Kujuta
Değişik inançlara göre türleri anlatılan ve farklı taş ve metallerden oluştuğu söylenilen yedi cennet vardır ve Araf'ın da içinde bulunduğu yedi cehennem vardır (Kimileri Dünya'yı da bu yedi cehennemden biri sayar.) Yeryüzü büyük bir denizle çevrili, geri kalan bölümde ise çember biçimindeki Kaf Dağı bulunur. Yeryüzü -ışığıyla, gökyüzünün mavi rengini de yansıtan- kutsal taş Sakrat'ın üzerinde oturmuştur. Bu taşın tek bir tanesinin sahibine büyüsel güçler sağladığı ileri sürülür. İşte tüm bunların dev bir meleğin omuzlarında durduğu (Yunan mitolojisinde Atlas), bu meleğin de, birçok gözü ve ayakları bulunan, büyük bir boğa olan Kujata'nın üzerindeki yakuttan bir kayanın üzerinde durduğu ve boğa Kujata'nın da kaosta yüzen devasa bir balık olan Bahamut'un üzerinde durduğuna inanılır. Kujata bu bağlamda Bahamut tarafından desteklenen, yakut üzerinde oturuken aynı zamanda dünyayı taşımakta olan melek arasında yer alan mitolojik bir boğadır.
Minotor
Minotor Yunan mitolojisinde yarı insan-yarı boğa yaratık. Girit’te hüküm süren güçlü kral Minos, gücünü kanıtlamak için Poseidon’dan ona kurban edeceği bir boğayı denizden çıkartıp vermesini ister. Ama hayvan Minos’a o kadar güzel görünür ki onu kurban etmeye kıyamaz ve saklar. Bunun yerine başka bir boğayı kurban eder. Poseidon bunu fark ettiğinde çok sinirlenir ve Minos’un karısı Pasiphae’de boğaya karşı bir aşk uyandırır. Pasiphae’nin boğayla çiftleşmesinden boğa başlı ve kuyruklu, insan bedenli Minotor doğar.
Merküt
Altay efsanelerinde, gök yolculuğuna çıkan kamın ruhuna, ilk üç gökkatı boyunca kılavuzluk eden dev dişi gök kuşudur. Anadolu 'da geleneksel Türk kültürünün taşıyıcılarından olan Yörük boyları arasında, yaramazlık yapan çocukları korkutmak için uydurulan düşsel bir varlık olarak ta görünür. Aslında bu düşsel denilen varlığın kökü, ulu dil birliği çağına kadar gider. Bu mitolojik varlık hakkında Yörükler arasında şöyle denilir: "Merküt Merküt ... Bacadan kolunu salla..." Yaşlıların derin inanışlarına göre, Merküt bir kuştur. O sadece adı anılanları korkutur.
Öcü
Küçük çocukları korkutmak için kullanılan hayali yaratıktır. Küçük çocukların dili hayalet gibi uzun ve zor kelimelere uygun olmadığı için kısaca "Öcü" olarak tasvir ederler. Fakat öcü çocuğun tanıdığı ve korktuğu birisinin yansımasıda olabilir. Çocuklar anne-babalarının onları sevdiğini ve incitmeyeceklerini bildikleri için korkulur kişi öcü uydurulmuştur.
Pazuzu Sümer ve Akad mitolojilerinde, rüzgar cinlerinin kralı ve tanrı Hanbi'nin oğludur. Ayrıca, Sümerliler için güneybatı rüzgarını, fırtınaları taşımayı, temsil ederdi.Pazuzu genellikle bir erkeğin vücudu ve bir köpek veya aslan'ın kafasıyla tasvir edilmiştir. Ayak yerine pençeleri, bir çift kanadı ve bir akrebin kuyruğuna sahiptir. Ayrıca, sağ eli yukarı, sol eli ise aşağı doğru sarkar; ellerinin bu durumunun hayat ve ölüm veya yaratmak, yok etmek anlamlarına geldiği düşünülmüştür.
Pegasus
Pegasus Yunan mitolojisi'nde kanatlı at. Deniz tanrısı Poseidon ile yılan saçlı Gorgon Medusa'nın oğlu ve dev Chrysaor'un kardeşi olduğuna inanılır. Ayrıca Zeus'un oğlu Herkül'ünde kardeşi olarakta bilinir. Perseus tarafından kafası kesilerek öldürülen Medusa'nın kafasından ya da toprağa sıçrayan kanlarından doğduğu gibi iki değişik söylence bulunur. Rengi tamamen beyazdır ve uçmasına olanak veren iki büyük kanadı vardır. Uçarken havada kuş gibi görünür. Pegasus doğar doğmaz yeryüzünden ayrılmış ve tanrıların diyarına uçmuştur. Zeus'un yıldırımları getirme görevini üstlenmiştir. Helicon Dağında bulunan ve Musalara (veya Müzler) ilham verdiği sanılan Hippocrene pınarının Pegasus'un ayağıyla yere vurması sonucu ortaya çıktığına inanılır ve Pegasus "şiirsel ilham" ile özdeşleştirilir. Daha sonraları Bellerophon tarafından Athena'nın ona verdiği altın dizgin yardımıyla yakalandığı, Kimera ve Amazonlarla olan çarpışmalarında da ona yardım ettiği söylenir.
Peri
Peri, birçok farklı kültürün efsane, folklor ve mitolojisinde bulunan bir ruh veya doğaüstü yaratıktır. Genellikle insan görünümünde, çoğunlukla çok küçük olduğu ve uçmak, büyü yapmak, geleceği görmek veya etkilemek gibi doğaüstü güçlere sahip olduğu düşünülmüş ve böyle tasvir edilmiştir. Popüler kültürde çoğunlukla genç ve güzel kadınlar olarak tasvir edilseler de, eskiden bitkin yaşlı kadınlar veya yaramaz yaşlı erkekler olarak tasvir edilirlerdi. Farsça kökenli bir kelimedir. Peri, eski Türk inanışında "melek"tir. Aslı "Perişte" dir ve diğer Türk dillerinde günümüzde de bu şekilde kullanılmaktadır, Türkçeye "peri" şeklinde girmiştir.
Satir
Satir, Eski Yunan mitolojisinde yer alan yarı keçi yarı insan kır ve orman iyesi. Roma mitolojisindeki karşılığı faundur. Çoğunlukla gövdelerinin belden üstü insan, belden aşağısı ise teke biçimindedir. Satirleri tasvir eden eserlerde ortak özellik, keçi boynuzlu, sivri ve uzun kulaklı, atınkine benzeyen uzun kuyruğudur. Satirler çoğunlukla da ellerindeki flüt ve ardından koştukları nemfler ve mainadlar ile birlikte tasvir edilir. Şarap tanrısı Dionysos ile birlikte şarap içerler, kırlarda dans ederler. Yaşlanan satirlere silenos denir.
Simurg
Simurg veya bir diğer ismiyle Zümrüdü Anka efsanevi bir kuştur. Pers mitolojisi kaynaklı olsa da zamanla diğer Doğu mitoloji ve efsanelerinde de yer edinmiştir. Sênmurw (Pehlevi) ve Sîna-Mrû (Pâzand) diğer isimlerindendir. Ayrıca zaman zaman sadece Anka kuşu olarak da anıldığı olmuştur. Türk mitolojisinde karşılığı Tuğrul kuşu'dur.İran efsanesine göre, bu kuş o kadar yaşlıdır ki dünyanın yıkılışına üç kez tanık olmuştur. Tüm bu zaman boyunca, Simurg o kadar çok öğrenmiştir ki tüm zamanların bilgisine sahip olmuştur.
Sentor
Sentorlar, Yunan mitolojisinde kısmen insan ve kısmen at görünümlü yaratıklardır. Sentor efsanesi at sırtında savaşa giden savaşçılardan gelmektedir. Sentorun sureti görenlere çok farklı ve ürkütücü gelmektedir. İnkalar'ın, Pizarro ve adamları 1533 'de at üstünde geldiklerinde yanılmış olmaları muhtemeldir. Çünkü inandıkları at ve insan birleşimi canlının gerçek olduğu fikri onları o sırada çok korkutmuştur.
Sfenks
Kafası koç, kuş, veya insan, gövdesi ise uzanan bir aslan şeklini alan heykeldir. İlk önce Eski Mısır'da rastlanan Sfenks, eski Yunan mitolojisinde büyük kültürel önem taşımıştır ve ismini buradan almıştır. Sözcüğün Mısırca’daki orijinal biçimi kepes ankh ya da “yaşayan heykel” anlamında şeşep (sheshep) ankh'tır. Sfenkslerin en tanınmışı Büyük Gize Sfenksi'dir. Mısır sfenksi antik bir efsanevi yaratıktır. Gövdesi uzanan bir aslan ve kafası genellikle bir firavunun kafasının şeklini alır. Aslanlar güneş ile bağlantıları nedeniyle antik Mısırlılar tarafından kutsal hayvan sayılırlardı.
Şahmeran
Şahmeran, daha çok güney, orta ve doğu Anadolu resminde, masallarında, hikayelerinde rastlanan akıllı ve iyicil olarak tanımlanan bellerinden aşağısı yılan, üstü ise insan, Meran adı verilen, doğaüstü yaratıkların başındaki hiç yaşlanmayan, ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılan varlık. Farsça yılanların şahı anlamına gelen "şah-ı meran" dan gelir. Ancak, Şahmeran'a ilişkin tüm efsanevi kayıtlar ve Şahmeran efsanelerine özgü tüm betimlemelerde varlık dışıdır. Şahmaran kurturu daha çok Cizre ve Nuseybin civarinda yerleşiktir.Akdeniz bölgesinin Tarsus ilçesinde yaşadığına inanılıyor. Aynı isimli bir efsane Mardin yöresinde de geçer. Bu yörede Şahmeran bir resimle tasvir edilir ve Şahmeran ustaları tarafından yapılan tablolar evlerin duvarlarını süsler.
Tekboynuz
Tekboynuz(Unicorn), mitolojik tek boynuzlu at. Kafasının ortasından düz bir boynuz çıkar. Saf ve masum olduğuna, kanı içildiğinde kişiyi ölümsüz kıldığına, bu nedenle öldürmenin lanet getireceğine inanılan efsanevi bir hayvan. Latince ismi olan Unicorn; "bir-tek" anlamına gelen uni- ve boynuz anlamına gelen cornus sözcüklerinden türemiştir (Türkçe karşılığı Tekboynuz'dur). Yine bir efsaneye göre, sadece bakire kızların yanına yaklaşır ve bu şekilde yakalanabilir. Bugün herkes Tekboynuz'ların hiç yaşamadığı konusunda hemfikir olsa da, bu görüşün kabulü çok yenidir. Değerine Orta Çağ'da ulaşan ve o çağlarda bu tür kalıntıların hastalıkları iyileştiren temel ilaçlar olduğuna, zehirlere karşı etkili (panzehir) olduğuna inanılıyordur (özellikle arseniğe karşı). Aslında Tekboynuz'ların tarihi çok daha eskidir, M.Ö. 5. yüzyılın sonlarında Yunanlı bir terapist olan Ctesias Tekboynuz'ların Hindistan'da bulunduklarına dair bir yazı yazmıştır. Ayrıca İncil'de de Tekboynuz'lara değinilmektedir.
Tepegöz
Tepegözler genellikle Romalıların inandığı bir yaratıktır. Bir çeşit devdir. Elinde dikenli bir balyoz ya da buna benzer araçlar taşır. Kafasının tepesinde 1 tane gözü olduğu için ona tepegöz denmiştir. Bazı inançlarda tepesinde boynuz olduğu söylenir. Bir Dede Korkut (Korkut Ata) masalında; kılıcın kesmediği, okun işlemediği bir bedene sahip, yalnızca gözünden zarar verilebilen, çobandan olma, peri kızından doğma canavar. Basat adlı kahraman tarafından öldürülür.
Troll
Troll, İskandinavya folkloründe geçen ve korkunç gözüken bir mitik, insanımsı yaratıktır. Troller folklörde, İngiliz peri masallarındaki Ogreler benzeri şeytani devlerden, dağlarda yaşayan, dağa insanları kaçıran, vahşi ve daha insan benzeri yaratıklara kadar birçok farklı şekilde tasvir edilmişlerdir. Shetland ve Orkney masallarında, troller trowe olarak anılmıştır. Japonca'da ise troll için kullanılan sözcük tororu`dur. İskandinav edebiyat, sanat ve müziği, romantik dönemden başlayarak bugüne kadar trolleri birçok farklı şekilde adapte ederek, genelde çok büyük kulak ve burunlara sahip bir yerli halk biçiminde kullanmıştır.
Vampir
Vampir, günbatımı ile şafak arasında dirilerek mezarından çıktığına, insanlara saldırıp kanlarını emdiğine inanılan hayali canavar. Vampir inancı çok eskilere dayanmaktadır. Vampir kültürü Babil’den kalan örneklere dayanır ve yüzyıllar boyunca değişimini inceleyen kapsamlı folklorik tarihsel araştırmalara konu teşkil eder. Kan emme ve öldükten sonra dirilme efsaneleri Ortaçağ’da yayılmıştır.
Yelbegen
Zaman zaman yedi başlı dev ya da bir evren (ejderha) olarak tanımlanan mitolojik canavar. Altay mitolojisinde Ay'ı yiyerek onun küçülmesine (Ay tutulması) yol açan göksel canavar; Yilbüke, olarak da tanımlayabileceğimiz Yelbegen'in neden olduğu ay tutulmasından sonra Altaylar "Yine Yelbegen ayı yedi" derlermiş.
Yeti Yeti
Bazılarının Himalayalar'da yaşadığına inandığı, primat-benzeri, büyük bir yaratıktır. Her ne kadar varlığına inananlar mevcut olsa da bilim adamlarının çoğu, yetinin var olduğu ihtimalinin eldeki verilere göre çok zayıf olduğunu ve bu nedenle onun efsanevi bir yaratık olduğu fikrindedir. Batı'da ona verilen isim, yeti, Tibetçe yeh-teh (transliterasyonu:gYa' dred) lafından gelmektedir ki bunun anlamı "küçük insan-benzeri hayvan"dır.
Zombi
Zombi voodoo’nun Afro-Caribbean ve Creole ruhani inanç sistemlerinde ölümsüz bir insandır. Bu folklorik zombiler doğaüstü güçler ve şamanistik hekimliği vasıtasıyla, yaşayanlar arasında korku yaratmak amacı ile ölü insan bedenlerinin yeniden canlandırılmasıdır. Zombilerin daha korkunç versiyonları yamyamlık ögesi kullanılarak korku sinemasında sıkça sergilenmektedir. Voodoo inancına göre ölü bir insan ya da mambo tarafından yeniden diriltilebilir. Zombilerin kendi bilinçleri ya da istekleri olmadığı için bokor ya da mambo’nun kontrolü altındadırlar. Zombi aynı zamanda voodoo yılan tanrısı Niger-Congo’nun adıdır. Kongo dilinde kullanılan ve tanrı anlamına gelen ‘’nzambi’’ sözcüğüne benzemektedir.