15 Eylül 2008 Pazartesi. Dünya, 1929 büyük buhranından sonra tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşadığı gün. SABAH'ta yazı işleri toplantısına girerken en önemli gündem maddesi Amerikan Merkez Bankası'nın (Fed) efsane başkanı Alan Greenspan'in sözleriydi. Lehman'ın battığını açıklanmış ve Greenspan buna 'Yüzyılın krizi' demişti. SABAH'ın yazı işleri toplantısında olanları bu cümleyle başlayarak anlatmıştım. Olmaz denilen olmuş, Lehman Brothers batmıştı çünkü. Bugün geriye dönüp baktığımızda trilyonlarca dolarlık paketler, milyonlarca işsiz, onlarca intihar, iflas, umutsuzluk, isyan ve kabus dolu bir yılın haberlerini sayfalara taşıdık. Manşetlerimizi, Marks'ın kapitalizmin kaleleri üzerinde dolaşan hayaleti de süsledi kara pazartesiler, çarşambalar da... Bu yazı dizisinde, Lehman Brothers'ın batışını milat kabul edip aradan geçen 1 yılda neler olduğunu hatırlatacağız. Kapitalizmin her on yılda bir yaşadığı devresel krizlerden daha öte, ağır ve acıtarak yaşatan bu krizin bir daha yaşanmaması ümidiyle...
Krizde en çok hatırladığınız ve zihninize kazınan görüntüsünü düşünün. Detroit'te kilisenin içine sokulan arabalarla yapılan otomotiv sektörünü kurtarma duası mı, Bush'un 850 milyar dolarlık kurtarma paketini imzaladığı görüntüsü mü yoksa borsalarda ellerini kafaları arasına almış borsacıları mı... Lehman Brothers'ın battığı gün elinde masalarından toparladıkları eşyaları bir kutuya koyarak kapıya çıkanların görüntüsüydü bence krizin simgesi. Nasıl unutulur ki? Asla batmaz denilen finans devinin batmasına izin verilmişti. Bush yönetimi müşteri bulamamıştı. Son anda hepsi masadan kalkmıştı. Bugün bile halen eleştiriliyor tarihin en büyük 10 batış hikayesi arasına giren Lehman iflası... İlk açıklamalardan biri ABD Merkez Bankası'nın eski başkanı Alan Greenspan'den gelmişti: "Bu 50 yılda, hatta 100 yılda bir yaşanabilecek bir olay. Yüzyılın krizi bu"
KİMSE KURTARMAYA YANAŞMADI
İki dünya savaşı görmüş, sayısız dünya ve bölgesel krizleri atlatmış Lehman bundan tam bir yıl önce 15 Eylül 2008'de iflasını istedi. Açıklanan iflas kararı, ABD'de yaklaşan başkanlık seçimleri öncesinde Cumhuriyetçi Bush Hükümetinin en kötü hamlesiydi. Bugün halen birçok ekonomist "Lehman'ın batmasına göz yumulmasaydı işler bu raddeye gelmezdi" diyor. Bunu bilemeyeceğiz ama dönemin ABD Hazine Bakanı Henry Paulson, Lehman Brothers yetkililerinin çağrılmadığı 14 Eylül'deki basına kapalı toplantıda, Lehman'ı kurtarma planını masaya yatırmış ancak taraftar bulamamıştı. Çünkü, Bear Stearns, Fannie Mae ve Fredie Mac gibi mortgage devleri kurtarılmıştı ve bu kurtarmalar nedeniyle sessiz de bir öfke vardı. O gün o toplantıda hükümet "Elimizi taşın altına sokmayız" deyip kenara çekilince masanın diğer ucundaki bankalar 'devletin destek olmadığı yerde biz de risk almayız' diyerek masadan kalktı. Böylece Lehman'ın kaderi belli oldu.
AIG VE WAMU'DAN KÖTÜ HABERLER
Paulson, iflasın açıklanmasından sonraki ilk açıklamasında, "Eğer hükümet özel bir şirketi kurtarmak için adım atarsa diğerleri de riskli hareketlere cesaretlendirebilir" diyordu. Bush, "ABD, finansal düzenlemelere dayanır" gibi krizin büyüklüğünün halen farkına varamadığını gösteren açıklama yaptı. Krizin pimi çekilmişti ve borsalar düşmeye başlamıştı. Piyasalar daha şaşkınlığı atamadan ikinci haber Merrill Lynch'ten geldi. O da batmamak için hisselerinin bir kısmını 50 milyar dolara Bank of America'ya devrettiğini duyurdu. ABD'nin en büyük bankalarından Washington Mutual ve dünyanın en büyük sigorta şirketi AIG'den de kötü haberler geliyordu. İlk müdahale ABD Merkez Bankası (Fed) olmak üzere dünyadan art arda önlem açıklamaları gelmeye başladı. FED, yatırım bankalarına, hisse ve kredi teminat göstermeleri karşılığında borç vereceğini duyurdu. Bununla yetinmedi, hazine kağıdı kredi kolaylığı programıyla verdiği tahvillerin miktarını 175 milyar dolardan 200 milyara çıkardı.
'YASAL HAKKIMIZI KULLANACAĞIZ'
10 dev banka, 70 milyar dolarlık dev bir likidite fonu kurmak için anlaştı. Bank of America, Barclays, Citigroup, Credit Suisse, Deutsche Bank, Goldman Sachs, JP Morgan, Merrill Lynch, Morgan Stanley ve UBS, kuracakları fondan, likidite başvurusunda bulunanlara 23 milyar dolara kadar kaynak sağlayacağını duyurdu. Avrupa Merkez Bankası piyasaya 30 milyar euro para enjekte etti. Çin Merkez Bankası faizini 0.27 puan düşürdü. Ancak borsalarda satış dalgası başlamıştı bile ve gözler ertesi gün yapılacak FED'in faiz toplantısına çevrilmişti. Yıllardır ABD'de şişen ev fiyatları nedeniyle mortgage kredileriyle sağlanan sanal büyüme tüm dünyayı on yıl süren bir saadet dönemine sürüklemişti. ABD bunun bedelini ödüyordu ve tüm dünyayı da peşinden sürüklüyordu. Şimdi merak edilen en önemli soru 'sırada kim var'dı.