Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Mehmet Özer, hayatını kitaba adadı. Emekli bir imamın oğlu olan Özer, kazandığı paranın büyük bölümünü kitaba yatırdı. Geride kalan 28 yılda 40 bin kitaptan oluşan bir ihtisas kütüphanesi oluşturan Özer, kitaplarını sağlıklı bir ortamda barındırabilmek için Bornova'da da bir depo tuttu. 600 liralık ev kirasına ek olarak tuttuğu depoya da 320 lira kira ödeyen Özer, kitaplarına gözü gibi baktı. Kitap satın almaktan ve okumaktan başka bir lüksü olmayan ve eşi ev kadını olan Özer, kitap sevgisini yaşatabilmek ve 4 çocuğunu okutabilmek için eski kitapçılık bile yaptı. Özer, geçmişte Çankaya'da, Leblebicioğlu İşhanı önünde kurulan eski kitap pazarında 10 yıl öncesine kadar hem kitap sattı hem de kitap aldı. "Bu eziyete yeni kitaplar toplayabilmek için katlandım" diyen Özer; "Bu kütüphanede 3-4 tane ev parası yatıyor. Bu kütüphanenin özelliği ihtisas kütüphanesi olması. Profesyonelce dizayn edilmiş ve her kitabı seçilmiş, tarihsel ve kültürel değeri olan bir kütüphane. Çocuklarıma ve eşime vasiyet ettim. Siz kendi işinize yarayabilecek olanları içinden alın geri kalanını ise işin ticaret kısmıyla fazla uğraşmadan İslam Araştırmaları Merkezi'ne bağışlayın dedim"diye konuştu. Özer, hayatta iken gözü arkada kalmasın diye herhangi bir kuruma, üniversiteye ya da belediyeye ücreti karşılığında da kütüphanesini devretmeye hazır olduğunu sözlerine eklerdi.
EMEKLİ İMAMIN OĞLU
Emekli bir imamın oğlu olan Özer, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde yüksek lisans öve doktora yapan Özer'in kitap sevgisi küçük yaşlarda başladı. Atatürk'ün kurmuş olduğu bir fakülteden mezun olmakla her dönem iftihar ettiğini belirten Özer, 28 yılda 40 bin kitaptan oluşan özel bir ihtisas kütüphanesi kurdu. Tamamen kendi imkanları ile kurmaylı başardığı kütüphane için bir çok eziyete katlanan Özer okuma alışkanlığını babasından aldığını söyledi. Daha henüz evlerinde elektrik yokken ve gaz lambası ile aydınlanırken babasının evlerinin karşısındaki elektrik direğinden yansıyan ışıkla karanlıkta kitap okuduğunu belirten Özer; "Babamızın bir taraftan okuyor olması ve toplum içindeki saygınlığı üzerimizde önemli etki yaptı"dedi. 1977'den itibaren kitap toplamaya başladığını belirten Özer, "Obur bir okuyucuyum. Ömrümü bu kitaplara ayırıyorum. Çünkü başka yaptığım bir şey yok. Kahve yok, televizyon yok" diye konuştu.