Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Foreign Policy dergisinde "Zeytin Dalı Harekâtı'nın Anlamı" başlıklı makalesi yayımlandı. Ortadoğu'daki barışın sağlanmasının esas temelinin, devletlerin toprak bütünlüğünün korunması olması gerektiğine değinen Çavuşoğlu "Bu, başkalarını feda etme pahasına ve dış güçlerin desteğiyle yalnızca distopyalarını sürdürmek üzere var olan, DEAŞ ve PKK/YPG teröristleri de dahil olmak üzere, tüm güçlere karşı çıkmak demektir" dedi.
POMPEO'YA MESAJ
ABD ile uyuşmazlık noktalarından birisinin, ABD'nin PKK/YPG'yi, terörizm geçmişlerine rağmen, birer nefer olarak silahlandırma politikası olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Bu, son günlerinde Obama yönetimi tarafından hazırlanan hukuki ve ahlaki açıdan şaibeli politikadır ve bir şekilde Trump yönetimine taşınmıştır. ABD, kendi değerleri ve teröristlerin ana hedeflerinden olan Türkiye ile 66 yıllık müttefikliğine rağmen teröristlerle bir ittifak oluşturmaya karar vererek tüm eleştirmen ve muhaliflerinin ekmeğine yağ sürmüştür" yorumunda bulundu.
Çavuşoğlu makalesinde birçok NATO müttefikinin, ittifakın temsil ettiği değerlere zıt düşen bu politikadan uzaklaştıklarını görmekten memnuniyet duyduğunun altını çizerek, "Bu politika, aynı zamanda bölgede ve bölgenin ötesindeki ortak çıkarlarımıza ters düşmektedir. Umuyorum ki, Dışişleri Bakanı olarak atanan mevkidaşım Pompeo ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Büyükelçi Bolton, gidişatı düzeltmeyi bir öncelik olarak görür" ifadelerine yer verdi.
Çavuşoğlu, Zeytin Dalı Harekâtı (ZDH) hakkında ise şunlara değindi: "ZDH her şeyden önce, saldırganlıkları daha önceden belgelenen teröristlerce yerleşim merkezlerimize yapılan saldırılara karşı meşru müdafaa hareketidir. Sınırlarımızdaki büyük PKK/YPG terörist kampları iki ayrı amaca hizmet etmiştir. Birincisi, PKK'nın terör harekatları için Kuzey Irak'a ilave olarak bir ek cephe açmak ve bunları daimi bir terör şeridi oluşturmak amacıyla bir araya getirmekti. İkinci amacı, DEAŞ tarafından tahliye edilen bölgelere inşa edecekleri kendi küçük devletleri için güvenli bölgeler oluşturmaktı. ZDH, çöküşün daha büyük bir savaşa dönüşmesini ve terörizmin yükselerek Avrupa ile ABD'yi içine çekmesini engellemektedir."
"ORTADOĞU, BAŞARILI BİR GELECEĞE TÜRKİYE'NİN LİDERLİĞİNDE GİRİYOR"
Ortadoğu'nun kalkınma sürecine girmesi için bir yol bulunduğuna işaret eden Çavuşoğlu, Türkiye'nin Irak için tek başına 30 milyar dolar vermeyi taahhüt ederek kalkınma sürecinin temelini attığının altını çizdi. Çavuşoğlu, Ortadoğu'nun mezhepçilik, nüfuz alanları, yeniden dirilen emperyalizmler, hanedan kavgaları, dini ve diğer aşırılık tehditlerinden korunması gerektiğini belirterek, "Başarılı bir geleceğe doğru bir yol haritasının unsurları Türkiye'nin liderliğiyle ortaya çıkıyor olabilir. Ümit ediyorum ki ABD bu barış vizyonunu desteklemeyi yeğler" dedi.
"DEAŞ'IN BİTMESİNDE TÜRKİYE'NİN ROLÜ BÜYÜK"
Çavuşoğlu, DEAŞ hakkında şunları kaydetti: "DEAŞ askeri olarak büyük ölçüde yenilmiştir, fakat bu sadece ABD tarafından silahlandırılan grupların son bir darbesi sayesinde olmamıştır. DEAŞ, Irak ordusunun ve Türkiye'den faaliyet gösteren küresel bir koalisyonun azimli çabaları sayesinde mağlup edilmiştir. DEAŞ'ın zayıf yönleri, Türkiye'nin DEAŞ'a doğrudan müdahale ederek tahmin edilebileceği üzere onları Cerablus'ta bozguna uğratan tek NATO ordusu olmasıyla açığa çıkarılmıştır. Yabancı teröristlere karşı en geniş yasaklı listesine sahip olan Türkiye'nin de dahil olduğu koalisyonun çabaları ile DEAŞ'ın yeniden bir araya gelme olasılığı engellenmektedir."