Temel Fıkraları
Temel ile Dursun promosyonlu meşrubat alırlar. Meşrubatı açan Temel hemen kapağa bakar:
- "Tekrar deneyin." Kapağı kapatıp yeniden açar ve okur:
- "Tekrar deneyin." ... ... ... En sonunda sinirlenen Temel:
- "Ula Tursun. Ha punlar pizi kandıriy! İki saattir deneyrum hala pi şey çıkmadi."
Temel bir gün ölür ve cehenneme gider, cehennem zebanisi Temel'e tekme tokat girişir. Temel
- Uyyy daa siz böyle yaparsaniz buraya kimse gelmez.
Fadime vefat etmiş. Tabutunu taşırken tabut cami duvarına çarpmış. Fadime'den "AYY!" diye ses gelmiş. Fadime'nin ölmediği anlaşılmış.
İki yıl sonra Fadime tekrar ölmüş, bu kez Temel demiş ki:
- Dikkatli taşiyun da aman sağa sola çarpmasun
Temel ve Dursun bir gün aynı uçakta yan yana seyahate çıkmışlar. Uçak gökyüzünde süzülürken birden bir ses işitmişler ve pilot:
Herkes sakin olsun motor arızası yaşandı, uçağın bir motoru devre dışı kaldı ancak telaş etmeye gerek yok
Aradan geçen bir süre sonra pilot tedirgin ve korkulu bir ses tonuyla ikinci bir anons daha yapmış:
Uçağın ikinci motoru da bozuldu.
Temel sonrasında Dursun'a gayet rahat, sakin ve huzurlu bir ses tonu ile:
Dursun desene ha bu geceyu da burada geçirecağuz.
Temel bir gün evinin damı akmasın diye çatıdaki kiremitleri tamire çıkmış. Tamir ederken birden ayağı kiremitlere takılarak 2. kattan aşağıya düşmüş. Temel'i yerde gören komşusu Dursun hemen olay yerine koşarak Temel'e yardım ederek onu yerden kaldırmış. Temel önce bir üstünü başını temizlemiş ve o sıra Dursun:
Ula Temel ne oldi? Nasul bu hale geldun sen? Temel:
Valla Dursun ne olduğunu bilmeyerum ki! Bende senin gibi buraya yeni geldum.
Öğretmen pazartesi sınıfa gelmiş ve öğrencilerine sormuş:
-Geçen hafta hepinizden bir iyilik yapmanızı istemiştim. Osman, Temel ve Ali tahtaya gelin ve yaptığınız iyilikleri anlatın, demiş.
Ali:
-Bir teyzeyi karşıdan karşıya geçirdim.
Temel:
-Ben de Ali'ye yardım ettim.
Osman:
- Ben de Ali ile Ahmet'e yardım ettim, demiş.
Öğretmen şaşkın bir halde:
-Neden üçünüz de aynı kişiye yardım ettiniz peki?
Çocuklar hep birlikte cevap vermiş:
-Öğretmenim karşıya geçmek istemedi zorla geçirdik.
Temelle Dursun ormanda yürüyorlar. Bir ara Temel Dursun'a sesleniyor:
-Dursun ormanın güzelliğine bak.
Dursun:
-Ağaçlardan göremiyorum ki.
Temel, Cemal'e :
-Fadime'nin kürke alerjisi var.
-Nerden pileysun?
-Ne zaman kürk giymiş pi avrat cörse hastalanayı.
Dursun evinden çıktığında birde bakar ki komşusu Temel kendini belinden ağaca asmış halde duruyor. Hemen gidip ipi ağaçtan çözer. Komşusunu ağaçtan indirdikten sonra merakla sorar :
-Ha sen ne yapayudun öyle?
-Hiç kendimi asaydum...
-Ha uşağum, penum pildiğum insan poynundan asılayi.
Temel üzgün ve çaresiz bir halde komşusu Dursun'a baktıktan sonra cevap verir :
-Ben de öyle yapmişudum.Ama ipu poynima pağladığum zaman bi türlü nefes alamayrum.
Gazetede şöyle bir ilan çıkmış : "Bir müdür aranıyor. Yüksek tahsilli, İngilizce ve Fransızca bilen, askerliğini yapmış, 30 yaşından gün almamış, boyu 1.85'den yukarı ve bekar olması gerekir...
Temel başvurmuş :
-Ben demiş, yüksek tahsil şöyle dursun ilk mektebi bile zor biturdum. İnciluzce de Firansizca da bilmeyrum.Yaşım 45'den yukarı, boyum 1.67...
-Eeee, demişler. Ne demek istiyorsun?
Temel gayet ciddi :
-Bu ilanı verduğunuz müdürlük işi var ya, ha bu iş için bana güvenmiyesunuz demeye geldim..
Karadeniz Fıkraları
Bir mecliste konuşulurken,
Amerikalı :
-Biz Mars'a gideceğiz, demiş.
Alman :
-Biz yakıtsız giden otomobil üreteceğiz, demiş.
Fransız :
-Atom bombasını etkisiz hale getirecek projelerimiz var, demiş.
Bizim Karadenizli de onlardan geri kalmamak için :
-Biz de güneşe gideceğiz, demiş.
-Güneşe gidemezsiniz, demişler. Güneş yakar.
Karadenizli gülümsemiş :
-O kadar da enayi değiliz, tabi, demiş. Akşam serinliğinde gideceğiz.
Arkadaşı Karadenizliye sormuş:
-Yalnızken kendi kendine konuşma huyun var mıdır?
-Ben kendi kendime konumam, demiş karadenizli.Adamı gözümün önüne getiririm, öyle konuşurum.
Temel kırtasiyeye girmiş, tezgahtara :
-Pana pir roman lazum, demiş.
Kırtasiye tezgahtarı sormuş :
-Efendim ağır mı olsun hafif mi?
Temel :
-Farketmez, nasil olsa arabam dışaridadur.
Aritmetik öğretmeni Temel öğrencilerinden şikayet ediyormuş :
-Derste peş kere peş kaç ediy, diye sorayrum, kırk cevapı alayrum. Halbuki peş kere peş yirmi peş, pilemedun otuz
Deli Fıkraları
Akıl hastanesinden kaçan iki deli, karşıdan gelen bekçiyi görünce iri gövdeli bir çınarın arkasına saklandılar. Bekçi, onların ayak seslerini işitmişti. Sordu :
-Kim o?
İçlerinden biri kedi gibi miyavladı. Bu başarılı miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp gidiyordu ki, delilerin ayakları altındaki yapraklar hışırdadı. Bekçi geri dönüp yine seslendi :
-Kim var orada? İkinci deli cevap verdi :
-Bir kedi daha.
Ters tuttuğu çiviyi bir türlü duvara çakamayan deliye, bir başka deli şöyle demiş;
"Boşuna uğraşıyorsun, o çivi karşı duvarın."
İki deli tımarhaneden kaçmak için plan yapmışlar ve arkadaşlarına akşam kacacaklarını söylemişler ve dedikleri gibi akşam kaçmışlar. Ertesi gün tabi herkes alarmda bu delileri arıyor akşama doğru iki deli tekrar tımarhaneye gelmişler, Arkadaşları sormuş:
-Madem kaçtınız niye geri döndünüz? Deliler cevap verir:
-Bu provaydı yarın akşam kaçacağız demiş.
Sinemaya girmek istiyordu. Gişeden biletini aldı. Birkaç dakika sonra gelip bir tane daha aldı. Sonra bir bilet daha bir daha... Gişedeki görevli dayanamadı;
- Karaborsa yapıyorsun galiba. Bu kaçıncı bilet alışın?
Deli öfkeyle dedi ki;
- İçeride bir deli var, tam kapıdan girince biletimi alıp yırtıyor. Ben de gelip yenisini almak zorunda kalıyorum...