NASA 9. Gezegen Nibiru'yu buldu ancak gerçekleri saklıyor! Yeni iddia tüyler ürpertti!

Sümerler tarafından Nibiru, Babiller tarafından da Marduk olarak adlandırılan 9. Gezegen yıllardır büyük bir tartışma konusu. NASA'dan yetkililerin ve birçok bilim insanının açıklamalarına rağmen, 9. Gezegen'in Dünya'ya çarpacağı iddiası komplo teorisyenleri tarafından dile getiriliyor. Maya Takvimi'nin sona erdiği 21 Aralık 2012 tarihinde 9. Gezegen'in Güneş etrafındaki eliptik turunu tamamlayıp, Dünya'ya çarpacağı söylenmişti. Böyle bir şey yaşanmadı, komplo uzmanları Maya Takvimi'nin yanlış olduğunu veya yanlış hesaplama yapıldığını savunup, farklı tarihler verdi. Şimdi ise 9. Gezegen hakkında flaş bir iddia daha ortaya atıldı. Güneş'in yakınında gizemli gezegenin görüldüğü belirtildi ve kanıt olarak bazı fotoğraflar paylaşıldı. Bu iddianın arkasındaki kişi ise ünlü komplo teorisyeni ve UFO avcısı olan Scott C. Waring. Waring, 9. Gezegen'e ait olduğunu iddia ettiği fotoğraflar paylaştı ve NASA'yı gerçekleri saklamakla, bilgi vermemekle suçladı. Komplo uzmanı konu hakkında ilginç bir açıklama yaptı ve söz konusu Güneş fotoğraflarının filtre ile çekildiğini, kendisine ait olmadığını belirtti. Waring'in konu hakkındaki açıklaması şu şekilde: 'Bir kişi ev yapımı bir filtre ile (Kırmızı filtre) Güneş'in fotoğraflarını çekti ve Güneş yakınında bir küre olduğunu fark etti. Bu küre Dünya'dan ve daha birçok gezegenden 20 kat daha büyük. Negatif formatta (Mavi) küre daha çok belli oluyor. NASA'nın bize söylemediği bir şeyler var, bundan bahsetmeyecekler. Fotoğrafların sahibi olan kişi bu nesnenin efsanelerde adı geçen, eski Mısır'dan, Sümerlere kadar birçok yerde bahsedilen Nibiru olduğunu söylüyor ve bu konuda endişe duyuyor.' Waring kendisinin de Güneş'in fotoğraflarını çektiğini ve Güneş'in solunda küreyi gördüğünü de sözlerine ekledi. Bu kürenin 9. Gezegen veya uzaylılara bir cisim olabileceğini belirtti. Flaş iddia! Uzaylılar bizi izliyor mu? Uzaylılar ile ilgili bir iz arama çalışmaları devam ederken, başka bir yıldız sistemine küçük bir uzay aracı gönderme planları gündeme gelmişti. Hep sorulan ve insanlar tarafından tartışılan bir soru yeni bir cevap buldu.... Uzaylılar gerçekten var mı? Cevabınız evet ise, neden henüz Dünya ile temasa geçmediler? Paris'te Dünya dışı canlılara mesajlar göndererek iletişime geçmeye çalışan METI organizasyonu tarafından düzenlenen bir toplantıda, bilim adamları uzaylıların bugüne kadar alenen insan karşısına çıkmamasının arkasındaki nedeni veya uzmanların 'Büyük Sessizlik' derken neyi kast ettiklerini ele aldılar. Uzaylılar ile ilgili araştırmalar teknoloji geliştikçe daha da derinleşiyor. Bir grup bilim insanı uzaydaki akıllı yaşam formlarının Dünya'yı halihazırda ziyaret etmiş olabileceğini açıkladı. 'Dünyadışı Yaşamla Mesajlaşma Uluslararası Toplantısı'nda bir araya gelen bilim insanları, Paris'teki bilim müzesi Cité des Sciences et de l'Industriem'de gerçekleştirilen etkinlikte bu iddiayı ortaya attılar. Teorinin temelinde uygun ortam bulunmasına rağmen gezegenimizin atmosferi dışında hayatla karşılaşmamış olmamız var. Aynı iddiaya göre, uzaylılar bizimle iletişime geçmek yerine bizi uzaktan gözlemliyor. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) bir başka çalışanı Alan Stern, insanoğlunun neden hala dünyadışı bir medeniyet ile iletişime geçemediğine dair yeni bir teori ortaya atmıştı. American Astronomical Society'nin düzenlediği konferasta bir açıklama yapan Stern, bunun nedeni olarak uzaylıların tahmin ettiğimizin aksine sualtı bir medeniyet geliştirmiş olabileceği ihtimalinin latını çizdi. Stern, dünyadışı canlıların galaksinin başka bölümlerinde, yaşadıkları gezegende bulunan okyanusların derinliklerinde bulunuyor olabilecekleri iddiasını ortaya attı. Pek çok filme konu olan bu olayın neden henüz gerçekleşmediğini araştıran bilim insanları olası diğer senaryoları belirlemişti. Evrende gezegenimize benzeyen 40 milyar gezegen var. Ancak herhangi bir gelişmiş medeniyetin bizimle bağlantı kurması sandığımızdan daha uzun sürebilir. Zira uzaylıların kullandığı dalgaların seyahat mesafesi sandığımızdan daha yavaş olabilir. Ayrıca bu dalgalar bizim fark edemeyeceğimiz kompleks bir yapıya sahip olduğu için gözden kaçırıyor da olabiliriz. Zira uzayı 1984'ten beri dinliyoruz ve bu teknolojimiz oldukça ilkel olabilir. Ayrıca gezegenimizden 32 ışık yılı uzaklıktaki dalgalar henüz bize ulaşmış değil. Evrenin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda bize doğru ilerleyen 'ilk merhaba' mesajı hala yolda olabilir. Bizim de uzaya 100 yıldan biraz fazla süredir dalga gönderdiğimizi düşünürsek bizim mesajımızın da hala bir medeniyete ulaşamadığını söylemek mümkün. En karamsar senaryoya göre, evrende başka yaşamlar arayan tek medeniyet biz olabiliriz. Ya da başka bir gezegendeki yaşam daha biz ulaşamadan kendisini yok etmiş olabilir. Gezegenimizin Soğuk Savaş yıllarında nükleer savaş tehdidi altında yaşadığını düşünürsek başka bir medeniyetin benzer bir sebepten yok olması da oldukça muhtemel. En kötü senaryo ise Hollywood'un en çok işlediği konu olan gelişmiş bir medeniyetin evrendeki diğer uygarlıkları işgal ederek gelişimini sürdürmesi. Bu da bizimle bağlantıya geçmemelerini oldukça mantıklı hale getiriyor. Keşfedilen olasılıklardan biri 'Galaktik Hayvanat Bahçesi' senaryosudur. Bilim insanları, uzaylıların dünyadaki yaşam hakkında zaten bilgi sahibi olduklarını ve sadece insanları uzaktan izleyerek, bilerek radardan uzak durduklarını söylüyorlar. Bu açıklamaya 'hayvanat bahçesi hipotezi' deniyor ve 1970'lerde gökbilimci John Bell tarafından tanıtılmıştı. Geçtiğimiz günlerde bu hipotez yeniden gündeme geldi. METI Başkanı Douglas Vakoch, IFLScience'a verdiği demeçte, uzaylıların dünyayı izlemesini insanların hayvanat bahçesinde kafesteki hayvanları izlemesine benzetiyor.. Vakoch, METI'nin uzaylılara bir mesaj göndermeyi planladığını açıkladı. Vakoch, böylece dünyada akıllı bir yaşam olduğunu, dünyayı izleyen uzaylılara bildirme şansı elde edileceğini düşünüyor. Varlığı iddia edilen uzay üssünün, NASA'nın güneş sisteminde bilinen en büyük volkanik dağ olan Olympus Mons yakınlarındaki '2001 Mars Odyssey Misyonu' tarafından çekilen görüntüleri büyük tartışma yarattı. İngilltere merkezli Express haber sitesinde yer alan habere göre, NASA'nın arşivlerinden çıkan inanılmaz fotoğrafın alt kısmında, kayalardan yapılmış bir yapı gözüküyor ve UFO uzmanı Scott C Waring bu yapının uzaylılar tarafından yapıldığını iddia ediyor. UFO Sightings Daily'nin komplo bloğunu işleten Waring, 'Fotoğraf açıkça kare şeklindeki binaya bağlı bir uzaylı piramitini gösteriyor.' dedi. 'UZAYLILARA AİT BİR ÜS' UFO uzmanı Scott C Waring 'Mars üzerinde bulunan antik bir uzay üssü neye benzerdi?' sorusunu sorduktan sonra, 'NASA'nın arşivinden çıkan bu fotoğraf, bu soruyu açıklıyor. Fotoğrafın altında uzaylılara ait bir yapı var. Gerçekten buradaki yapı, tünel ile birbirine bağlanan piramit ve kare şeklinde binalardan oluşuyor.' açıklamasında bulundu. 'Durumun böyle olması, o yapıyı inşa eden uzaylıların sadece gezegenin etrafında serbestçe dolaşmadıkları, bunun yanında güvende olmak için tüneller inşa ettiklerini anlatıyor.' UFO avcısına göre, NASA'nın fotoğrafındaki uzaylı üssü, Kızıl Gezegenin etrafına yayılmış yüzlerce uzaylı yapısından sadece bir tanesi. Waring, UFO meraklıları topluluğunda, uzaylı faaliyetlerini kanıtlamak için Mars ve Ay'ın çekilmiş binlerce fotoğrafını tarayan biri olarak tanınıyor. Kimilerine göre Waring'in dünya dışı keşifleri genellikle garip şekilli kayalardan ve belli belirsiz uzaylı benzeri gölgeden ibaret. Waring, dikkat çeken açıklamalarını şöyle sürdürdü: 'Uzaylıların insanlığın dünyadaki tarihini nasıl etkilediğini ve bu tarihin gelişimine nasıl müdahil olduğunu hayal edebiliyor musunuz? Dünyayı sanat, matematik, fen ve teknoloji ile değiştiren dahi kişiler ya uzaylılardan etkilenmiş ya da uzaylıların kendileridir.' Eğer uzaylılar hakkındaki gerçeği bilseydik, bu bilgi bizi tarihe bakmaya ve uzaylıların bizi en çok nerede etkilediğini görmeye zorlardı. Eğer gerekli bilgileri öğrenebilirsek tüm tarihimiz sonsuza dek değişebilir. ' Öte yandan, NASA'ya göre Mars'ta çekilen fotoğraflar sadece doğal yapılar. NASA'nın Termal Emisyon Görüntüleme Sistemi (THEMIS), 2 Haziran 2002'de fotoğrafın çekilmesini sağlarken, Olympus Mons'ta volkanik araştırmalar yaptı. ABD Uzay Ajansı şunları söyledi: 'Bazı görüntüler Mars'ın tarihi ile ilgili soruları cevaplamaya yardım ederken, birçoğu Odyssey'nin Mars'ın yörüngesinde veri toplamaya devam ettiği için halen araştırılmakta olan yeni sorular ortaya çıkardı İnsanoğlunun en çok merak ettiği sorulardan biri olan 'evrende yalnız mıyız?' NASA yöneticisi Thomas Zurbuchen'in açıklamaları ile bir kez daha gündemde. Zira Boston Üniversitesi'nde katıldığı bir söyleşide açıklamalarda bulunan Zurbuchen'a göre uzaylıların var olma ihtimali sandığımızdan çok daha yüksek bir ihtimal. Zurbuchen, Dünya dışında bir galakside daha gelişmiş bir canlı formunun olabileceğinin de atını çiziyor. UZAYLILAR BİZİMLE NEDEN BAĞLANTI KURMUYOR? Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) bir başka çalışanı Alan Stern, insanoğlunun neden hala dünyadışı bir medeniyet ile iletişime geçemediğine dair yeni bir teori ortaya atmıştı American Astronomical Society'nin düzenlediği konferasta bir açıklama yapan Stern, bunun nedeni olarak uzaylıların tahmin ettiğimizin aksine sualtı bir medeniyet geliştirmiş olabileceği ihtimalinin altını çizdi. Stern, dünyadışı canlıların galaksinin başka bölümlerinde, yaşadıkları gezegende bulunan okyanusların derinliklerinde bulunuyor olabilecekleri iddiasını ortaya attı. Pek çok filme konu olan bu olayın neden henüz gerçekleşmediğini araştıran bilim insanları olası diğer senaryoları belirlemişti. Evrende gezegenimize benzeyen 40 milyar gezegen var. Ancak herhangi bir gelişmiş medeniyetin bizimle bağlantı kurması sandığımızdan daha uzun sürebilir. Zira uzaylıların kullandığı dalgaların seyahat mesafesi sandığımızdan daha yavaş olabilir. Ayrıca bu dalgalar bizim fark edemeyeceğimiz kompleks bir yapıya sahip olduğu için gözden kaçırıyor da olabiliriz. Zira uzayı 1984'ten beri dinliyoruz ve bu teknolojimiz oldukça ilkel olabilir. Ayrıca gezegenimizden 32 ışık yılı uzaklıktaki dalgalar henüz bize ulaşmış değil. Evrenin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda bize doğru ilerleyen 'ilk merhaba' mesajı hala yolda olabilir. Bizim de uzaya 100 yıldan biraz fazla süredir dalga gönderdiğimizi düşünürsek bizim mesajımızın da hala bir medeniyete ulaşamadığını söylemek mümkün. En karamsar senaryoya göre, evrende başka yaşamlar arayan tek medeniyet biz olabiliriz. Ya da başka bir gezegendeki yaşam daha biz ulaşamadan kendisini yok etmiş olabilir. Gezegenimizin Soğuk Savaş yıllarında nükleer savaş tehdidi altında yaşadığını düşünürsek başka bir medeniyetin benzer bir sebepten yok olması da oldukça muhtemel. En kötü senaryo ise Hollywood'un en çok işlediği konu olan gelişmiş bir medeniyetin evrendeki diğer uygarlıkları işgal ederek gelişimini sürdürmesi. Bu da bizimle bağlantıya geçmemelerini oldukça mantıklı hale getiriyor.