Türk iş ve inşaat makineleri sektörü pandemi dönemini fırsata çevirerek 133 ülkeye 5 milyar liralık sefer için kolları sıvadı. İş makinelerinde zincirin ilk halkası Çin, Hindistan gibi ülkeler sektörün parça, aksam ihtiyacını karşılamakta zorlanırken Avrupa ülkeleri yakın coğrafyada üretim tesisine sahip tedarikçileri tercih etmeye başladı. Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) Başkanı Merih Özgen, "Gelişmiş ülkeler tedarik zincirindeki kırılmalar nedeniyle ülkelerine yakın coğrafyalarda yeniden konumlanıyor, Türkiye, dünya ve inşaat makineleri sektörünün üretim üssü olacak" dedi.
1.4 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT
Merih Özgen, Çin, Hindistan'dan sonra en hızlı büyüme oranına sahip iş makineleri pazarı için de yeni fırsatlar doğurduğunu söyledi. Özgen, sektörün geçen yıl salgına rağmen 1.4 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini ifade etti. Özgen, şöyle devam etti: "Çin, Hindistan gibi ülkeler sektörün ihtiyacını karşılamakta zorlanıyor. AB teknik müktesebatına uyumumuz bu ülkelerde kurulan tedarik zincirlerinden daha fazla pay alma potansiyelimiz büyük avantaj sağlıyor. Sektör, sağlanacak teşviklerle kritik parça, aksam ve komponent üretiminde ciddi bir yol alma ve önemli bir üretim üssü olma potansiyeline sahip."
DÜNYANIN 11. BÜYÜK PAZARIYIZ
SEKTÖRÜN Avrupa, Rusya, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta Asya pazarları olmak üzere 133 ülkeye ihracat yaptığı belirten Özgen, "Avrupa'nın yedinci, dünyanın 11'inci büyük pazarıyız. Sektörde yerli katkı oranı yaklaşık olarak yüzde 55-60 civarında. Beton ekipmanları, kırma eleme tesisleri gibi bazı alt sektörlerimizde yerlilik oranı yüzde 80'lere kadar çıkıyor. Toplam iç pazarın yüzde 40'ını yerli üreticiler sağlamakta. Coğrafi konumumuzu avantaja çevirebiliriz" dedi.
YEŞİL ÜRETİM SIFIR KARBON
BAŞKAN Özgen, özellikle güç ve aktarma organlarında ve hidrolik komponentler gibi bazı önemli aksamlarda yurtiçinde üretim açığı bulunduğu için bu alanlarda stratejik üretime geçilmesi gerektiğini söyledi. Özgen, "Sektörde yeşil üretim, sıfır karbon izi gibi çevre hassasiyeti içeren politikalar gündemde. Teknoloji anlamında ise başta elektrifikasyon olmak üzere dijitalizasyon, otonom makinalar, üretimde 4.0 gibi yıkıcı teknolojiler ön plana çıkıyor" dedi.