Efsaneye göre, kır saçlı, uzun kır sakallı, sevimli, koca göbekli, tonton bir adam eşiyle Kuzey Kutbu'nda yaşar. Elfleri ile birlikte çocuklar için oyuncaklar yapar... Çocuklar kendisine mektupla Noel için hangi hediyeyi istediklerini bildirirler. Noel zamanı geldiğinde de bu tonton adam kırmızı kıyafetini giyer, ren geyiklerinin çektiği uçan kızağını hediyelerle doldurur ve evlere bacalardan girerek herkesin hediyesini dağıtır... Dünyada yaklaşık 2 milyar çocuk, bu tonton adama, Noel Baba'ya inanarak büyür. Müslüman, Hindu, Musevi ve Budist öğretilerinde Noel Baba bulunmamaktadır. Peki Noel Baba gerçek midir? Fantastik yaklaşımları bir yana bırakırsak, Noel Baba aslında gerçekten yaşamış birisidir. Noel Baba veya gerçek adıyla Aziz Nikola, Antalya yakınındaki Demre'de yaşamıştır. Bari'li Nikola'nın Patara'da doğduğu ve orada dini eğitim alıp, rahip olduktan sonra o zamanki adıyla Likya'nın Myra yöresinde yaşadığı kabul edilir. Nikola'nın varlığını destekleyen tarihi bir döküman mevcut değildir. Gençliğinde Filistin ve Mısır'ı dolaşmıştır. Likya'ya döndükten sonra Myra piskoposu olmuştur. Bir 4. yüzyıl Hristiyan azizi olarak anılan Piskopos Nikola, yaşadığı dönemde iyilik severliği, çocuk sevgisi, batı-doğu ayrımına karşı düşünceleri ve denizcilerin de kurtarıcısı olmasıyla tanınmıştır. Zengin bir ailede doğduğu, genç yaşlarda anne ve babasını kaybettiği ve Nicholas'ın bundan sonra hayatını Tanrı’ya hizmete adadığı belirtilir. Kendisine kalan tüm mirası muhtaçlara, hastalara ve sıkıntı içinde olanlara harcamıştır. Bir süre sonra cömertliğiyle, fakirlere kendisini gizleyerek verdiği sayısız hediyelerle ünlenmiş, mucizeler yapan bir kişi olarak tanınmıştır. Roma İmparatoru Diocletian döneminde Hristiyanların gördüğü zulüm esnasında tutuklanmıştır. İmparator Büyük Konstantin döneminde serbest bırakılmış ve 325 yılında yapılan İznik Konsül'üne Myra Başpiskoposu olarak katılıp, Ariusçular'la tartışması ve tavır alması onun daha çok tanınmasına neden olmuştur. Aziz Nikola 6 Aralık'da ölmüştür. Öldükten sonra Myra'daki kilisesinin mezarlığına gömülmüştür. Mezarı, MS 5.- 9. asırlar arasında Hac merkezi haline gelmiştir. Ziyaretlerin çokluğu, İtalyan Bari´li tüccarların ilgisini çekmiştir ve 9 Mayıs 1087'de İtalyan korsanlar tarafından, mezarı talan edilerek kemikleri Bari'ye kaçırıldı. Bu nakil, Nikola'nın Avrupa'daki ününü büyük oranda artırdı ve Bari bir hac merkezi haline geldi.