Cumhuriyet'imizin 90. yıldönümüne erişmenin onur ve gururunu yaşıyoruz.
Kutlu olsun!.. Cumhuriyet'imizle aynı yıllarda başlayan rejimlerden, bugün geriye ne kaldığını düşündüğümüzde onur ve gururumuz daha da katmerlenir.
Atatürk'ün bize en kapsamlı armağanı olan
Cumhuriyet; bütün
yeniliklerin itici gücü, başlangıcı ve başarısını sağlayan etken olmuştur.
Atatürk, Cumhuriyet'i millet egemenliğine en uygun devlet biçimi olduğu inancıyla getirmiş ve demokrasi kavramından ayrı düşünmemiştir. Kurduğu Cumhuriyet'in sınırlarını, doğal ve tarihsel gerçeklere dayanarak çizdiğinden, temeli
"millî birlik ve beraberliğe" dayanır.
Anadolu'nun toplumsal yapısını gözden ırak tutmadan; ırk, sınıf, din ve düşünce ayrılıklarına karşı çıkarak, yurttaşı olan herkesi Türk gören bir milliyetçilik anlayışını Cumhuriyet'e temel yapmıştır. Atatürk Cumhuriyeti'nin
hedefi,
çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmaktır. Bizimle aynı yıllarda bağımsızlıklarını kazananlar ve çevremizdeki ülkelerle durumu karşılaştırdığımızda, büyük aşamalar kaydettiğimizi gururla görürüz. Bu durumu çekemeyen komşularımız, sözde dostlarımız bizi tökezletmek için,
yerli işbirlikçiler ile
yapay sorunlar yaratmaktadır. 93 yıl önce onurla yırtılan
Sevr Antlaşması yeniden hortlatılarak,
millî birliğimizi yıkmak, ülke bütünlüğümüzü bozmak için suni sorunlar yaratılmıştır. Bu durum,
Kuvayı Milliye ruhunu çelikleşmiş halde yeniden diriltmiştir.
Kurtuluş Savaşı büyük bir kadronun ve bütün milletin ortak eseridir. Cumhuriyet ve getirdikleri ise, sadece Atatürk'ün eseridir. Bugün
hedef gösterilen yere
ulaşamamışsak, bunun
sorumluluğu Atatürk'ün değil,
O'nu kavrayamayanlarındır. Cumhuriyeti her koşulda
koruyacak, kavrayacak, çağdaş düşünceli, tüm tehditlere karşı uyanık, bilinçli, 2000'lerin gençliği yetiştirilirken bu sorumluluk unutulmamalıdır.
Sevgili Gençler! Atamızın sizlere emanet ettiği
Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğünü, bağımsızlığını korumak
en kutsal göreviniz olmalıdır.
Muhtaç olduğunuz kudret, mazisi binlerce yıla dayanan Türk Tarihi'nde mevcuttur...