Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) blog sayfasında "Para Politikası Duruşu ve Hazine İhaleleri" başlıklı yazıda sıkı para politikası duruşunun borçlanma maliyetlerini azaltıcı etkisi incelendi.
Blog yazısında şu ifadelere yer verildi:
RİSK İŞTAHI GÜÇLENİYOR
Para politikası, kamu borçlanma maliyetlerini getiri eğrisinin şekli ve borçlanma ihalelerine yönelik talep üzerinden etkileyebiliyor. Sıkı para politikasının uygulandığı dönemlerde kısa vadeli faizler politika faiziyle birlikte yükselirken, enflasyonda düşüş beklentisi uzun vadeli faizleri düşürebiliyor. Benzer şekilde enflasyon ile mücadele, öngörülebilirliği artırarak bankaların borçlanma araçlarına yönelik risk iştahını ve risk taşıma kapasitesini güçlendiriyor. Böylelikle, tahvilin yeniden ihraç edildiği ihalelerde talep eğrisinin esnekliği artıyor ve ikincil piyasadaki faiz değişimi sınırlı kalıyor. Bu yazıda, Hazine ve Maliye Bakanlığı (Hazine) yeniden ihraç ihaleleri bağlamında, sıkı para politikası duruşunun borçlanma maliyetlerini azaltıcı etkisini inceliyoruz.
Hazine borçlanma ihalelerinde oluşan talep eğrisi, ihale kesim noktasına kadar gerçekleşen fiyat-miktar verileri kullanılarak hesaplanabiliyor. Talep eğrisi, Hazine ihalelerinde oluşan borçlanma miktarı ve maliyeti arasındaki ilişkiyi gösteriyor. Talep eğrisinin daha yatay konuma gelmesinin fiyat esnekliğinin artması anlamına geldiğini not düşelim. Tahvil fiyatlarıyla faizleri arasındaki negatif ilişkiyi de göz önüne aldığımızda, daha esnek (yatay) bir eğri, aynı miktarda borçlanma için Hazine'nin maliyetini azaltıyor.
TALEP EĞRİSİ İNCELENDİ
Talep eğrisinin esnekliğinin şekillenmesinde, para politikası duruşu destekleyici bir rol oynar. Nitekim Hazine borçlanma ihalelerinde oluşan miktar ve fiyat değerlerine dönemsel bakıldığında, sıkı para politikası uygulanan dönemlerde daha esnek bir talep eğrisi oluştuğunu görüyoruz. Buradaki temel husus, ihalelerde gözlenen talep eğrisinin yataylaşmasının bankaların risk taşıma kapasitesinin artmasıyla ilişkilendirilmesi. Sıkı para politikasının olduğu ortamda, eğrinin uzak ucu yukarı yönlü kayıyor ve böylece miktarın fiyat üzerindeki etkisi azalıyor. Bir diğer deyişle, eğrideki yataylaşma ihalede gerçekleşen talep koşullarının iyileştiğini ve Hazine'nin daha düşük maliyetle borç alabildiğini gösteriyor.
Analiz sonuçları, sıkı para politikasının birincil piyasadaki söz konusu olumlu etkisine işaret ediyor. Borçlanma ihalelerinde oluşan esneklik değişiminin maliyetler üzerindeki etkisi Grafik 3'te gösteriliyor. Taralı alan, sıkı para politikası duruşu çerçevesinde esnekliklerdeki artış kanalıyla borçlanma maliyetindeki azalışı gösteriyor. TCMB'nin son parasal sıkılaşma döngüsüne odaklanıldığında, Hazine yeniden ihraç ihalelerinde borçlanma maliyetlerinin ortalamada 40 baz puan düştüğü görülüyor. Bunun ise, kamu maliyesine yaklaşık 6,8 milyar TL katkıda bulunduğunu hesaplıyoruz.
TALEP ESNEKLİĞİ DESTEKLENİYOR
Sonuç olarak, sıkı para politikası parasal aktarım kanalı üzerinden tahvil piyasalarında getiri oranlarını artırırken, öngörülebilirlik ve beklentiler kanalı üzerinden yeniden ihraç ihalelerinde gerçekleşen talep esnekliğini destekliyor. Öngörülebilirlik ve kredibilite katkısıyla artan esneklik bankaların risk taşıma kapasitesinin yükselişine işaret ediyor. Böylece, TCMB'nin politika duruşu ile finansal sistemi desteklediğini ve Hazine ihaleleri üzerinden kamu maliyesine katkıda bulunduğunu değerlendiriyoruz.