İşte Alkin'in o açıklamaları;
Uluslararası finans sistemi 1980'lerden bu yana küresel bir ağın pençesinde. Bir tarafta kreditör uluslararası finans kurumları, bir tarafta küresel ekonomi medyası, bir tarafta batı başkentlerinin etkisi altındaki uluslararası ekonomi kuruluşları.
KÜRESEL EKONOMİ MEDYASI VE RATİNG ŞİRKETLERİ ADETA BUNLARIN EMRİNDE ÇALIŞTI
Gelişmekte olan ekonomiler bu üçlü mekanizmanın kıskacında, 30 yıl yüksek faizle borçlanmaya zorlandırıldılar ve trilyon dolarlar düzeyinde faiz ödemeye mahkum edilip, fakirleştirildiler. Uluslararası banka ve ekonomi kurumlarının hegemonyasında bir kreditokrasi oluştu ve küresel ekonomi medyası ve rating şirketleri adeta bunların emrinde çalıştı. Bu kirli ilişkiler ağı, bu kreditokratların ne kadar ahlak yoksunu oldukları 2008 küresel finans krizi ile ortaya çıktı.
BİZİ TEKRAR YÜKSEK FAİZ TUZAĞINA DÜŞÜRMEYE ÇALIŞIYORLAR
Türkiye, 2009'da IMF'le masaya oturmayarak; bu çemberden çıkmayı başardı. Bugün, kreditokrasi, Türkiye'yi bu kumpasa düşürmek için, Gezi olaylarından bu yana, döviz kurlarını kullanarak, manipüle ederek, bizi tekrar yüksek faiz tuzağına düşürmeye çalışıyorlar. Uyanık olmalıyız.