Ekinlerin biçildiği, üzümlerin serildiği, pamukların toplandığı veya zeytinin sıkıma gönderildiğinde dünyaya gelmişsindir muhtemelen. Ya da tarlaların sürüldüğü, badem ağaçlarının çiçeklendiği, bağların filizlendiği, kirazların kızarmaya başladığı bir vakitte doğmuşsundur. Hasadın, bağbozumunun ardından, toprak ananın bereketi kazanca dönüşünce dünyaevine girmişsindir mesela. Mutluluklar, önemli günler hep toprağa bağlıdır
bizim tarım diyarı Ege'de. Anılar orada kök salar, sevinçler ve ümitler orada filizlenir, acılar oraya gömülür. Ben harman vakti çocuğuyum misal. Ekinler biçilip harmanlanırken bulmuşum kendimi anacığımın kucağında.
Yaşamın kaynağı su ve toprak herkes için çok değerlidir. Fakat bir Egeli için taşıdığı kıymet çok şeyin üzerindedir. Kalplerin kaldığı, yüreklerin uzakta olununca özlemle atıp kavuşmak için çırpındığı çok özel bir coğrafyadır bizim bu diyarlar. Her karışı başka güzel ülkemde, denizden gelen iyotun kekik kokularına karışıp efsunladığı bambaşka bir memlekettir şu Ege... Tarih boyunca
yaşanacak yer olmuş, medeniyetler boşuna burada kurulmamış. Her mevsimi başkadır ama
baharı doyumsuzdur. Bahar gelince Ege'de toprak ana bir başka güzel olur.
BİR VARMIŞKEN, BİR YOK OLMUŞ
Bu arada bir uyarı, Ege'de bahar bekletmeye gelmez.
Ne olduğunu bile anlayamazsın. Bir bakarsın çiçekler açmış, bir bakarsın her yer sararıp solmuş. 'Bir varmış, bir yokmuş'tur bizim topraklarda bahar... Zaman kaybetmeye gelmez Egeliler için baharı şöyle doya doya yaşamak.
Vakit kısıtlıdır. Kış uykusundan uyanan doğanın, renk cümbüşüne bürünen davetkar güzelliklerini görmek için acele etmek gerekir. Papatyalarla lalelerin arasında uzanmak, kırlarda huzur bulup coşmak, çiçeklerle birlikte mutluluğu da avuçlamak için
tam sırası. Şimdi bahar zamanı, doğayla kucaklaşmanın tam vakti. Her gününüz bahar tadında geçsin, kalbinizdeki bahar sevinci ise hiç geçmesin...