Röportaj | Merve YURTYAPAN - GÜNAYDIN Fotoğraflar | Recai KÖMÜR 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da 'Gönül'ü canlandıran Zara: Sevenlerim başımın tacıdır, yeter ki kontrolden çıkmasınlar. Japon bir hayranım sürekli peşimdeydi; telefonumu ve evimi bile bulmuştu. Onu sadece sanatçı olduğuna ikna etmem zor oldu Şarkıcı Zara, atv'nin 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz' dizisiyle oyunculuk kariyerine geri döndü. 'Eylül Fırtınası', 'Gelin' ve 'İpsiz Recep' dizilerinin yanı sıra 'Deli Yürek' adlı sinema filminde de rol alan Zara, dokuz yıl sonra oyunculuk deneyimini yeniden yaşıyor. 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da 'Gönül'ü oynayan Zara, dizide seslendirdiği şarkılarla da dikkat çekiyor. Ünlü şarkıcıyla 'Gönül' karakterinden yola çıkarak aşkı konuştuk... Setlere dönmeye nasıl karar verdiniz? Oyunculuğun müziği çok beslediğini düşünüyorum. Küçük oynamayı öğrenirken büyük etki bırakmayı ve söylediğin şarkının ifadesini daha iyi vermeyi öğreniyorsun, ilginç değil mi? Çok büyülü bir iş. Ben setlere geri dönmeyi çok istiyordum. Raci Şaşmaz'dan teklif gelince çok mutlu oldum. Hayal ettiğimden çok daha fazlasını buldum. Diziyi izliyor muydunuz? Evet, izlediğim bir diziydi. Dizinin gerçek hayatı yansıtmasını çok seviyorum. Bütün kadınların izlediği bir mafya dizisi çünkü dizide zor erkeklerin ev hayatını da izliyoruz. Bu kadar muhteşem bir ekibe dahil olmak benim için büyük şans. Oyuncuların her biri kendini ispat etmiş büyük sanatçılar ama sette hepsi sıradan kimliğe bürünüp ekip ruhuna hizmet ediyorlar. Dizideki her karakter başrol ve star ama ortada star görmüyorsunuz. Herkes 'Edho'yu star yapmış ve bu duyguya hizmet ediyor. Çok rastlanılır bir şey değil, o nedenle gerçek bir masal diyarına gelmiş gibi hissediyorum kendimi. Setin ilk günü ne hissettiniz? Çok heyecanlandım ama her şey o kadar yolunda ve dozunda gitti ki... Bunda yönetmenimiz Onur Tan'ın beni rahatlatan konuşması çok etkili oldu. Hikaye ve rol de tabii ki çok güzel ve bana yakıştığını düşünüyorum Seyirciler yer aldığım sahnelere ilgi gösterince çok mutlu oldum. OKTAY HAYATIMIN UĞURUDUR Oktay Kaynarca ile birçok projede birlikte rol aldınız... Evet, Oktay hayatımın uğurudur. 'Deli Yürek'te birlikte oynadık. Sonrasında 'Salı Sefası' programını iki sene birlikte sunduk. İki sene de 10 tane ödül aldık bu programla. Daha sonra birlikte yine atv de yayınlanan halk müziği yarışmasında çalıştık. 'Gönül' karakterinden yola çıkarsanız aşkı nasıl anlatırsınız? Aslında 'Gönül'ün aşka bakışı bana çok uzak değil. O da benim gibi aşka sonsuz inanan, bir çift göz için bir ömür tüketenlerden. Barda başlayıp karakolda biten aşklardan değil yani inandığı. Bu sonsuz aşka inanan kadın, hayata da aşkla bakıyor. Çiçeklerine de aşkla bakıyor. Ömürlük aşk yaşayan 'Gönül', kadın seyirci tarafından da sevildi. Herkesin böyle bir aşka ihtiyacı var çünkü. Hem aşık, hem maşuk olarak... Hayatta demlenmek diye bir şey var. İnsana, çiçeğe, böceğe; yaratılmış her şeye aşkla bakmayı öğrenince aşk yolculuğunun hakkı verilmiş olur. Aşk bitmediyse bir gün yine ortaya çıkar mı? Aslında duygu ve düşüncelerimiz hayatı yorumlama şeklimizdir. Aşk bitmez, bitemez çünkü tekamül bitmez ama şekil değiştirir. Bak bizim dizimizde de 'Gönül' aşkını sürekli sulamış, içindeki o gülü hiç soldurmamış. Yanmış kor olmuş ama 'olgun sevmeye' dönmüş bu aşk, kırmamayı geçmiş, kırılmamaya çalışan 'Gönül' olmuş. O aşk onda hiç bitmeyecek çünkü yolu bu. 'Tipi' karakteri sahneye çıkıyor diye Gönül'ü çok kıskanmış. Göz önünde olan insanlar böyle şeyler yaşıyor mu? Sahnede çok yükseldiğinizi görüyor insanlar; müzik çok büyülü ve etkileyici bir araç. İnsanları müzik icra ederken çok farklı yerlere götürüyorsunuz. O atmosferin kendine has ağırlığını herkes kolay kolay taşıyamaz. Ee tabii ki kıskançlık da aşka dahil... JAPON HAYRANIM BENİ ÇOK ZORLADI Sizi zorlayan hayranlarınız oldu mu? Çok oldu. Hatta Japon bir hayranım vardı, Türkiye'ye okumaya gelmişti. Telefon numaramı, adresimi bulmuştu yani sürekli peşimdeydi. Onu benim sadece sanatçı olduğumu ikna etmem zor oldu. Ankara'daki bir konserime davet ettim ve sohbet ettik. 'Ben senin kalbine, ruhuna o eserleri anlatmak için aracıyım' dedim. O da beni bu görüşme sonunda nihayet anladı. Aslında onların bu sevgisi de bize bir sürü şey katıyor. 'Gönüllerine talibim' diye yola çıkmışım zaten. Sevgileri, ilgileri başımın tacı, yeter ki kontrolden çıkmasın. Sizin çiçeklerle aranız nasıl? Ofisimde çok güzel kasımpatılarım, orkidelerim, güllerim var. Bahçeyi, çiçeği çok seviyorum. Bitkiler; gökyüzü ve yeryüzünün birbirine olan aşkının ispatı. Hayal kırıklığı yaşamadınız mı? Hayatı Karagöz-Hacıvat oyunu gibi görüyorum. Oynayanlar var ama bir de oynatan var. Böyle baktığında herkes rolünü oynuyor hayatta. Burada bana yardımcı olan tek şey tecrübe. Yaşanmışlıkları dinliyorum çünkü hayat henüz senin okumadığın bir kitap aslında. Bilene kulak vermek gerekiyor. Zaten gelişime, öğrenmeye doymayan bir ruhum var. ÇOK PİMRİKLİ BİR ANNEYDİM MİSAFİRLERE EVDE MASKE TAKTIRIRDIM Anne Zara nasıl? Annelik bu dünyanın en muhteşem duygusu. 'Önce can, sonra canan' deriz ya; önce canan demeyi öğretiyor annelik. Kendinizden başka biri için yaşamayı öğreniyorsunuz. Birisinin hayatının size bağlı olduğunu bilmek müthiş delilik hali. Annelik, onu içinde hissettiğiniz ilk anda başlıyor. Anneliğin oyunculuğa ve müziğe de kattığı çok şey var. Çocuklara eskiden beri aşıktım. Kızım Dila hazır bir sevgiye geldi. Pimpirikli bir anne misiniz? Sorma. Dila yeni doğduğu zamanlar insanlar eve geldiğinde eczaneden maske aldırıp taktırıyordum. 7.5 aylık doğdu kızım ve haliyle benim için travmatikti. Doğum koçluğu eğitimi ve doğum sonrası şartların eğitimini de almıştım ama onlar bir anda gidiyor. Panik bir Zara ile baş başaydım. Anlatarak olmaz, yaşamak lazım. Dila annesinin ünlü olduğunun farkında mı? Çocuk doğduğundan beri bunu hissettiği için herkesin annesi ünlü sanıyor. Ben TV'deyken 'Anneseni çok özledim' diye seslenip tepki vermemi bekliyormuş, 'Niye annem bana bakmıyor?' diyeüzülüyormuş. Şahane bir müzik kulağı var. Müzikle uğraşmasını isterim. Yanımdaysa sahneye benimle birlikte çıkıyor. O yüzden bir yere götürmeye çekiniyorum. 'EVRENSEL MÜZİK YORUMCUSU' SIFATI BENİM İÇİN BÜYÜK ONUR Artık size 'evrensel müzik yorumcusu' yakıştırmaları yapılıyor. Bunu açar mısınız? Geçtiğimiz aylarda Amerika'da bir konser verdim. Beni orada 'Türkiye'deki bütün tarzda eserleri okuyabilen ve hatta farklı dillerde de eserler icra edebilen evrensel müzik yorumcusu' olarak lanse ettiler. Geçtiğimiz aylarda da Türkiye'de Haçiko Derneği ve Engelsiz Yaşam Vakfı tarafından organize edilen ödül töreninde, özel kategori ile bu ödülü aldım. Benim için, kariyerimin dönüm noktasıdır ve büyük onurdur. BAKIMSIZ HALDE MARKETE GİTMEYEN BİRİNİN KIZIYIM Her zaman sizi çok bakımlı görüyoruz. Gündelik yaşantınızda da bakımlı mısınız? Bakımlı olmaya dikkat ediyorum. Kızıma da bunu aşılamayı istiyorum. Annem de öyleydi. Genç kızken fön çektirmeden gezdiğim zaman çok kızardı. Kendisinin bakımsız halde markete bile gittiğini görmedim. Böyle birinin kızı olarak nasıl yetiştirildiğimi düşünün artık.