Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, sözlerine "Vatanın bekası için, evladını, eşini feda eden şehit analarının ve eşlerinin derin acısını paylaşıyor, yüce yüreklerini hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Suriye'nin mazlumları, Filistin'in gözü yaşlı kadınları, Myanmar'ın çaresizleri başta olmak üzere, mağdur ve mazlum coğrafyalarda yaşayan tüm kadınlar için '8 Mart, umut olsun' diyorum" diyerek başladı. Erdoğan, özetle şunları kaydetti:
Kadınlarını, hayatın çeşitli alanlarından men eden toplumlar gelişemez. Özellikle Müslüman toplumlarda, kadınların mahrumiyetleri söz konusu olduğunda, fatura genellikle dine kesilir... Bugün ne yazık ki Müslüman toplumlar, henüz Kuran'ın seviyesine yükselememiştir. Böyle bir ortamda Türkiye, gerek inanç ve kültür kodlarındaki bu özü yeniden hatırlayarak, gerekse uluslararası hukuku gözeterek, kadınlarımızı hak ettiği mevkiye taşıma azmindedir.
Kadınların var olmadığı bir demokrasi mücadelesi, başarıya ulaşamaz. Bugün burada, dalgalara, fırtınalara direnerek başarı elde eden çok sayıda kadın görüyorum. Özellikle erkek egemen sektörlerde kadın varlığı son derece kıymetlidir. 'Kadınlar yapamaz' denen alanlarda, cesaretiniz, dirayetiniz ile varlık gösterdiniz. Türkiye'ye enerji verdiniz. Hepinizi kutluyorum.
DÜNYANIN İHTİYACI VAR
Kadın gücünü devreye sokabilen toplumlar ilerleyecektir. Çevre ve enerji gibi, zaman zaman karşı karşıya gelen mevzular söz konusu olduğunda, kadın varlığı daha da hayati bir önem kazanmaktadır. Tabiatın dilinden iyi anlayan kadınların, enerji sektörüne elinin değmesi, çok sayıda duyarlılığı beraberinde getirecektir. Akademi ile hayatın gerçekleri arasında köprüler kurarak, içindeki enerjiyi işteki enerjiye taşıyan kadınlar tanıyorum. Yerli kaynakların kullanımını önceleyen, ekip çalışmalarını ustaca yöneten, yeni istihdam alanları açan hanım ağalar biliyorum.
Dünya tarihi, 'Kadın başıma ne yapabilirim?' yanılgısının karşısında dimdik duran Rosa Parks'ları görmüştür. Ordulara kafa tutun Nene Hatun'ları yazmıştır. Halide Edip, Birinci Dünya Savaşı'nın dumanı hala ülkemizin üzerinde tüterken, meşhur konuşmasında şöyle demişti: 'Bütün milletlerin haklarını kazanacağı gün çok uzak değildir.' Bugün biz de aynı heyecanla haykırıyoruz; yüreğimizdeki mukaddes heyecan, Afrikalı, Filistinli, Myanmarlı masumların sorunlarını çözünceye kadar devam edecektir.