Doğal enerji kaynaklarının kullanılması, motorlu trafiğinin sınırlanması, çöplerin ayrıştırılarak toplanması, yerel üretimin desteklenmesi... Bu gibi kriterleri bulunan Cittaslow yani Sakin Şehir birliğine Türkiye'den bugüne kadar 11 ilçe ve kent katıldı. Bu sakin şehirler hem doğası hem de tarihiyle ilgi çekiyor İtalyanca citta (şehir) ve İngilizce slow (yavaş) kelimelerinden oluşuyor, cittaslow tanımı. Türkçeye sakin şehir olarak çevrilmiş. Cittaslow ağı, küreselleşmenin şehirlerin dokusunu, sakinlerini ve yaşam tarzını standartlaştırmasını ve yerel özelliklerini ortadan kaldırmasını engellemek için 'slow food' hareketinden esinlenerek ortaya çıkmış. Bir çeşit kentler birliği. Küreselleşmenin yarattığı homojen mekanlardan biri olmak istemeyen, yerel kimliğini ve özelliklerini koruyarak dünya sahnesinde yer almak isteyen kasabalar ve kentler bu birliğe katılıyor. İŞTE BU BİRLİĞE SEÇİLMİŞ ÜLKEMİZİN BİRBİRİNDEN GÜZEL ŞEHİRLERİ: SEFERİHİSAR Yedi yıl önce sakin şehir seçildi Seferihisar hem doğal güzellikleriyle hem de kent merkezine olan yakınlığıyla İzmir'in gözde tatil beldelerinden biri. 2009'da Türkiye'nin ilk Cittaslow'u (sakin şehir) olmayı başardı. Seferihisar aynı zamanda merkezi İtalya'da bulunan Cittaslow Uluslararası Koordinasyon Komitesi tarafından Türkiye'nin sakin şehir merkezi ilan edildi. Seferihisar sakin şehir unvanını aldıktan sonra mandalina üreticiliği, tohum takas şenliği gibi yerel üretimi destekleyecek çalışmalara ağırlık verdi. Kadınlar üretime katıldı. Kurulan üretici pazarları sayesinde ilçede yaşayanlar ürünlerini aracısız satabildi. Köylerde boş duran araziler kullanılmaya başlandı. İnsanlar çevreye ve geri dönüşüme daha duyarlı hale geldi. Bu arada ilçenin değeri de yükseldi, büyük şehirlerin trafiğinden, hava kirliliğinden bunalanlar soluğu ilçede almaya başladılar. VİZE Huzurun adresi Vize, Trakya'nın ilk sakin şehri. Tarihi MÖ 4 bin yıllarına dayanan Vize, uzun bir süre Traklara başkentlik yapmış, yüzlerce savaşa tanık olmuş. Geçmişiyle başkent, tarihiyle kalekent, dokusuyla müzekent, bozulmamış doğasıyla doğakent olan Vize, Trakya'da özel bir konumda bulunuyor. Vize, aynı zamanda doğal zenginlikleri, Istrancalar ve Karadeniz'e olan kıyısı nedeniyle bölgenin önemli bir turizm destinasyonu. İlçenin sahip olduğu zengin tarihi dokusunu Gazi Süleyman Paşa Camii (Küçük Ayasofya), Şerbetdar Hasan Bey Camii, Vize Kalesi ve Surlar, Antik Tiyatro, Ferhat Bey Hamamı, Ferhat Bey Çeşmesi, Karakoçak Tepe, Asmakayalar Mağara Manastırı oluşturuyor. Doğal güzellikler ise Çiftekaynaklar, Cehennem Şelaleleri, Kıyıköy, Yenesu Mağarası olarak sıralanabilir. 1883'de Vize'de doğan ve eserlerinde buraya yer veren ünlü yazar Georgios Vizyenos 'Trakya'da bir çok kasaba vardır. Fakat Vize kadar güzeli yoktur' demiş. UZUNDERE Doğanın incisi Erzurum'un Uzundere ilçesi, Türkiye'nin seçilen son sakin şehri. Üstelik 2006'da Uzundere Adliyesi, ihtiyaç olmadığından dolayı kapatıldı. Son 1,5 yıl içinde bir tek asayiş olayı yaşanmadı. Uzundere Türkiye'de kırsal turizm öncülerinden. Uzundere Türkiye'de kırsal turizm öncülerinden. Şelale, göl, tarihi eserler kadar 'insan' unsuru da önemli. Yöre insanı olağanüstü sakin ve misafirperver. Türkiye'nin en yüksek şelalesi olan Tortum şelalesi, yelken, rafting ve kano gibi su sporlarının yapıldığı Tortum gölü ve çayırı gibi değerlere sahip olmasının yanı sıra Uzundere biyoçeşitlilik açısından da önemli bir yer. Kafkasya Ekolojik Bölgesi'nin batı ucunda, Çoruh Vadisi'nde yer alan Uzundere birçok endemik bitki, memeli, kuş ve kelebek cinsinin yuvası. HALFETİ Sular altındaki ilçe Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinin önemli bölümü Birecik Barajı'nın yapımıyla birlikte 2000 yılında su altında kaldı. 2013 yılında sakin şehir olduktan sonra ilçeye çok sayıda turist akın etti.. Yeşil ve mavinin birleştiği Halfeti'de, su altında kalan yerleşim yerlerinin üzerinde teknelerle dolaşan turistler, ilçenin doğal güzelliğine hayran kalıyor. Ardından nehir kıyısında kurulan tekne görünümlü duba restoranlarda yöresel yemekler yiyor. Yeni yapılan yüzer marina ve deniz fenerine ile Halfeti, Güneydoğu'nun yeni turizm merkezi olma iddiasında PERŞEMBE Bakir koylara sahip Perşembe ilçesi, doğudan Ordu Merkez, güneyden Ulubey, batıdan Fatsa ve kuzeyden Karadeniz ile çevrili. Ilıman bir iklime sahip olan ilçe bitki örtüsü bakımından çok zengin bir bölge. Yeşil bütün zenginliğini ile toprağı bir makyaj gibi süslemiş. Karadeniz'de bakir kalan koy ve plajlar Perşembe'de bulunmakta. Bu arada şu sıralar ilçede çifte proje heyecanı yaşanıyor. Belediye tarafında ilçenin beş sokağı trafiğe kapatılıp halka açılacak. 30 yıldır çöp alanı olan Kabak Tepe paraşüt pistine dönüştürülecek. AKYAKA Doğanın kalbinde tatil 2010 yılında sakin şehir edilen, doğal güzellikleriyle ünlü Muğla'nın Ula ilçesine bağlı Akyaka Mahallesi ziyaretçi akınına uğruyor. Akyaka, Gökova Körfezi'nin bittiği noktada Birinci Derece Doğal Sit alanlarıyla doğayla baş başa tatil geçirmek isteyen ziyaretçilere ev sahipliği yapıyor. Gün boyunca denizin keyfini çıkartan tatilciler, akşam saatlerinde ise sahildeki kafelerde oturup Gökova Körfezi'nden muhteşem gün batımını izliyorlar. Gelenler, sahilde denize açılmadan son hazırlıklarını yapan balıkçıların fotoğraflarını çekiyor ve onlardan denize dair hikayeler dinliyor. Doğa tutkunlarının bir bölümü ise beldede teknelerle düzenlenen Azmak turlarına katılıyor ve Azmak'taki doğal yaşamı görüntülüyor. .Akyaka'da tatil yapanlar, kuş sesleriyle uyanıyor, doğada yürüyüş yapıyor. Akyaka'da kano, yüzme, tırmanma ve rüzgar sörfü yapmak isteyen ziyaretçiler için özel alanlar da bulunuyor. Ziyaretçiler, sabah saatlerinde demir alan tur tekneleriyle Kandilli Koyu, Lacivert Koy, İnce Kum Plajı, Sedir Adası ve Gelibolu Adası ile su altı mağaralarını görme şansı buluyor. Tatilciler eşsiz güzellikteki gün batımını da izleyebiliyor. Akyaka'ya gelen ziyaretçiler sadece tatil yapmıyor, Gökova Körfezi'nin biyolojik çeşitliliği hakkında da bilgi sahibi oluyor. ŞAVŞAT Yeşilin her tonu burada Tarih boyunca Urartu, Kimmer, Saka Türkleri, Romalılar, Sasaniler, Gürcüler, Ruslar ve Osmanlılar olmak üzere birçok farklı medeniyetin etkisi altında kalmasına karşın kendi öz kültürünü korumayı başaran Şavşat'ın kelime anlamı Gürcüce, 'Kara Orman' anlamına geliyor. Karadeniz'in laciverti andıran mavisinden yükseklere doğru tırmanmaya başladıkça sık ormanları ve kendine özgü mimarisiyle gelen misafirleri büyülemeye başlayan Şavşat, 16 bin nüfusa sahip. Ayrıca Sahara Milli Parkı içerisinde bulunan korumaya alınmış bölgede ladin, çam ve köknar ağaçlarının ortasında yer alan Karagöl, Şavşat'taki çok sayıdaki gölden en büyüğü ve en çok ilgi göreni. Arsiyan, Sahara ve Bilbilan yaylalarında ise yöresel mimarinin en güzel örneklerinden olan iki katlı ve üç tarafı balkonla çevrili ahşaptan evleri görmek mümkün. Şavşat'ın kültürel varlıkları arasında ise Cevizli köyündeki 10. yüzyıldan kaldığı düşünülen Tibet Kilisesi, Köprülü köyündeki Köprülü Kilise, Zor Mustafa Bey Camisi de yer almakta. Söğütlü Mahallesi'nde 950 rakımda yüksek bir kayalığın üzerine oturan, içinde sarnıç ve şapel kalıntılarına rastlanan Şavşat Kalesi de şehrin en önemli kültürel mirasları arasında yer alıyor. Şavşat merkezindeki Şavşat Evi'nde Şavşatlı kadınlar da gelen misafirlere Şavşat'ın yerel yemekleri olan sinor, peynir eritme ve armut pekmezi gibi inanılmaz lezzetleri tatma imkanı sunuyor. YENİPAZAR Pidesi meşhur Milli mücadele kahramanlarından Yörük Ali Efe'nin yaşadığı Yenipazar, Aydın'ın yüzölçümü en küçük ve nüfusu en az olan ilçesi. Yüzölçümü 180 kilometrekare olan Yenipazar'ın toplam nüfusu 15 bin 499 kişi. İlk yerleşim yeri tarihi M.Ö. 2000'li yıllara dayanan Orthosia antik kenti civarı olan Yenipazar, eski çağlarda ticaret merkezi olması nedeniyle bu ismi almış. Yenipazar'da hiç bozulmadan günümüze kadar ulaşmış olan Bizans yapıları ve Karya yerleşmeleri bulunuyor. İlçenin en dikkat çekici özelliği yerel tohumlardan üretilen sebzelerin merkezi olması. İzmir-Denizli karayolundan sadece 8 km içerideki Yenipazar'ın pidesi meşhur. Sakin şehir ilan edildikten sonra Yenipazar'da 'Tarihi bodrumlardan çıkaralım' kampanyası ile evlerde bir köşede unutulmuş, tarihi değer taşıyabilecek eşyalar toplanmaya başlandı. İlçe, merak eden ziyaretçilerin akınına uğradı. TARAKLI Dört mevsim güzel Sakarya sınırları içindeki Taraklı ormanlık bir arazi yapısına sahip olup dar bir vadide kurulmuş. Etrafı yüksek dağ ve tepelerle çevrili. İlçe Marmara bölgesinde olmasına rağmen Karadeniz iklimine sahip. Taraklı İlçesi ve çevresinde bir yılda dört mevsim yaşanır. Kar erken yağar ve erken kalkar. Yazlar, kurak ve geceleri soğuktur. Kış mevsiminde ise kar az yağar fakat ayaz ve don olur. Doğal bitki örtüsünü ormanlar oluşturmakta. Dağların ve ormanların etekleri fundalıklarla kaplı. GÖKÇEADA Tatil için ideal Türkiye'nin en batı noktasında yer alan ve en büyük adası olan Gökçeada, nostaljik evleri, doğal yaşamı, organik ürünleri ve alternatif spor olanakları ile önemli bir turizm merkezi haline geldi. 2002 yılından bu yana ada, içerisinde gerçekleştirilen organik tarım faaliyetleri ile özellikle 2008 yılından bu yana gerçekleştirilen tarım turizmi uygulamaları sayesinde misafirlerine eşsiz bir doğal ortam sunuyor. Gökçeada, 2011 yılında almış olduğu Cittaslow unvanı ile dünyanın ilk ve tek sakin adası oldu. Ege denizindeki sörf sporu için en ideal noktalardan biri olan Gökçeada, İstanbul, Bursa ve İzmir gibi metropollere yakınlığı ile de tercih sebebi. YALVAÇ İnanç turizmi adresi Isparta'nın Yalvaç ilçesi sakin şehir unvanını 2012'de aldı. Batı Akdeniz'de bu unvanı alan ilk belde olan Yalvaç, inanç turizmi kapsamında yılda 50 bin turist ağırlayan ve Hıristiyanlarca kutsal kabul edilen bir ilçe. Sultan Dağları eteklerindeki Yalvaç, tarihte sayısız medeniyet ağırladı. Yalvaç kelimesinin anlamı 'peygamber, resul, elçi, yol gösterici' olmakla beraber bu şehre verilmiş olması, buraya Selçuklular devrinde yerleşen Oğuz Türk oymağının 'Yalvaçlılar' olmasından kaynaklanmakta. Roma döneminde büyük öneme sahip olan Psidia Antiocheia antik kentinin yanı sıra Kudüs'ten Roma'ya yaptığı yolculuklarla Hıristiyanlığın yayılmasına öncülük eden Aziz Paulus'un, İ.S. 46 ve 62 yılları arasında Antiocheia'ya üç kez ziyaret ederek ilk vaazını burada verdiği biliniyor. İnanç turizmi kapsamında yılda 50 bin turist ağırlayan ilçede Osmanlı Hamamı ve 800 yıllık Çınaraltı Meydanı bulunuyor. Yalvaç barındırdığı kültür birikimiyle bir günde 5 bin yıllık tarihin görülebileceği merkezlerden biri. Tarımsal üretimin yanında bölgede dericilik, keçecilik ve halıcılık gibi geleneksel el sanatları yaşatılmaya çalışılıyor.