Bazen gerçek anlamıyla bazen mecazlarla toplumu doğru yola sevk eden öğüt verici sözler nesilden nesile aktarılarak günümüze dek ulaşmıştır. Günlük hayatımıza yerleşen ve sosyolojik çıkarımlarla gelecek nesillere ayna tutan atasözü örnekleri; büyüklerimizin deneyimlerini, kültür ve düşünce yapısını temel alarak şekillenmiştir. İşte en çok kullanılan, uzun ve kısa, A'dan Z'ye Türkçe atasözleri ve anlamları…
Türkçede birçok farklı atasözü vardır. Bu atasözlerinin söyleyeni belli değildir. Bu nedenle de anonim olarak bilinir. Hemen herkesin zaman zaman kullandığı atasözleri bazen en karmaşık durumları birkaç kelime ile anlatabilme sanatıdır da denilebilir. Bu bakımdan atasözlerinin insanlar için son derece önemli anlamları olduğunu söylemek mümkündür. Nesilden nesle aktarılan bu sözler yüzyıllar öncesinden bu yana devamı süregelmektedir. Halk Edebiyatının da önemli birer parçası olan atasözleri kişilerin günlük kullandığı dilde önemli bir yere sahiptir. Her davranış ve durum için bu sözlerin varlığından bahsetmek mümkündür. En güzel Türkçe atasözleri arasında bildiğiniz ve bilmediğiniz birçok sözü bulabilirsiniz.
Atasözü: Ev alma, komşu al.
Anlamı: Ev alacak insan için evin nasıl olduğundan çok komşularının nasıl olduğu önemlidir.
Atasözü: İyi olacak hastanın doktor ayağına gelir.
Anlamı: İyi bir şey yapmayı hedeflemiş birinin önüne onu yapabilmesi için güzel yollar açılır.
Atasözü: Güneş balçıkla sıvanmaz.
Anlamı: Herkesin bildiği bir gerçeği yalanlarla değiştirmek mümkün değildir.
Atasözü: Sona kalan dona kalır
Anlamı: Bir işi zamanında yapmayan ve erteleyen kişi, o işten verim alamaz ve istediğini elde edemez.
Atasözü: İki karpuz bir koltuğa sığmaz.
Anlamı: İnsan iki önemli işi aynı anda yapamaz.
Abdala "kar yağıyor" demişler, "titremeye hazırım" demiş.
Bu atasözü hayatın her türlü sıkıntısını çeken insanları daha fazla sıkıntının korkutmayacağı anlamını taşır. Çünkü bu kişiler zaten zorluk ve sıkıntı içerisinde yaşamaya alışık kişilerdir.
Abanın kadri yağmurda bilinir.
Her şeyin hayatta sahip olduğu bir değer vardır ve bu değerde ancak ona ihtiyaç duyulduğunda ortaya çıkar. Gerçek anlamda bu şeye ihtiyaç duyduğunuzda değerini de daha kolay anlayabilirsiniz.
Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık.
En çok kullanılan atasözlerinden birisi olan bu atasözü kişilerin acele bir şekilde giriştiği işlerden bahseder. Kişiyi pişmanlık içerisine iten durumları ifade eder.
Acele ile menzil alınmaz.
Bu atasözü ise telaşlı bir şekilde sorunların çözülemeyeceğidir. Yani kişiler bir başarı kazanmak istediklerinde sakin bir şekilde hareket etmek zorundadırlar.
Acele işe şeytan karışır.
Bu söz en çok kullanılanlar arasında yer alır. Düşünmeden ve taşınmadan iş yapan kişilerin tüm işlerinin ayaklarına dolandığından bahseder.
Acemi katır kapı önünde yük indirir.
Bir işin yabancısı olan, bir işe alışmamış, beceriksiz ya da anlayışsız kişi, kendisinden beklenen işi eksik yapar ve istenildiği gibi yerine getiremez; daha başlangıç anında veya en önemli yerinde işi bırakıverir.
Acıkan doymam (sanır), susayan kanmam sanır.
Uzun süre bir şeyin yokluğunu çekip ona ihtiyaç duyan kimse, o şeyden ne kadar çok elde ederse etsin tatmin olmaz; kendisine yetmeyeceği duygusu içinde bulunur.
Aç elini kora sokar.
Aç ve yoksul insan, zorunlu ihtiyaçlarını gidermek için canı pahasına bile olsa her türlü tehlikeye atılmaktan çekinmez.
Alet işler, el övünür.
İnsan ne iş yaparsa yapsın, ne kadar usta olursa olsun, o iş için gerekli araç-gereç olmadan başarı elde edemez.
Arı bal alacak çiçeği bilir.
Bazı kimseler, açıkgöz insanlar ve işinin uzmanı olanlar, çıkar sağlayabilecekleri, kazanç elde edecekleri yerleri gayet iyi bilirler.
Arık öküze bıçak çalınmaz.
Güçsüz, zayıf, kendisini zor ayakta tutan kimselerden yararlanmaya çalışmak, onlara eziyet edip çile çektirmek doğru değildir; bu yiğitliğin ve insanlığın şaşına yakışmaz.
Bir deli kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış.
Bu atasözü çok aklı başında olmayan kişilerin söylediği bir söz ya da yaptıkları iş nedeniyle aklı başındaki kişilerin işin içinden çıkamama durumunu anlatır.
Bir elin nesi var iki elin sesi var.
Bu atasözü daha çok kişilerin yardımlaşarak iş yapmasını anlatır. Bir kişi az iş üretirken iki ya da daha fazla kişi bir arada çok daha fazla iş üretir anlamını taşır.
Bir evde düzen olunca düzenbaz olmaz.
Bir evde dirlik ve düzen olduğunda kişilerin düzenli bir yaşam süreceğini anlatır. Yani bir evin içerisindeki düzenin ve bağlılığın ne kadar önemli olduğunu vurgular.