Gazze ateşkesinin uluslar arası medyada okunuşu "Türkiye kaybetti, Mısır kazandı" şeklinde oldu. Halbuki Türkiye, İsrail'in saldırılarının başlamasıyla anında reaksiyon göstererek süreci başından sonuna yöneten ülkeydi. Peki ne oldu da ateşkes ilanından sonra Türkiye saf dışı bırakılmaya zorlandı?
1-TÜRKİYE OLMAZSA ATEŞKES HAYALDİ
İsrail Gazze'ye saldırılarını sürdürürken, Türkiye ateşkes için devreye girdi. Başbakan Erdoğan'ın İstanbul'da, Kahire'de peş peşe yaptığı Gazze çıkışları, Ortadoğu'da büyük ses getirdi. Başbakan, Arap Birliği için "toplanıyorlar, yiyip, içiyorlar, böyle olmaz" dedi, ertesi gün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun önderliğinde 11 ülkenin Dışişleri Bakanları Gazze'ye girdi. Ömer Çelik ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Kahire'de mevzilenip, İsrail'den gelen heyete ateşkes için bastırdı. Erdoğan ve Davutoğlu ateşkes sürecini baştan sona inşa edip, yürürlüğe girene kadar Mısırlıların da gayretleriyle sonuca getirdi.
2-OBAMA YENİ KABİNENİN HESABIYLA İSRAİL'İ MEMNUN EDEN BİR TEŞEKKÜR KONUŞMASI YAPTI
Tüm bunlar böyleyken Amerika Başkanı Obama'nın ateşkes sonrası sadece Mısır'a teşekkürü, Amerika Başkanının tamamen iç siyasete balans vermesinden ibaretti. Başbakan Obama'dan adil olmasını istedi. Obama ise yakında kuracağı kabinenin hesaplarını yapıyordu. 6 Kasım'daki seçimi kazandı ancak Kongrede hala yaklaşık 30 kadar senatör eksiği var, Cumhuriyetçilerin üstünlüğü bulunuyor. Bu aşamada Obama'nın, Yahudi lobisini incitmeden, onların desteğini almak adına İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sonrası İsrail'in isteğini yerine getirerek Türkiye'den teşekkürü esirgemiş olma ihtimali çok yüksek.
3-MISIR'A ROL BİÇTİLER
Plan, Türkiye'yi saf dışı bırakıp, Mısır'ı ön plana atmaktı. Ateşkesten 24 saat sonra IMF'nin Mısır'a verdiği 4,5 milyar dolar yardım paketi açıklandı. Mısır'ın önemi kuşkusuz büyük. 30 yıl boyunca İsrail'in bir dediğini iki etmeyen Mübarek sonrası, İsrail'in en büyük korkulu rüyası olan Müslüman Kardeşler üyesi Muhammed Mursi, Mısır'da iktidara geldi. Bu durum hem İsrail hem de Amerika için ürkütücü. Amaç, Mursi'yi Mübarek kadar olmasa da en azından bu ürkütücü pozisyonundan sıyırmak olabilir. Bunun için yapılması gereken önce Mursi'yi ödüllendirmek sonra ele geçirmek. Eldeki verilere göre de son yaşananlar bunu gösteriyor. Mısır ile Türkiye'nin rekabete girmesi Kahire ile Ankara'ya ne kazandırabilir ki? Böyle bir rekabette kazanan İsrail olur. İsrail'in Türkiye ilişkisi sıfır, Mısır ise tezgahta duruyor. İsrail burada Mısır'ı etkisi altına almayı başarırsa, hem Müslüman Kardeşler tehdidini bertaraf etmiş olacak hem de hiçbir ilişkisinin kalmadığı Türkiye'ye darbe vurmuş olacak.
4-ULUSLAR ARASI MEDYADA "TÜRKİYE KAYBETTİ" YORUMLARI
Times gazetesi başta olmak üzere uluslar arası medya aynı dili kullandı; "Türkiye kaybetti Mısır kazandı" Planın sokağa yansımasında başarılı olundu. Araplar bile gözlerinin önünde cereyan eden Türkiye'nin ateşkes için çabalarını, Obama'nın bir teşekkürü ile şimdi "Mısır yaptı" zanneder oldular. Başbakan tüm bu olayların ardından aynen şöyle dedi, "bizim ne yaptığımızı Mısırlılar ile Filistinliler çok iyi biliyor". Buradan yola çıkarak iş Mısır lideri Mursi'ye düşüyor. Eğer yetkilerini genişletirken ülkesinde çıkan kaosa son verebilirse Mursi'nin mutlaka bir düzeltme yapması gerekiyor, "hayır bu işi asıl bitiren Türkiye'dir" demesi gerekiyor. Ancak kendi ülkesinde bir anda "yeni firavun" ilan edilen Mursi'nin iki arada bir derede kalıyor olması gerçekten can sıkıcı bir durum.
