Atilla İlhan, 15 Haziran 1925'te İzmir'de doğmuştur. Üniversite hayatının ilk yıllarında dergilerde şiirleri yayımlanmaya başlamıştır. Hem şair hem yazar hem de senarist olan Attila İlhan, 10 Ekim 2005 tarihinde hayata gözlerini kapatmıştır. Atilla İlhan şiirleri ve aşk sözleri ile vefatından yıllar sonra bile Türk edebiyatının temel taşları arasında yer almaktadır. İşte en anlamlı ve en güzel Atilla İlhan şiirleri ve unutulmaz aşk şiirlerinden alıntılar...
Atilla İlhan'ın bütün şiirlerinin sayısı 137'dir. Ağustos Çıkmazı, Ayrılık Sevdaya Dahil, Aysel Git Başımdan, Bela Çiçeği, Ben Sana Mecburum, Cinnet Çarşısı, Emperyal Oteli, Elde Var Hüzün, Kimi Sevsem Sensin gibi önemli şiirleri bulunmaktadır.
Adım Sonbahar
"nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır
oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar"
Ayrılık Sevdaya Dahil
"ay ışığına batmış
karabiber ağaçları
gümüş tozu
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
yaseminler unutulmuş
tedirgin gülümser
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdaya dahil
çünkü ayrılanlar hala sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
herşey onunla ilgili"
Nasıl Bir Sevdaysa
"nerede ne zaman kaç kere yaşadık
nasıl bir sevdaysa eskitememiş yıllar
bitirdiğimiz herşeye yeniden başladık
dudaklarımızda birbirimizden mısralar"
Kimi Sevsem Sensin
"kimi sevsem sensin hayret
sevgi hepsini nasıl değiştiriyor
gözleri maviyken yaprak yeşili
senin sesinle konuşuyor elbet
yarım bakışları o kadar tehlikeli
senin sigaranı senin gibi içiyor
kimi sevsem sensin hayret
senden nedense vazgeçilemiyor"
Telefonda kaybolmak sesini beklerken
İnsan insanı yeniler doğrudur ancak
Sevmek için geç ölmek için erken
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yabancı bir şarkı gibi yarım
Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Uykumun arasında çağırdığım
Çocukluk sesinle ağlayarak
Sen benim hiçbir şeyimsin…
Duygular her daim bizleri biz yapan en önemli unsurlardır. Duyguları belirtme yollarından bir tanesi şiir yazmaktır. Şiir yazarak duygularını aktaran kişiler de şairlerdir. Türk edebiyatının en önemli şairlerinden bir tanesi şüphesiz Necip Fazıl Kısakürek'tir. Bu değerli şairin en önemli eserlerinden bir tanesi de Kaldırımlar şiiri olarak karşımıza çıkar. 3 farklı bölümden oluşan Kaldırımlar şiirinin anlamı ve incelenmesi okumak da şiir severlerin oldukça hoşuna gidecektir. İşte Kaldırımlar şiiri anlamı, tahlili ve incelemesi...
Kaldırımlar şiiri; Necip Fazıl Kısakürek'in yazmış olduğu, 8 kıtadan oluşan bir şiirdir. Bu şiirde sokaklarda yürüyen yalnız bir adam ve onun psikolojisi anlatılmaktadır. Genel olarak yalnızlık teması işlenilen bu şiir dörtlüklerden oluşmaktadır. İşte Necip Fazıl Kısakürek'in Kaldırımlar şiiri sözleri, incelemesi ve anlamı...
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her köşe başını sarmış devler…
Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşanmış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği bir çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim yol gitsin;
İki yanımda aksın bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.
Ne sabahı göreyim, ne de sabah görüneyim;
Gündüzler sana kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların karasevdalı eşi…