Güzel bir tesadüf oldu, peş peşe 3 komedyeni izleme fırsatı buldum. Önce Yetenek Sizsiniz Yarışması'nın birincisi
Atalay Demirci'nin
Gediz Üniversitesi'ndeki canlı performansına tanıklık ettim. Ardından
Cem Yılmaz'ı
Dokuz Eylül Üniversitesi'nde, en son da
Sefa Doğanay'ı yine Gediz Üniversitesi'nde izledim. Cem Yılmaz'ın yıllardır açık ara önde giden başarısı tartışmasız ortada. Her gösterisi ve filmi kapalı gişe, insanlar onu daha
görür görmez gülmeye başlıyor. Yaptığı taklitlerle geçen yıl Yetenek Sizsiniz'in şampiyonu olan Sefa Doğanay ayrı bir kulvarda, kendi alanında iyi. Ama Atalay Demirci bambaşka...
ATALAY ZORU BAŞARIYOR
Cem Yılmaz'la neden karşılaştırıldığını anlamak için bir de canlı izlemek gerekiyor. Bence o daha zoru gerçekleştiriyor, bu nedenle daha başarılı. Çünkü bizde mizah genelde cinsellik üzerinedir. Espriler döner dolaşır oraya dayanır. Atalay Demirci'de ise bu hiç yok.
Günlük yaşamdaki ilginç ayrıntıları, pek göremediğimiz komikliklerimizi yakalayarak sahneye çıkıyor. Cinsellikle ilgili hiç espri yapmadan insanları bu kadar güldürmek,
alkışı ve övgüyü fazlasıyla hak ediyor. Bir de topluma mesaj verme kaygısı var onda... Güldürürken biraz da düşündürmeye çalışıyor. İnsan olmanın erdemlerinden bahsediyor, paylaşmanın güzelliğini ve bereketini anlatıyor mesela."Sevdiklerimizin kıymetini bilmek için kaybetmeyi beklemeyelim" diye sesleniyor. Sokakta
barut fıçısı gibi gezip patlayacak yer arayan,
trafikte boğaz boğaza gelen yurdum insanına, anlam yüklü hadisi hatırlatıyor: Tebessüm sadakadır... Bu zamana kadar saklı kalan böyle bir değeri tüm Türkiye'ye tanıştıran
Acun Ilıcalı'ya gönül dolusu teşekkür. Hoş geldin aramıza Atalay Demirci, şu sahne dünyasına ayrı bir güzellik getirdin, iyi ki geldin...