Suriye
rejiminin bütün üst düzey isimlerini yaptırım listesine alan ve diplomatik ambargo uygulayan ABD yönetiminden, bu tavrını değiştirmeye başlayacağının sinyalleri gelmeye başladı. Beşar Esad'ın başdanışmanlarından Buseyne Şaban, Washington D.C.'deki Basın Kulübü'nde düzenlenen DAEŞ konulu toplantıya tele-konferansla katılarak, Şam rejiminin katliamlarını savundu. Yaptırıma rağmen, Buseyne Şaban'a resmi kanallar üzerinden sesini duyurma olanağı verilmesi, Obama yönetiminin Suriye politikaları hakkında yeni soru işaretleri doğurdu. Şaban, baştan sonra Esad rejimini savunmaya ayırdığı konuşmasında, Suriye'de 'ılımlı muhalif' diye bir tanım olamayacağını belirterek, bütün muhalifleri 'terörist' olarak tanımladı. Şaban ayrıca Suriye'de açlık yaşandığına dair haberleri de yalanlayarak, "Kimse açlıktan ölmüyor, bunların hepsi propaganda" dedi. Söylem düzeyinde Esad yönetimini eleştiren ABD, sahadaki uygulamalarında ise bütün dikkatini DAEŞ'le mücadeleye odaklamış durumda. Washington'ın bunu yaparken kendisine ana partner olarak PYD'yi seçmiş olmasıysa, Suriye'deki diğer muhalif grupların rejime karşı mücadelesini zayıflatıcı bir rol oynuyor.
'RUS ÖZEL KUVVETLERİ SURİYE YOLUNDA'
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, "Esad'ın zaferini kesin ve kalıcı hale getirmek için" Rus özel kuvvetlerinden seçkin bir birliği Suriye'ye göndermeye hazırlandığı belirtiliyor. El Cezire televizyonunun haberine göre, Rusya eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrey Fyodorov, "Bu konu hâlâ tartışılıyor. Böyle bir plan var" yorumunda bulundu. Rus ordusu, sıklıkla muhalif bölgelerdeki sivilleri ve savunmasız insanları bombalayarak hali hazırda Esad yönetimine destek olmayı sürdürüyor.