Resmi
temaslarda bulunmak üzere İtalya'ya giden AB Bakanı Egemen Bağış, kendisine eşlik eden gazetecilere uçakta özel açıklamalarda bulundu. Bağış, Türkiye'nin AB üyeliğinin birliğe bu yıl verilen Nobel Barış Ödülü'nden daha kıymetli olacağını söyledi. Bu yılki ilerleme raporunun geçmiş yıllara göre daha sert bir üslupta kaleme alınmasını Kıbrıs Rum Kesimi'nin dönem başkanı olmasına bağlayan Bağış, şunları ifade etti:
AB, kıtada bir barış projesi olarak tasarlandı. Ancak hâlâ kara delikler, Karadağ'lar var. Ancak Türkiye AB'ye üye olduktan sonra kıtasal bir barış projesi olacaktır. Türkiye'nin üyeliği, Nobel'den daha büyük bir ödül olacaktır.
İlerleme Raporu'nun özellikle Türkiye'ye yönelik sert ifadeler içermesi ve Türkiye'nin hoşgörüsüzlük kültürüne sahip olmakla suçlanması, Rumların dönem başkanlığından kaynaklanıyor.
Romanlar konusunda AB ilk önce kendi üyelerine baksın. Sarkozy döneminde hem de Fransız vatandaşı Romanlara yapılan ayrımcılık, Bulgaristan ve Macaristan'da Romanlara yapılanlar ortada. Biz geçmiş yıllara göre pek çok iyileştirme yaptık. İnanmayanları Balık Ayhan'a ve Kibariye'ye havale ediyorum.
Ben Türkiye'de her şeyin mükemmel olduğunu iddia etmiyorum. Ama bugünün Türkiye'si dünden daha iyi, yarının Türkiye'si de bugünden çok daha iyi olacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmamalı. Yasama ve yürütme halk iradesiyle değiştirilip düzeltiliyor, ancak halkın iradesi yargıyı düzeltmeye yetmiyor. Bunun için zaman gerekli. Bizim AB raporuna gösterdiğimiz ciddiyeti keşke Türkiye'de medya da gösterse. AB raporu, maalesef yalnızca Burhan Kuzu çöpe atınca haber oluyor.
Türk halkının AB'ye tepkilerinin 5 nedeni var: Haksız vize uygulamaları, terörle mücadelede yeterli desteğin verilmemesi, Kıbrıs'ın Türkiye'nin önüne engel olarak çıkarılması, müzakere sürecinde fasılların yarıdan fazlasının siyasi nedenlerle bloke edilmesi, AB fotoğrafında Cumhurbaşkanı ya da Başbakan'ın Romanya ve Bulgaristan'ın üyeliğinden sonra yer almamaları.
Azınlıklar konusunda hangi hükümet döneminde bizim yaptıklarımız yapıldı? Farklı inanç grupları vakıflarına milyonlarca dolar tutarındaki mülkleri iade edildi.