İrem Karamete; 1993'te İstanbul'da doğmuş Türk eskrimci. Annesi Nili Drori, 1976 Montreal ve 1984 Boston Yaz Olimpiyatları'nda eskrim dalında yarışmış. Babası Mehmet Karamete ise Almanya eskrim millî takımında antrenörlük yapmış. Ablası Merve Karamete de eskrimle ilgilenmiş. Spor kariyerine 10 yaşında başlayan Karamete, 2016 ve 2020 Olimpiyatları'nda da Türkiye'yi başarıyla temsil etmiş.
Hayatları google'dan, Chatgpt'ten ibaret olanlar için; 21 yıllık koca bir kariyer bu birkaç paragraftan ibaret... Peki ne olmuş da bu sporcu, yaşadıklarını yazıp kitap haline getirmek istemiş? Prof. Dr. Kenan Mortan ile Bir Olimpiyat Sporcusunun Derin Yolculuğu kitabı yazan İrem Karamete'yi arayıp röportaj yapmak istediğimi söylüyorum, "Çok isterim ama ben İtalya'dayım ve hamileyim. Yakın bir zamanda Türkiye'ye gelemem" deyince ağzımdan "O zaman ben gelirim" sözleri çıkıveriyor. Ve soluğu Torino'da alıyorum.
Sadece İrem ile değil, eşi ve eskrim dalında Olimpiyat Şampiyonu Andrea Baldini ve olimpiyat kotası getiren köpekleri Pamuk ile de tanışıyorum. İki gün kaldığım Torino'da harika iki sporcuyla çok güzel vakit geçirdim. Sohbetlerimiz sık sık Pamuk'un ailenin yeni ferdini korumak için yanımıza hiçbir köpeği yaklaştırmamak için havlamalarıyla kesildi. "Türk Kadın Olimpiyat Sporcusu tarafından yazılan ilk kitap" olma özelliği taşıyan, başarılar değil başarısızlıklar üzerine bir kitap bu. Bir Olimpiyat Sporcusunun Derin Yolculuğu'nu anne babalar, antrenörler, motivasyona ihtiyacı olan herkes mutlaka okumalı.
YOL GÖSTERMEK İSTİYORUM
İrem Karamete'nin kariyeri pek çok sporcuda olduğu gibi iniş ve çıkışların yaşandığı, zaman zaman keskin virajlara girmek zorunda kaldığı bir 21 yıl... Dile kolay 21 yıl diyoruz ama bu çocukluktan başlayıp ergenliğe ve ardından genç bir kız olan İrem'in serüveni... İki kez olimpiyatlara katılmak, hem de kendine eşdeğer partner bulamazken engelleri önce aile, ardından antrenörler ve elbette psikologlar yardımıyla aşmış İrem Karamete... Tüm bunları yaparken endüstri mühendisi oldu, üç farklı ülkede yaşadı, aşık oldu, gönlünü kaptırdığı insanla daha sonra kariyerini farklı bir yöne taşıdı. 2016 Rio Olimpiyatlarına katılarak 32 yıl aradan sonra eskrim branşında olimpiyatlarda Türkiye'yi temsil eden ilk Türk Eskrimci oldu. Yetmedi, 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda yer almayı başardı. 2024 Paris Olimpiyatları'na hazırlanırken aşil tendonu koptu. Her şerde bir hayır vardır, spor kariyerine nokta koyarak anne olmaya karar verdi. 2020'de Andrea Baldini ile evlenen İrem Karamete, sporcu olmanın zorluklarının, hayatına müthiş disiplini kattığını söylüyor.
ESKRİMİN İÇİNE DOĞDU
İrem, eskrim sporunun içinde olan bir aileden geliyor. Ama sporun içinden gelen anne baba İrem'e asla baskı yapmıyor, hatta diğer sporları denemesine olanak sağlıyor. Ancak armut dibine düşüyor: "Küçükken yetenekli olduğumu söyleyemem ancak çalışkan ve disiplinliydim. Ama ailemin benim neden illa bir sporu yapmam için çaba harcadıklarını anlayamıyordum. Sanırım beni bugüne getiren annem ve babamın ısrarla ve üşenmeden güzel öğütler vermeleriydi."
SPOR KÜLTÜRÜ ÖNEMLİ
"Aile, sporcunun hayatında kritik bir öneme sahip... Benim önemli olan eskrimci bir aileden gelmiş olmam değildi. Onların spor kültürünün bilinci sahip olan çok değerli bir anne baba olmasıydı."
İTALYA KARİYERİMİN DÖNÜM NOKTASI
2016 Olimpiyatları sonrası İrem için bir başka dönüm noktası yaşanır. Spor kariyeriyle birlikte yürüttüğü eğitim hayatında Özyeğin Üniversitesi'nden endüstri mühendisi olarak mezun olunca ABD'ye gider. Boston eyaletinde dijital pazarlama eğitimi alır. Bu esnada eskrimde dünya ve olimpiyat şampiyonu Andrea Baldini, İrem'e antrenörlük kariyerine onunla başlamayı önerir. Bu aynı zamanda eskrimde Rus stilinden İtalyan ekolüne geçiş demektir. İrem eskrimde bildiği her şeyi unutup yeni bir sayfa açar. Bu yolculuk ikisi için de riskli gibi gözükür. 2020 Tokyo Olimpiyatları için 2019 senesinde eskrimde dünyanın en başarılı ülkesi İtalya'da yeni bir kulüpte çalışmaya başlar İrem, tabii ki antrenörü Baldini ile... Yıllardır Türkiye'de kendine denk bir partner bulamadığı için gelişimi duran İrem, İtalya'da olimpik sporcularla mücadele ederek sınıf atlar.
KAYGI DUVARINI PRAG'DA TARİH YAZARAK YIKTIM
İrem'in kariyerinin en müthiş başarısı, Türk spor tarihine geçen bir an... 32 yıl aradan sonra Türkiye'yi 2016 Rio Olimpiyatları'nda eskrim branşında temsil etme başarısı elde ettiği Prag'da maçta üzerindeki baskıya nasıl son verdiğini İrem şöyle anlattı: "Salonda tüm sporcuların yüzlerine baktım, inanılmaz bir kaygı vardı. Ben de ilk maçımı kaybettim. Hiç etkilenmedim. Spor kariyerimde önemli bir yeri olan antrenörüm Damir ile bakıştık. İkimiz de sonuçtan emindik. Başta geriye düştüm, Damir kenarda çılgına döndü. Ona dur işareti yaptım. Pistin ortasında yapayalnızdım. Tabii ki kazandım. Bu sadece 2016 Olimpiyatları için vize değildi, ben kazanmanın yolunu bulmuştum: Bana benden başkası yardım edemezdi. Artık baskı, kaygı her neyse o duvarı yıkmıştım."
AYAĞIMDAN GELEN O SES...
"Hayatındaki kırılma anını anlatır mısın?" diyorum İrem'e... "3 Haziran 2024, hayatımın değiştiği gün" diyor. Gözleri uzaklara dalıyor. Sonra anlatmaya başlıyor, hep dikkatle seçtiği kelimelerle: "Olimpiyatlar için dünyanın en iyi 36 eskrimcisinin arasına girmeniz gerekiyor. Bunların 24'ü zaten takımdan kota alan sporcular. Geriye kalıyor 8 sporcu... Eskrimde Türkiye'nin kota alması gerçekten çok zor. Tüm Avrupa ülkelerine karşı yarışıyorsunuz. Ve bunlar ekol ülkeler. İşte ben kariyerimde iki kez o sekiz isim arasına kalmayı başardım. Hedefim 2024 Olimpiyatları'na da katılmaktı. Çok şükür kariyerimde hiç ciddi sakatlığım olmadığını düşünüyordum. 3 Haziran 2024 günü kariyerimde ilk defa bir maçı bitiremedim. Yerde kalmıştım, bacağımdan gelen korkunç bir sesle... Üç kişi zor kaldırdı. Aşil tendonum kopmuş, dünyam kararmıştı. Sakatlıktan sonra 2024 Olimpiyatları için mücadeleye devam ettim ama olmadı. Yaşadıklarım bana bir şey öğretti. Paralimpik sporcuların verdiği büyük mücadeleyi anladım. Onlara saygım çok büyük. Türkiye'nin engelli sporcuları 2024 Olimpiyatları'nda tarih yazdı. Özellikle Hakan Akkaya'nın eskrimde kazandığı ilk madalya, Türkiye'nin bu alandaki gelişiminin kanıtı.
STRESLE BAŞA ÇIKMAYI SPOR SAYESİNDE ÖĞRENİYORSUNUZ
Bir gençliğim olmadı, okul arkadaşlarım bir yere giderken "İrem zaten gelmez" deyip beni hiçbir yere çağırmazlardı. Ama... 15 yaşından itibaren spor sayesinde dünyayı gezdim. Demin sohbet ederken dedin ya "Kaç ülke, şehir gördün?" diye... Bilmem, sayamam, kaç pasaport eskittim, hatırlamıyorum. Bunların hepsini eskrime borçluyum. İş görüşmelerinde hep sorarlar "Stresle nasıl başa çıkarsınız?" diye. Benim tüm spor hayatım stresle, baskıyla, kaygıyla mücadele ederek geçti. Rakip analizi, beslenme ve antrenman, en önemlisi uyku disiplini... Bunlar benim spor sonrası kariyerimde de, anne olma yolculuğumda da işlerimi çok kolaylaştırdı. İşte bu yüzden özellikle bu kitabın okunmasını önemsiyorum.
HEP ŞİKAYET EDEN İNSANLARDAN KAÇARIM
Sistemden sürekli yakınan, şikayet eden insanlardan uzak dururum. Benim yolum ve hedefim farklıdır. Eskrim çantamda hep sakladığım bir not vardı. Tokyo Olimpiyatları'na kota aldığım gün yazmıştım: "Tarihe not... İrem bugün bir imkansızı ikinci kez başardın. Bunu bir sene önce berbat geçen antrenman sonrası tuvalette hıçkıra hıçkıra ağladığın güne, kendini değersiz hissettiğin birçok müsabakaya ve antrenörünle kavga ettiğin o sayısız günlere armağan et. Başarılar unutulur ama sen başarısız olduğun, acı çektiğin o günleri asla unutma... 27 Mart 2021"
TANZANYA'DAKİ ÇOCUKLAR ÇOK MUTLU OLDU
2024 yazında dünyanın en yoksul ülkelerinden Tanzanya'ya gittik eşimle... Orada eskrimin adını bile duymamış çocuklara bu sporu anlattık. Onlara maske verdik, turnuva yaptık. Bitiminde hepsine madalya taktık. Çığlıkları duymalı, gülüşlerini görmeliydiniz. O günkü mutluluğumu hiçbir maddi kazanca değişmem. İşte bu da yine eskrim sayesinde oldu.