra baskı üzerine çalışıyor. O metotları, üretim şekillerini izlemenin de besleyici, ufuk açıcı olduğunu söyleyebilirim. Bilal'in değindiğini yalnız kalma konusunda da mekân üç katlı olduğu için hepimizin kaçmak için geniş alanları vardı diyebilirim. (Üçü de gülmeye başlıyor) Bazen bir iki hafta uğramadığımız olur. O sırada biliriz ki gelmeyen kişi sanat adına yeni eseriyle ilgili bir şey düşünüyor. Sonra bir araya gelince "Konuşalım" diyerek masaya oturup neler çıkacağına bakarız.
-
Esra Mengülerek: Ahmet'le ben okuldan tanıştığımız için güzel sanatlarda bir şeyler yapacağımızı biliyorduk ama ne olduğu soru işaretiydi. Ama bir buçuk sene önce üçümüz bir araya gelince kafamızdaki her şey netleşmeye başladı. Tabi bu anlamda mekânda zaman geçirmeye başlayınca daha çok hayal kurmaya başladık.
BİR ARA RESMİ BIRAKMIŞTIM
- Farklı disiplinlerden üç genç sanatçı, farklı hayaller... Bir buçuk yılda beraber hazırlanan bir sergi... Z kuşağı için "Ben odaklı" derler ama siz hep "Biz" demişsiniz... Nerelerde zorlandınız mı?
- Ahmet Hamdi Başsöz: Okula girmeden önce "Ben sanatçı olacağım" dedim. Ancak okula girdikten sonra resim çizmeyi bıraktım. O günkü Ahmet çok kırılgandı, yanlış giden her şeyi kişisel algılıyordum. Kocaman bir dünya var ve her şeyi ben düzeltmeliyim gibi bir görev hissediyordum. Motivasyonum çok düştü. Daha sonra yanlış giden her şeye karşı derdimi en iyi sanat yoluyla anlatabileceğimi anladım. Ve daha verimli üretmeye başladım.