Yaz aylarında 240'a ulaşan çalışan kadrosuyla en iyi hizmeti verdiklerini belirten Genel Müdür Turabi Çelebi, rehabilitasyonla kaplıca kültürünün aynı çatı altında bulunduğu özel konseptiyle Balçova Termal Otel'in, dünya standartlarında olduğunu söyledi. Otele, İsveç, Danimarka, Hollanda, Norveç, Almanya gibi birçok Avrupa ülkesinden hasta geldiğini belirten Çelebi şöyle devam etti; "Otel bünyesindeki kaplıca ve kür merkezi Türkiye'nin ve özellikle Avrupa'nın bu konudaki en büyük ve en saygın sağlık merkezlerinden biri. Romatizmal, ortopedik, nörolojik hastalıklara bağlı gelişen rahatsızlıklara yönelik bilimsel bir merkezdir. İskandinav ülkelerinin Sağlık Bakanlığı, sağlık sigorta şirketlerinin ve romatizma derneklerinin önerdiği ve aracılık yaptığı binlerce hastanın tedavisi yüzde 90-95 oranında başarı ile gerçekleştirildi. 4'ü süit olmak üzere toplam 204 odamız bulunuyor. Otelimiz 12 ay boyunca yüzde 80 doluluk oranında çalışıyor. Yıllık toplam 82 bin geceleme oluyor. Hafta sonları da turistler için tur şirketleri yakın ilçelere geziler düzenliyor. Kaplıca, kür merkezi, kapalı ve açık yüzme havuzları, 22 su kaydırağı bulunan aqua park ve 4 restoranımız bulunuyor."
BÖLGENİN TARİHÇESİ
Dünyada fazla örneği bulunmayan ve suyuyla şifa dağıtan otel, çoğunluğu yurtdışından gelen turistlere hizmet ediyor. Otelin tarihi milattan önce 1200'lü yıllara dayanıyor. Ege'de, Truva Savaşı'nın ünlü komutanı Agamemnon, 10 yıl süren savaş boyunca askerlerini, savaş alanına en yakın olan ve günümüzde Balçova olarak bilinen bölgeye gönderir. Agamemnon, yaralı askerlerin kısa zamanda iyileşip geri döndüğünü görünce, kaplıca suyunun şifalı olduğunu keşfeder. Bir diğer rivayete göre, yüzü ve vücudu yaralarla kaplı Agamemnon'un kızının bu sularda yıkanarak iyileşmesi ve güzelleşmesi üzerine, Agamemnon bu yörenin özel bir yer olduğuna inanır. Bu bölge tarihte Agamemnon Kaplıcaları diye anılır.