Seçim, Afganların özgürce ve güvenlik içinde oy kullanmalarına olanak sağlamak için seferber olmuş Amerikan askerleri ile NATO kuvvetleri için de önemli bir sınav olacak.
Uzmanlar, aslında ABD'nin Afganistan'daki varlığının ve taahhütlerinin seçim döneminde değil, birkaç ay sonra yargılanacağı görüşünde. Bunlardan biri olan, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde ulusal güvenlik uzmanı Anthony Cordesman, Afganistan'daki durumu, ''Taliban 2003'te 364 bölgenin 30'unu kontrol ederken, 2008'de 160'ını kontrol ediyor ve direnişçilerin saldırıları Ekim 2008 Nisan 2009 döneminde yüzde 60 oranında arttı'' diyerek anlatıyor.
Amerikan askerleri Temmuz ayında, 44 can kaybıyla 2001'den beri en kanlı ayını geçirirken, önceliklerinin başına ''El Kaide'yi çözmeyi, yenmeyi ve geri dönüşünü engellemeyi'' yerleştiren Obama yönetimi, durumun kötüleşmesiyle artık giderek, halkı korumaya öncelik vermek, ulusal güvenlik kuvvetlerini eğitmek ve ekonomik ve siyasi kalkınmayı sağlamak gibi Irak'ta başarısı kanıtlanmış yöntemlerle Afgan ulusunu ayakları üzerinde doğrultma hedefine yönelmiş görünüyor.
Amerikan Senatosu'nun Dış İlişkiler Komisyonu'nun bir raporunda, "Obama yönetiminin Afgan savaşını sınırlı bir müdahaleden daha hırslı ve potansiyel olarak riskli bir karşı direniş stratejisine dönüştürerek çitayı yükselttiği" görüşüne yer verilirken, Amerikalı Komutan General Stanley McChrystal'in ise görevini layığıyla yerine getirmek için önümüzdeki günlerde Washington'dan binlerce asker takviye isteyebileceği söyleniyor.
Bu yeni durumun ise maliyetin daha da yükselmesinin yanı sıra askerlerin Afganistan'da kalış sürelerini uzatma riskleri bulunuyor.
Vietnam'dan sonra Amerikan tarihinin en uzun savaşı olan ve ABD'ye aylık 4 milyar dolarlık maliyeti olan Afganistan savaşı ekimde dokuzuncu yılına giriyor. ABD Savunma Bakanı Robert Gates, geçen günkü açıklamasında Amerikan askerlerinin Afganistan'daki varlığının süresinin artık ''öngörülemez'' olduğunu söylemiş, 6 yıldır Irak'taki Amerikan askerleri ve Amerikan halkının artık yorgun olduğunu itiraf etmişti.