Gurbette bir yakınınız yaşıyorsa, onunla kucaklaşmanın zamanı yoktur. Hollanda'da yaşayan oğlumla kucaklaşmanın eşsiz sevincine, farklı rotalardaki gezi ve izlenimlerimle seyahatimizi tadlandırıyoruz. Benim için de alışkanlık haline gelen bu gezi sonraları gezip dolaştığımız yerleri sizinle paylaşmanın da ayrı bir heyecanı oluyor. Hollanda, Almanya, Avusturya, İtalya, İsviçre, Fransa ve Belçika'yı kapsayan bu seyahat boyunca gezginlerin artık kalabalık merkezlerden çok yeşil ve serin köşelere koştuklarını, yeni tadlar denediklerini gördük ve " aklınızda bulunsun" hesabı sizlerle paylaşalım istedik. Bu eşsiz köşelere nasıl gideceğinize siz karar vereceksiniz. Ancak bu yörelerde yaşayan bir yakınınız var ise özel otonuz ile köşe bucak dolaşmanızı ve bu saklı cennetleri daha iyi keşfedebileceğinizi söyleyebiliriz. Bunun için önce bir seyahat programı yapmanızı ve özellikle erken rezervasyonlar ile yerinizi ayırtmanızı öneriyoruz.
KARLAR ERİMEMİŞ
Biz İzmir'den Amsterdam'a uçtuk ve sonra kara yolu ile önce Almanya'yı geçip bir gece Avusturya'da konakladık. Yükseklerdeki karlar henüz erimemiş. Sonraki durağımız Kuzey İtalya oldu. Dolomites dağlarının eteklerinde Miro isimli bir köye ulaştığımızda yeşilin her tonu ile kendimizden geçtik. Konakladığımız evin sahipleri sabah akşam yumurta ve süt taşıdılar bize. Biz de köy pazarlarından çeşit çeşit peynirler ise bu ziyafeti zenginleştirdik. Asla unutamıyacağımız 3 geceden sonra geri dönüş başladı. İsviçre'yi geçip Fransa'nın Alsace bölgesine ulaştık. Alsace üzüm bağları ve leylekleri ile ünlü bir bölge. Konakladığımız Turckheim köyündeki hemen her evin çatısında leylekler yeni doğan yavrularıyla adeta poz veriyorlardı. Bu yöredeki Colmar ise adeta bir çiçek bahçesini andırıyordu. Akşam yemeğinde kuşkonmaz ile marine edilmiş kuzu pirzolasının tadı hala damağımızda kaldı. Bu bölgede yemek-içmek pahalı ama denemeye değer. Bir gün sonra Eguisheim isimli başka bir köyü keşfettik. Çok sayıda Türk turistle karşılaştık ve onlar da hayranlıklarını gizleyemediler.
GÖZ-GÖZ'E MESAJ VAR
Belçika üzerinden Hollanda'ya dönüyoruz. Belçika'nın Antwerp kenti Avrupa'nın en büyük ikinci liman kenti özelliğini taşıyor. Bu kentte de çok sayıda Türk yaşıyor. İzmir ve Egeli vatandaşlarımız hem Galatasaray'ın hem Göztepe'nin şampiyonluk sevincini birlikte yaşıyorlar. Özellike Göztepe şapiyonluğu onları çok mutlu etmiş. Hasret kaldıkları takımı yeniden Avrupa kupalarında görmek istediklerini dile getiriyorlar. Bu şirin kentte ağzımızı tadlandırmak için bir cafeye oturuyoruz ama gözyaşı ile kalkıyoruz. Zira bize servis yapan Samsun'lu kadın vatandaşımıza bıraktığımız bahşiş "Memlektimin insanından bahşiş alamam" diye bize geri dönüyor. Gözlerimiz doluyor. Unutamıyacağımız turu Hollanda'da Eindhoven'de sollandırıp 1 gün sonra Amsterdam'dan İzmir'e geri dönüyoruz. Elveda yeşil Avrupa, merhaba memleketim, merhaba güzel İ