Bankacılık ve Düzenleme ve Denetleme Kurumu(BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bankacılık sektöründe 49 oyuncu olduğunu ve yerinde denetime önem verdiğini belirterek, "Bunların genel müdürleri ve genel müdür yardımcıları ile çay içiyorum. Kalp atışlarını dahi izliyor onlarla ilgili karar ve tedbirler alıyorum" dedi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Koç Üniversitesi'nin düzenlediği "Kriz Sonrası Yeni Finansal Düzen Konferansı'nda konuşan BDDK Başkanı Bilgin, ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Dünyanın eski normalden, yeni normale geçtiğini, bozulan dengelerin kurulmasının yeni mimarinin temeli olması gerektiğini savunan Bilgin, bu açıdan ülkelere, daha iyi bir denetim ve gözetim yapmaları önerisinde bulundu.
Bankacılıkta krizin teğet geçtiği iki ülke bulunduğunu söyleyen Bilgin, bunlardan birinin Kanada, diğerinin Türkiye olduğunu, bu iki ülkenin en önemli özelliğinin, yerinde denetime vermesi olduğunu vurguladı. Avrupa ülkelerinde denetimin, şu ana kadar uzaktan yapıldığına ifade eden Bilgin, "Uzaktan denetim ile bankacılar arası diyalogu dinleyemezsiniz. Dolayısıyla bu metot yerinde değildir. Umut ediyorum Batı önümüzdeki yıllarda yerinde denetimi tercih edecektir" dedi.
-BANKALAR, 2011'İN İLK ÜÇ AYINDA 1 TRİLYON TL AKTİF BÜYÜKLÜK EŞİĞİNİ AŞACAK-
Türkiye'nin dış dünyadan ayrık olmadığını, iddialı ve global sisteme uymak durumunda olduğunu savunan Bilgin, "Basel-3 ve G-20 kararları bizi ilgilendirir. Tabii gelişmiş ülkelerden farklılıklarımız var. Genç nüfusumuz var. Yarısı genç ve bir şeyler yapmaya hazır. Bunun yanında bankalarımız likit ve sermaye rasyolarımız yeterli. Bu saydıklarım Türkiye'nin en önemli artısıdır. 20 yıl sonra nüfus yaşlanacaktır. Onun için adımlar bugün atılmalıdır.
Türk bankalarının aktif büyüklüklerine dikkat çeken Bilgin, "Benim bankalarım aktif büyüklüklerini ilk dokuz ayda 927 milyar TL'ye getirdiler. 2011'in ilk üç ayında 1 trilyon TL eşiğini aşacaklar. 2010 yılında 83 milyar lira kredi vermişler. Bu kredilerin önemli bir bölümü reel sektörü finanse etmiş. Biz, batılı muadillerimizden ayrı olarak bankalarımızı sıkıyoruz ki bu ortamda bankalarımız bu gelişmeyi gösteriyorlar" dedi.
-BANKALARIN KALP ATIŞLARINI DAHİ İZLİYORUM-
Bankacılık sektörünün kalp atışlarını dahi izlediğini belirten Tevfik Bilgin, "Nasıl geçmişte önlem aldıysak bundan sonra da önlem alırız. 49 oyuncumuz var. Onların genel müdüründen genel müdür yardımcılarıyla çay içiyorum. Kalp atışlarını dahi izliyorum. Onlarla ilgili karar ve tedbir alıyorum. Bankalarımız reel sektöre önemli katkılar sunuyor. Bu kuşkusuz önümüzdeki yıllar için reel akçe olacak. Kaynaklarımızı artırmalıyız ayrıca pasif kaynaklarımızda vadeyi uzatmak durumundayız. Vergi ve munzam karşılıkta uzun vadeli mevduatı teşvik edecek yol ve yordamlara ihtiyaç var. Vade bazen faizden daha önemlidir" dedi.
-YENİ MİMARİDE GRİ ALANLAR BIRAKILMAMALI-
Finansal sistemin iyi gittiğinde, ekonomik büyümenin de iyi gittiğine dikkati çeken Bilgin, bu ikisi arasında paralellik olduğuna vurgu yaparak, "Odaklanmamız gereken temel husus buradır. Basel-2'yi uyguluyoruz ama kalan yönetmelikleri size beyan etmeyi öngörüyoruz. Basel-1 ve Basel-2 beraber gidecek. Ancak 2011'den sonra Basel-2'yi talep edeceğiz ki Basel-3'e geçebilelim" dedi.
Yeni mimaride gri alanların bırakılmaması gerektiğini belirten Tevfik Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oyun devam ederken kaleleri değiştirmek uygun değil. Düzenlemeler öyle olmalı ki ölçmeli tartmalıyız. Bu anlamda gri alanlarla ilgili çok saptamamız olmuştur. Gri alanı az bırakan bir kurum olduğumuzu düşünüyorum. Diğer oyunculara da önem vermeliyiz. Leasing ve factoring de büyüyecek. Bunlar büyürse bankacılığa da kaynak temin edebilirler Burada da hedge ihtiyaç var. Tabii kanunlar zamanında çıkarsa sektörlerin önü açılır. Düzenleme ve denetimin aşırı dozda olması, sert olması ufku karartır. Önemli olan bu bıçak sırtı dengeyi koordine etmektir. Resmin bütününü görebilmeliyiz. Resmin her bir köşesindeki oyuncuların hedefleri farklı olabilir. Ancak asıl hedef ülkenin refahını artırmaktır."