Eski adıyla Burma'da ordunun kurucusu General Aung San'ın kızı olan Suu Çii, annesinin büyükelçi olması nedeniyle uzun yıllar Hindistan'da kaldı. Suu Çii, eğitim almak üzere gittiği Oxford Üniversitesinde, daha sonra evleneceği İngiliz Michael Aris ile tanıştı. Uzun yıllar Oxford'da yaşayan çiftin bu sırada iki çocuğu oldu. Suu Çii'nin hayatı, 1988 yılında, annesiyle ilgilenmek üzere ülkesine dönmesiyle tamamen değişti.
Aynı yıl Rangun kentinde düzenlenen protesto gösterisinde, demokrasi yanlıları sokaklarda vurularak öldürüldü. Suu Çii, katliamdan bir ay sonra Rangun yakınlarında yaklaşık yarım milyon kişiye hitaben bir konuşma yaptı ve bu, ileride eski generallerle birlikte kuracağı Ulusal Demokrasi Birliği'nin ilk işaretini verdi.
Suu Çii'nin, ülke genelinde büyük bir güç elde edeceğinin farkına varan askeri cunta, muhaliflerin liderini 1989 yılında gözaltına aldı. Suu Çii, 1990 yılında seçimleri kazandı, ama 1962 yılından bu yana yönetimi elinde tutan ve bırakmak istemeyen askeri yönetim seçim sonuçlarını geçersiz saydı. Seçimi kazandığı yıl kocası prostat kanseri olan Suu Çii, geri dönüşü engellenir düşüncesiyle ülkeyi terk etmedi. Kocasının Burma'ya girişine de izin verilmedi.
Suu Çii, 2003 yılında düzenlenen suikast girişiminden kıl payı kurtuldu. Bu saldırıda onlarca muhalif öldürüldü. Şimdi 64 yaşında olan ve sağlık sorunları yaşayan, dünyanın en ünlü siyasi mahkumu Suu Çii, 1991 yılında Nobel barış ödülüne layık görülmüştü.