Fetullahçı hainlerin 15 Temmuz 2016 tarihinde kalkıştığı hain darbe girişiminin seyri, Ankara'da Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda tersine döndü. O gece, darbeci General Semih Terzi, beraberindekilerle birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en kritik karargâhlarından biri olan Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı ele geçirmek üzere harekete geçti.
Durumu haber alan dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı, nöbetçi olan Astsubay Ömer Halisdemir'i arayarak, "Namus senin namusun, namusuna sahip çık, gerekirse şehit ol!" diyerek hain General Semih Terzi'nin öldürülmesi emrini verdi.
Ömer Halisdemir ise milletin kaderini değiştiren kurşunu sıkarak, komutanlık binasına girmek üzere olan Semih Terzi'yi etkisiz hale getirdi.
Generalin ölümü sonrası beraberindeki darbeci askerler, Halisdemir'i 30 kurşunla vurdu. Şehit Halisdemir'in canı pahasına ortaya koyduğu kahramanlık, Türk milletinin sembolü haline geldi.
KÖYÜ ONUN HATIRALARIYLA DOLU
Şehit Ömer Halisdemir'in doğup büyüdüğü Niğde'nin Bor ilçesine bağlı Çukurkuyu köyü, Anadolu'nun bozkırı olarak niteleniyor. Köylüler, tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sağlıyor. Çukurkuyu'da her taraf, Ömer Halisdemir adına yapılmış bulvar, meydan, hizmet birimi veya müze gibi yapılarla dolu.
Ömer Halisdemir anısına yapılan müzede şehidimizin özel eşyaları sergileniyor, anısı yaşatılıyor. Yine onun anısına yapılmış sağlık merkezi, okul gibi birçok yapı da vatandaşın hizmetine sunulmuş durumda. Kahraman Ömer Halisdemir'in hayat hikâyesi, söz konusu vatan olduğunda canını vermekten geri durmayan Türk milletinin bir özeti gibi.
O karanlık gecede milleti için canını veren Halisdemir, çocukluğunu kara lastik ayakkabıları ve yamalı pantolonu ile çobanlık yapıp koyun otlatarak geçirdi. Zor hayat şartlarında bir yandan çalışıp ailesinin geçimine yardımcı olan, diğer yandan da eğitimini tamamlayan Halisdemir, yerli ve milli bir vatan evladı olarak bizlere bıraktığı kahramanlık destanıyla adını tarihe yazdırdı.
BORDO BERELİ OLDU AMA TEVAZUUNU KAYBETMEDİ
Takvimler 1993 yılını gösterdiğinde askere giden, başarıyla bitirdiği askerlik vazifesinin ardından aynı yıl hem polislik hem de uzman çavuşluk sınavlarına giren Halisdemir, her iki sınavı da birincilikle kazanmasına rağmen, uzman çavuşluk sınavının sonuçları daha erken açıklanınca tercihini asker olmaktan yana kullandı.
1996 yılında Özel Kuvvetler Komutanlığı'na geçti. Burada gösterdiği üstün başarılarla dikkatleri üzerine çekti. Birincilikleri dillere destan olan Halisdemir, 1999 yılında astsubaylığa terfi ederek gençliğini Doğu ve Güneydoğu'da terörle mücadele ederek geçirdi.
Bunca üstün başarısının yanında bir de tevazu sahibi olan Halisdemir'i, amcası Yakup Halisdemir şöyle anlatıyor: "Çocukluğunda yalın ayak başı kabak, babasına ve ailesine yardım ederdi. Çalıştı, mücadele etti, okudu, bordo bereli oldu ama tevazuunu hiç kaybetmedi. Hiç şer işini görmedim. Hep hoşgörülü ve tevazuluydu."
ÇOCUKLARA ASKERLİK SEVGİSİ AŞILADI
Gözü kara ve cesaretiyle bilinen Halisdemir, çocuklara olan şefkatini de hiç eksiltmezdi. Köydeki yeğenlerine ve çocuklara bayramlarda harçlık verir, onları asker olmaları yönünde teşvik eder, vatan ve millet için hayırlı insanlar olmaları yönünde telkinlerde bulunurdu.
Yeğeni Mustafa Halisdemir, Şehit Ömer Halisdemir'in izinlerinde, bayramda köye geldiğini, onları hiç harçlıksız bırakmadığını, sürekli vatana millete hayırlı evlatlar olmaları gerektiğini telkin ederek askerlik mesleğini kendilerine sevdirdiğini söyledi.
Halisdemir, şehit olmadan sadece bir hafta önce köyüne gitmişti. O dönem devam eden terörle mücadele operasyonlarında şehit olan personeller anısına, köyünde 150 adet fidan diken Halisdemir'in diktiği fidanlar şimdi meyve veriyor.
Ayrıca FETÖ'cü hainler 15 Temmuz'da darbe girişimine kalkışmasaydı, Ömer Halisdemir 16 Temmuz'da köyüne gidecek, emeklilik hayali olan hayvancılığı yapmak için müteahhit ile anlaşmasını yaptığı evinin temelini atacaktı.
Hayal ettiği evi görmek nasip olmayan Ömer Halisdemir'in ailesine gerekli destekler sağlanarak hem ev yapıldı hem de fidanları birer meyve ağacına dönüştü.
İNANÇLI BİR VATAN EVLADIYDI
9 yıldır evlat acısı yüreğini dağlayan Baba Hasan Hüseyin Halisdemir, şehit oğlunu şu sözlerle anlatıyor: "Okumayı seven, başarılı bir öğrenciydi. İlkokulu, ortaokulu, liseyi hep birincilikle bitirdi. Liseden sonra 'Baba, yüksekokula gideyim mi?' diye sordu, kararı kendisine bıraktım. Sonra askere gitti.
Polislik ve uzmanlık sınavlarına girdi. Uzmanlık sınavı sonuçları daha erken açıklandığı için uzmanlığa gitti. Oradan da Özel Kuvvetler'e girdi. Ömer'im bir başkaydı.
Ailede tekti. Yamalı pantolonla birlikte koyun güderdik. Çok sakin ve saygılı bir çocuktu, hiç yaramazlık yapmazdı. Bizi hiç üzmezdi.