Myanmar'da yarım asırlık askeri yönetime son veren 2010 yılındaki seçimin ardından, cuntacı hükümetin iktidarında yapılan ilk genel seçim için halk sandık başına gitti. Batı medyasının 25 yılın en özgür ve en adil seçimi olarak tanımladığı genel seçimlerde milyonlarca Müslüman'ın aday olmasına ve oy kullanmasına izin verilmedi. Myanmar'daki kritik seçimin iki favorisi ise, muhalif lider Aung San Suu Çii'nin liderliğindeki Demokrasi İçin Ulusal Birlik Partisi (NLD) ve ordunun desteklediği, emekli bir General olan Devlet Başkanı Thein Sein'in kurucusu olduğu iktidardaki Dayanışma ve Kalkınma Partisi (USDP).
SÖZDE ÖZGÜRLÜK
Batı medyası, yaklaşık 11 bin Myanmarlı ve yabancı gözlemcinin izlediği seçimleri son 25 yılın en özgür ve en adil seçimi olarak tanımlıyor. Ancak 51 milyonluk nüfusunun yüzde 5'ini oluşturan Müslümanların aday olmasına ve oy kullanmasına izin verilmemesi seçimlerin özgür bir ortamda yapılamadığının göstergesi olarak kabul ediliyor. Seçimleri önde bitirmesi beklenen Suu Çii'nin partisi NLD ise Arakan Müslümanları konusundaki sessizliği ve diğer etnik halkların siyasi hak ve özgürlükleriyle ilgili duruşu nedeniyle eleştiriliyor. Seçim sonuçlarının 10 Kasım'da açıklanması bekleniyor. Myanmar'da 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar, 'vatansız' sayılıyor. BM tarafından "eziyet gören dini azınlık" olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, hem şiddet olaylarına hem de yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.
VATANSIZLAR
1990 ve 2010 seçimlerinde oy kullanmalarına izin verilen yüz binlerce Rohingyalı, dün yapılan seçimlerde bu haktan mahrum bırakıldı. Ülkenin batısındaki Arakan eyaletinde 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında şiddet olaylarında çok sayıda Arakanlı yaşamını yitirmişti.