Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Paris'te bulunan BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Merkezinde France24 kanalına açıklamalarda bulundu.
Gazze hakkındaki soruya cevap veren Guterres, "Öncelikle (Gazze'deki son gelişmeler) aşırı derecede kaygı veren bir durum. Tarif edilemez bir trajedi. Gazze halkının çektiği zorluklar tasvir edilemez. Ben kendim birkaç ay önce Gazze'deydim. Gelecekten umudu olmayan çok sayıda mahkumun bulunduğu devasa bir hapishane gerçekten." dedi.
"Umuyorum gerilim sona erer. Aksi takdirde Gazze'de yeni bir savaş başlayacak ve devasa bir trajediyle karşı karşıya kalacağız. Bunun önüne mutlaka geçilmeli." diyen Guterres, BM'in yapısı ve BM Güvenlik Konseyinde (BMGK) reforma gidilmesi çağrılarına değindi. Guterres, dünyanın artık Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi çift kutuplu veya daha sonra 1990'lardaki gibi ABD hegemonyasında tek kutuplu olmadığını söyledi.
Guterres, "Hala 20'nci yüzyılda olan kuruluşlar ve mantaliteye sahibiz. Çok taraflı kuruluşların 21'nci yüzyılın zorluklarıyla mücadele edecek hale getirilmesi gerekir. BM'de bir reforma gidilmesi benim yapabileceğim bir şey değil, üye ülkelerin takdirine kalmış bir konu bu." ifadesini kullandı.
BMGK'nin 2. Dünya Savaşı sonrasının ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde oluşturulduğunu vurgulayan Guterres, "BMGK'nin bugünün dünyasıyla uyuşmadığı açıktır. Bu durum huzursuzluk yaratıyor, üye ülkeler arasında huzursuzluğa neden oluyor. Sanıyorum her geçen gün daha fazla çok taraflı karar mekanizmalarına ihtiyaç duyuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Antonio Guterres, Yemen'deki durumu örnek vererek sözlerini şöyle tamamladı:
"Bugün dünya daha çatışmacı ve daha karmaşık ve bölgesel güçler artık büyük güçlerin kontrolünde değil. Yemen'de ABD, Rusya, Fransa, İngiltere ve Çin yani BMGK daimi üyeleri çatışmaların durması konusunda hemfikir. Fakat bugüne kadar bir sonuca varılamadı. Bence kimseye faydası olmayan bir savaş, herkesin kaybettiği, insani açıdan yıkıcı sonuçları olan bir savaş. Biz burada ateşkesi başaramadık. Açıkçası, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri hala Hudeyde'yi alabileceklerini düşünüyorlar. Bu bizi aşırı derecede kaygılandırıyor."
