Ekrem İmamoğlu'yla ilgili ilk yolsuzluk operasyonu 19 Mart'ta başladığında CHP ve çevresinin tepkisi gecikmedi: "Operasyon siyasidir."
Siyasi denildi, çünkü İmamoğlu da CHP Genel Başkanı Özgür Özel de bunun geleceğini biliyorlardı ve hazırlıklıydılar.
Her şey gelmesi beklenen operasyona göre tasarlanmıştı. Bu noktada "özel köstebek" iyi çalıştığı gibi yargı da bir hayli geç kalmıştı. CHP işte bu geç kalmayı bir fırsata çevirdi.
Bu yüzden siyasi tarihte pek yaşanmayan "tek adaylı" bir tiyatro oyunu sahneye konuldu, iller dolaşıldı ve "CHP'nin cumhurbaşkanı adayı" algısı pekiştirildi. Öyle ki Kılıçdaroğlu bile gidip hançercisine oy vermek zorunda kaldı. İkinci santrfor Mansur Yavaş'ın aday yerine konulmaması da aynı alicengiz oyununun bir parçasıydı.
Bu tasarlama bir süre etkili de oldu... İnsanlar olayın siyasi olduğuna inandırıldı ve sokaklara dökülmesi sağlandı, gençler kışkırtıldı, hatta CHP tarihiyle çelişen yerli ve milli markalar boykot edildi. Ülkeye bedel ödetme pahasına her şey yapıldı.
Bunlardan 114'ü tutuklandı. Ama daha ilginç olanı bugüne kadar 27 kişinin "etkin pişmanlık"tan yararlanması ve İBB'de kurulan "sistemi" deşifre eden ifade vermesiydi.
İşin esasını da seyrini de işte bu kişilerin ifadeleri belirledi ve algıyı tam tersine çevirdi. Çünkü bu siyasi değil, "organize işleri" deşifre operasyonuydu. Bu operasyondan çok önce aynı isimlerden söz etmiş ve "İBB'de 'temiz eller'e ihtiyaç var" diye yazmıştım.
Çünkü ortada siyasi bir dava olmadığı gibi "dava adamları" da yoktu.
Doğal olarak dava da bir siyasi parti veya siyasi örgüt davası değil, "rüşvet, irtikap ve yolsuzluk" iddiasıyla açılan bir davaydı. Bütün ifadeler, itiraflar, açıklamalar da ağırlıkla "para"yla ilişkiliydi. Doğrusu sadece kendini zorla aday yaptırmayı başaran İmamoğlu dışında çekirdek kadroda siyasi bir aktör yoktu.
Kendi deyimleriyle oluşturdukları "sistem" tamamen "para almayı ve vermeyi iyi bilen" insanlardan oluşuyordu. İşin siyaset kısmı da İmamoğlu'nun CHP'yi dizayn etmesiyle ilgiliydi ve onun siyasete nasıl yansıdığı da "şaibeli kurultay" vakasıyla görüldü.
Tek ortak noktaları da İstanbul'un rantını paylaşmaktı. Kimlere çantalarla milyon dolarlar taşındığı, ihalelerin nasıl alındığı ve nasıl tehdit edildikleri itiraflarda görüldü. Ve nedense hiçbiri "siyasi bir dava"dan söz etmedi. Diğer belediye başkanları dâhil hiçbiri siyasi nedenlerle değil, "yolsuzluk" iddiasıyla tutuklandı.
İşin esasını da A Takımı'nda yer alan Ertan Yıldız anlattı:
"Ekrem İmamoğlu adına yapılan tahsilatlar Fatih Keleş'te toplanmaktaydı. Bu paralar genellikle Florya'da bulunan eski başkanlık konutu olan ve Fatih Keleş'in ofis olarak kullandığı yere getirilmekteydi. İmamoğlu, tüm parasal sistemi kendisi takip etmekte olup bu sistemde namı hesabına çalışan kişilere tek tek hesap sorardı."
Böyle büyük paraların döndüğü, kirli ilişkilerin kurulduğu siyasi dava mı olur?
Son dakika haberi: Özgürlük Filosu Koalisyonu adlı sivil toplum kuruluşunun Gazze'ye yönelik ablukayı kırıp bölgeye insani yardım götürme amacıyla 1 Haziran'da İtalya'dan yola çıktığı 18 metrelik Madleen isimli tekneye önceki gün uluslararası sularda yasadışı operasyon düzenleyen İsrail'e küresel tepki çığ gibi büyüyor.
Teknedeki 2'si Türk 12 aktivisti gözaltına alan İsrail, Gazze işgaliyle aldığı soykırımcı unvanına tekneye el koyarak korsanlığı da ekledi.
VİDEO İŞKENCESİ İsrail'in aktivistlere gözlatındayken Tel Aviv yönetiminin propaganda videolarını izlettiği öğrenildi. Madleen teknesine el konulması ve aktivistlerin kaçırılması dün Avrupa başkentlerinde, Kanada'da ve birçok Müslüman ülkede protesto edildi.
Ben Gurion Havalimanı'nda kendi ülke diplomatik temsilcileriyle görüşen aktivistlerden 8'i kendilerinin uluslararası sularda yasadışı bir şekilde kaçırıldıklarını, İsrail topraklarına izinsiz girmediklerini söyleyerek kendilerine imzalatılmaya çalışılan belgeleri reddetti.
Aktivistlerin mahkemeye çıkarılana kadar Ramle kentindeki Givon Hapishanesi'nde tutulduğu öğrenildi.
Teknedeki iki Türk'ten Hüseyin Şuayb Ordu'nun belgeyi imzaladığı, Almanya'da yaşayan Yasemin Acar'ın ise sınırdışı belgelerini reddettiği öğrenildi.
MADLEEN'DE KİMLER VARDI? İsveçli iklim ve sosyal adalet aktivisti Greta Thunberg; Avrupa Parlamentosu üyesi Rima Hassan; El Cezire'den Fransız gazeteci Ömer Faiad; Blast muhabiri Yanis Mhamd; Fransız aktivist Pascal Maurieras; Brezilyalı gazeteci, sosyal aktivist ve politikacı Thiago Avila; Fransız doktor Baptiste Andre; Fransız iklim aktivisti Reva Viard; Türkiye kökenli Alman aktivist ve Özgürlük Filosu Koalisyonu'nun (FCC) yönetim kurulu üyesi Yasemin Acar; Türk aktivist Hüseyin Şuayb Ordu; Deniz koruma STK'sı Sea Shepherd'ın üyesi İspanyol Sergio Toribio ve Hollandalı deniz mühendisliği öğrencisi ve mürettebat üyesi Marco Van Rennes.
BÜYÜKELÇİLİK TÜRKLERLE GÖRÜŞTÜ Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Gazze'ye insani yardım taşıyan ve İsrail tarafından alıkonulan "Madleen" adlı gemide bulunan vatandaşlara her türlü desteğin sağlandığını ve süreçle ilgili vatandaşların yakınlarının bilgilendirildiğini bildirdi.
Dışişleri yetkilileri İsrail güçlerince alıkonulan Madleen gemisindeki Türk vatandaşlarının önceki gün akşam saatlerinde karaya çıktığı, Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçiliği yetkililerinin ise vatandaşlar ile önceki sabah saatlerinde görüştüğü bilgisini verdi.
AP ÜYESİ HASSAN DİRENİŞİ SÜRDÜRÜYOR Madleen isimli teknedeyken İsrail'in uluslararası sularda kaçırdığı 12 aktivistten biri olan Avrupa Parlamentosu üyesi Fransız Rima Hassan, Filistin için mücadelesini operasyon sonrası da kararlılıkla sürdürdü.
Hassan, serbest kalmak için İsrail'in sınırdışı belgesini imzalama şartı koşmasını reddetti. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Hassan ve diğer Fransız aktivistlerin durumuyla yakından ilgilendiklerini duyurdu.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, "Madleen" gemisinin uluslararası karasularda İsrail tarafından alıkonulmasıyla ilgili "uluslararası hukukun uluslararası sularda da geçerli olması" gerektiğini belirterek AB vatandaşlarının korunmasının "AB ülkelerinin sorumluluğunda" olduğunu söyledi.
GRETA: İSRAİL'İN OPERASYONU ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRI Madleen gemisindeki aktivistlerden Greta Thunberg dün İsrail tarafından Fransa'ya sınır dışı edildi.
Thunberg Fransa'nın başkenti Paris'teki havalimanında gazetecilerin yoğun ilgisiyle karşılandı. Thunberg yaptığı açıklamada "İsrail'in Madleen'deki aktivistleri kaçırdığını" dile getirdi.