Sinan Özedincik Dün SABAH gazetesinde yayınlanan röportajda, Beyazıt Öztürk’le reklam dünyasının yıldızı haline gelmesini ve 50 kişiye istihdam sağlamasını konuşmuştuk. Patron olmayı beceremediğini ve ekonomi yönetimini abisine bıraktığını söyleyen Öztürk’le söyleşimiz bugün de devam ediyor. İşte anlattıkları... Kendinizi magazin figürü olmaktan sıyırdığınızı söylüyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz? İlişki zincirimi, herkese emekçi gözüyle baktığım için koruyabildim. Özel hayatımda bir şey yaşıyorsam, gerçekten de görünmeden yaşamaya gayret ettim. Her gün bir sürü sıkıntılı haberler yapılıyor. Bunların yanında, ‘Bu gece de burada yakalandı’ gibi bir şekilde haber olmak istemiyorum. ARTIK ALTTAN ALIYORUM Yıllar içinde hayatınızda neler değişti? Bir sürü şey değişiyor insanın hayatında... Bir kere yaşadıkça alttan almayı öğreniyorsun. Bende öyle oldu yani. Bana olumsuz bir laf söyleyen birisi olduğunda, o lafı söyleyene de teşekkür ederim. Demek ki kendimde düzeltmem gereken kusurlar var diye düşünürüm. İlişkilere de bu gözle bakıyorum. Yaş ilerleyince herkesi daha iyi anlıyorsun. Artık 40’dan yavaş yavaş yukarı çıktığım için o olgunluk üzerime çökmeye başladı. 15 yılda Beyaz Show size neler öğretti? Bu camianın içinde neler yapmamam gerektiğini öğretti. 15 yılın ardından kariyerle ya da özel yaşamla ilgili beklentileriniz var mı? Hayatla ilgili beklentim büyük evler, arabalar değil. Hayatımı küçültüp başlangıç yerine dönmek istiyorum artık. Şu anda yaşadığımız bir egodur ve bunu beslemek lazım. Bunu yaşamamız lazımdı, yaşadık. Ama bunu küçültüp oturtma zamanı geliyor. Nezih bir hayata geçiş yapacağım diye düşünüyorum. Büyük bir evde oturuyorsun ama evin hepsini kullanamıyorsun. Belki bir tane odada oturuyorsun. İhtiyaçlarınızı görüyor, zamanla fazlasına gerek olmadığını anlıyorsunuz. RESİM YAPIYORUM Nasıl stres atıyorsunuz? Bir şey satın almaktansa kendim yapmayı tercih ediyorum. Eve cam atölyesi kurdum, cam yapıyorum. Üniversitede heykel-seramik eğitimi aldım, belki ileride bu yönde bir şeyler yaparım. Evde resim çalışıyorum. Bir de sık sık yurtdışına gitmek istiyorum. Dünyaya bir kere geldim, her yeri görüp programda anlatmam lazım. Sizi mutlu edecek asgari yaşam nedir? Geldiğim yeri biliyorum. Daha aşağıda daha az parayla yaşamak, benim için çok büyük sıkıntı olmaz. Ama etrafımdan birisini para yüzünden kaybetmek bana büyük üzüntü verir. Ailenizde kaç kişiye bakmakla yükümlüsünüz? Kimseye bakmıyorum. Bizde kim ne kadar kazandı diye bakılmaz. Para ortaya koyulur, kimin ne kadar ihtiyacı varsa ona göre alır. Benim arkadaş çevremde de böyledir. Altı-yedi kişilik sağlam bir arkadaş grubum var. O gruptaki arkadaşlarım benim kadar para kazanmıyorlar ama bir tatile gidileceği zaman, o tatile kim en az parayı koyabiliyorsa, ben de o kadar para koyarım ve o standarda göre tatil yaparız. Eğer arkadaşımın parası pansiyonda kalmaya yetiyorsa, ben de pansiyonda tatil yaparım. Aynı standartlarda aynı şeyi yiyip içeriz. Neye harcadığınız para sizi rahatsız eder? Fuzuli giyeceğe... Göz önündeyiz diye bir programa giydiğini bir daha giyememe gibi bir durum var ya, ben ona inanmıyorum. Bir yazlık bir de kışlık alışveriş yaparım, o kadar. Programda ise yıllardır sponsorum olan Damat Tween’den giyiniyorum. ABİM BABA YARISIDIR Almak isteyip de alamadığınız bir şey oldu mu? Vespa motosiklet çok istedim. Bir arkadaşımla birlikte ‘Alalım; bermuda şort giyer, kask takarız, tanınmayız’ dedik. Onların aileleri izin verdi, benim abim izin vermedi. “Tanınmış adamsın, yolda biri Beyaz var diye üzerine kırar arabayı, gidersin” dedi. Aylarca rica ettim; onlar aldı, ben alamadım. Abim, “Bir tek şartla izin veririm, kendi sitenin bahçesinde binersen” dedi. Abim benim hayatımda en önemli insanlardan biri, baba yarısı, onun sözünü dinlerim. ÇOCUK YAP AYRIL BANA GÖRE DEĞİL ‘Beyaz ve anne’ desem... Herkes annesiyle ilgili konuşuyor ama ben bunu ekran önünde yaptım. Çok da güzel tepkiler aldım. İnsanlar çocuklarına örnek göstermeye başladı. ‘Bizim aileden oldun’ diyorlar. Bunlar zorlasan bile olmayacak şeyler. Böyle anılmaktan gurur duyuyorum. DOZ BİRAZ ARTTI GALİBA Evlenmek ve çocuk sahibi olmak istiyor musunuz? Çok istiyorum. Bütün arkadaşlarım evlendi, sadece ben kaldım. Ama çocuk yapmak değil, onu büyütmek, evliliği yürütebilmek önemli... Yap sonra da ayrıl gibi şeyler bana göre değil. Biz ailemizden böyle gördük. Benim konumumda ayrılık çok yazılıp çizilecek ve karşımdaki insana da zarar verebilecek bir şey olduğu için, onu da düşünüyorum. Zaten benimle ilgili bir şeyler yazılıp çiziliyor. Ama arkamda hayatını kötü duruma sokacağım birini bırakmak istemem. İnce eleyip sık dokuduğum için bugün böyle durumdayım. Bu benim hassasiyetim. Hassasiyetin dozunu artırmış olabilirim ama. HAYVANLARLA RUHUM TEMİZLENİYOR ÇEŞİTLEMEKTE FAYDA VAR Neden bir iguananız var? Herkes kedi, köpek, kuş, balık besliyor. Ancak hayvan seviyorsan biraz çeşitlemekte fayda var diye düşünüyorum. n Hepsi birbirine alıştı mı? Alıştı. Bir ara kedim de vardı. Köpeklerle kediler geçinemez diyorlar ama benim köpek bir ara kediyi emzirdi. Bu manzaralar hoşuma gidiyor. Onlarla beraber ruhumu temizliyorum. PİZZA YİYECEĞİM DİYE DEĞER YARGILARINI YOK ETMEMEK LAZIM Artık sizi eskisi kadar gece hayatında görmüyoruz. Ne oldu, gezmekten mi sıkıldınız? Uzun zamandır gece dışarı çıkmıyorum. Gece çıkmalarını kestim. Arkadaşlarım, dostlarım bana geliyorlar. Bir arkadaşımın ufak bir teknesi var, yazın orada oluyoruz. Gün içinde çok fazla insanla konuşuyoruz. Herkesin hakkınızda merak ettiği şeyler aynı. Bir süre sonra siz de sürekli aynı şeyleri konuşmaya başlıyorsunuz. Kelime haznesi daralmasın diye yeni şeyler okuyup yeni şeyler görüp yeni şeyler yaşamaya karar verdim. Patates kızartmasını çok seviyormuşsunuz, hikayesi nedir? Büyürken memuriyetten gelen sıkıntılar yüzünden sık sık patates yiyorduk. Patates kızartmasının yanına biber, üzerine salçalı sos ve yoğurt koydun mu sistem bitiyordu. Ne kadar para kazanırsan kazan, midenin büyüklüğü herkesinkiyle aynı. Çok paran oldu mu daha çok yemek yemiyorsun. Soğan ekmekle de doyuyorsun, pizzayla da... Pizza yiyeceğim diye de değer yargılarını yok etmemek lazım. SABAH GAZETESİ'NDEKİ RÖPORTAJ Firmalarda reklam anlaşmalarınız uzun soluklu bir yolculuğa dönüşüyor. Bu konuda karşılıklı bir memnuniyet söz konusu olsa gerek. Nedir bunun kriterleri? Beyazıt Öztürk, 15 yıldır aynı şovun vazgeçilmez ismi. Vergi rekortmeni oldu. Her yıl vergisini ödeyenler listesinde ilk 10’un altına düşmüyor. Oysa zor bir çocukluğun izlerini taşıyor... Bir memur çocuğu olarak, gözü dönmüş bir açlık çekmedi ama yokluğu çekti. Patates kızartmasının üzerine yoğurt yemeği, onun için gıcır gıcır gülümseyen bayram ayakkabısı kadar değerliydi. Hâlâ aynı tadı alıyor... Ondaki yoksulluk eskidi ama ondaki zenginlik; güzellikleri ve gelenekleri eskitemedi. Hayatta en çok annesinin tarafını tuttu, sonra da abisinin yönetimine bıraktı kendisini... Yatırımlarda ekonomik pusulayı abisi tutuyor. O neyi işaret ederse, Beyaz’ın yolu orası. Geçenlerde bir Vespa almak istedi, ama abisinden izin çıkmayınca, hiç üstelemedi... Bir restoran açtı, olmadı. Şimdi Eskişehir’de bir otel inşa ettiriyor... Beyazıt Öztürk’le ekonomi üzerine bir söyleşi yaptık. SİNAN ÖZEDİNCİK VERGİMİ VERİYORUM Sizin de reklam dünyasının en pahalı yıldızı olduğunuz ve 2.5 milyon dolar aldığınız söyleniyor. Türkiye’de bu işin hakkı veriliyor mu? Yurtdışında olsa daha farklı olurdu. Hakkımızı alamıyoruz diyenlerden misiniz? Belki kendi TV programında yakalamadığın görselliği yakalayabiliyorsun. Bunlar da sana çok şey katıyor. Bunların fiyatı yok. Bunları göz önünde bulundurursan belki de aldığın parayı düşünmen lazım. Ben reklam da oynuyorum ve bu parayı alıyorum diye bakmamak lazım. BEN BİR İŞİN BAŞINDA OLMAYAYIM BANA MAAŞ VERSİNLER YETER Ticari deneyiminiz oldu mu? ESKİŞEHİR'DE OTEL YAPTIRIYOR EN BÜYÜK LÜKSÜM 410 BİN LİRALIK ARABAM PATRON OLMAYI BECEREMİYORUM Yaşlılığınız için yatırım yapıyor musunuz? YÜZSÜZLERİN LİSTESİ DE AÇIKLANMALI