Haber: Taha Dağlı
90’lı yıllarda Lübnan’da bir İslam Devleti kurabilmek için yoğun çalışmalar yapan Fadlullah; siyasetten çok Hizbullah’ın manevi liderliğini yaptı. Hizbullah’ın bir nevi fikir babası olan Seyyid Fadlullah, o yıllarda tek hedefim dediği İslam Devrimi ve en büyük düşman bellediği İsrail ve Amerika ile ilgili planlarını anlatırken, Hizbullah’ın yapılanmasını ve stratejilerini de sıraladı.
“Ortadoğu’da İsrail ve Amerika ile barış yapmaya kalkışan herkes haindir bunların içine Yaser Arafat da dahildir çünkü biz Filistin Yönetimi ile İsrail arasında daha önce yapılan barış görüşmeleri ve Camp David gibi imzalanan tüm anlaşmaları reddediyoruz.”
“Hizbullah İran’ın yanı sıra bölgedeki birçok gruptan da yardım aldı. Bize gönül veren gruplar arasında Cundallah, İslami Direniş Hareketi, El-Dava, Hüseyin İntihar Tugayı, Özgürlüğün kutsal savaşçıları gibi örgütler de var. Hep beraber bir İslam Devleti için savaştık.”
“Biz Hizbullah olarak tüm dünyadaki mazlumların yanındayız. Dünyanın neresinde bir mazlum varsa biz onunla birlikteyiz, ister Müslüman olsun isterse gayri Müslim bu hiç önemli değil.”
“İsrail Fırat’tan Nil’e kadar Büyük İsrail Devletini kurmak için çalışıyor, bu hedefleri için Siyonist işgal Müslüman topraklarını zapdetmeye devam ediyor, biz ise Siyonistlere direnerek bu topraklarda İslam Devleti kurmak için çalışıyoruz. İsrail tüm Ortadoğu’daki Müslümanlar için çok büyük bir tehlikedir, bütün Müslümanların geleceğini tehdit ediyorlar.”
“Filistin toprakları savaş bölgesidir ve her bir Filistinlinin evini zapteden ya da herhangi bir Filistinlinin bir karış toprağını işgal eden her Yahudi bu savaşta bir hedeftir. Filistin’deki hiçbir Yahudi masum değildir çünkü onlar bizim kadınlarımızı, çocuklarımızı göz kırpmadan öldürüyor ve evlerimizi elimizden alıyor.”
Şeyh Seyyid Muhammed Hüseyin Fadlullah, İsrail’e karşı direniş çalışmalarının yanı sıra İslam dünyası ve özellikle Şiiler için çok önemli bir din adamı haline geldi. Seyyid mertebesine ulaşan, sayısız kitap yazan, uluslar arası konferanslar düzenleyen, Lübnan’da onlarca okul, medrese, yurt ve tıp merkezleri yaptıran Fadlullah İslam aleminin kabul ettiği bir alim ve Şiilerin en büyük dini otoritesi olarak da fetvalar verip, hutbeler okudu. Çok kez Müslümanları Amerika ve İsrail’e karşı cihat yapmaya çağıran Şii lider, son Cuma hutbesinde de Lübnan saldırılarına değindi.
“Sevgili kardeşlerim! ABD yönetimi, Filisin ve Lübnan halkını gelişmiş silahlarla yok etme kararı almıştır ve halen daha İsrail’e silah göndermektedir. Müslüman, Arap ve tüm hür dünya halkları bu savaşta ABD ve İsrail ne gibi bir misyonu ifade etmektedir, bunu iyice düşünsünler! Etüt etsinler! Bu iki devlet İslam ve Arap dünyasına, dünya üzerindeki tüm hür hareketlere kin beslemektedirler. Bu iki devlet çocuklarımıza, kadınlarımıza, yaşlılarımıza, evlerimize ve medeniyetimizin her karesine kin beslemektedir. Bu noktada bize düşen salt sözlerle değil tavrımızla bilinçli olarak bu kine karşı durmaktır.
İslam ve Arap hükümetlerine gelince; bu hükümetler halklarına saygılı olmak ve bu doğrultuda tüm güçlerini ve siyasetlerini halklarının maslahatına seferber etmek zorundadırlar. Bu ABD ve İsrail’in ümmetin tamamına karşı açtığı savaştır. Dolayısıyla ümmet tek bir saf halinde birbirine kaynatılmış kurşun gibi zafer için bu savaşa karşı durmalıdır.”
Fadlullah’ın 2005 yılının Mayıs ayında Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a yazdığı ve türban yasağını eleştirdiği mektubu büyük tepki çekmişti.
" Türkiye’deki türban yasağı ile ilgili haberleri takip ediyor ve protestoları görüyoruz. Bu yasanın sorumluluğunu AK Parti'ye yüklememekteyiz. Çünkü bu yasayı AK Parti çıkarmamıştır. Türk Hükümeti bu yasayı, Türk rejiminin temeli olan laikliğe aykırı olduğu gerekçesiyle empoze etmişti. Ancak bütün dünya biliyor ki laiklik, temelinde ve içeriğinde, bireyin dini özgürlüklerini vurgulamaktadır. Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın bu tavrı, Meclisin temsil ettiği halkın kararına karşı despotça bir yaklaşımı ortaya koymaktadır.”
Seyyid Fadlullah tartışmalı islami konularda verdiği cevazlarla dikkat çekti. Kadınların bisiklete binmesine caiz dedi, makyajla namaz kılınabileceğini söyledi.
İşte o hükümlerden bazıları;
CEVAP: Hayır İslam Müslüman kadının gayri Müslim ile evlenmesine müsaade etmiyor.
CEVAP: Çocukların kız,erkek karışık denize ya da havuza girmesinde sakınca yok ancak belli bir yaşa geldiklerinde ayırmak lazım çünkü çocuk, küçük yaşta kız ve erkeklerin yüzmesini olağan karşılayıp bunu hayatı boyunca normal olarak yapmaya devam edebilir. O yüzden tedbir almakta fayda var.