Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Kara Kuvvetleri Harp Okulu'nda Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni, Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşti. Başkan Erdoğan'a TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz eşlik etti.
Milli Savunma Üniversitesi'nin Harp Akademileri ve Okullarda Yapılacak Diploma ve Sancak Devir-Teslim ile Yeni Öğretim ve Eğitim Yılı Açılış Törenleri Yönergesinde yer alan talimatlar doğrultusunda mezunlar, diplomalarını aldı.
Dönem Birincisi Teğmen Ebru Eroğlu, "Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada her zaman ve her yerde milletime ve cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle, hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu Türk Sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine and içerim" şeklinde konuşmasını tamamladı.
TÖRENİN ARDINDAN KORSAN AND İÇTİLER
Törenin ardından 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi sonrasında kaldırılan darbeci korsan yemini dönem birincisi Teğmen Ebru Eroğlu kılıçları çektirerek tekrar ettirildi ve "Mustafa Kemalin askerleriyiz" sloganları atıldı. Teğmen Ebru Eroğlu; "Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ne mutlu Türk'üm diyene!" dedi.
BAŞKAN ERDOĞAN: "BU KILIÇLARI KİME ÇEKİYORSUNUZ?"
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi'nin mezuniyet töreninde yaşananlar ile açıklamasında "Mezuniyet töreninde bazı istismarcılar ortaya çıkmak suretiyle kılıçlar çektiler. Bu kılıçları kime çekiyorsunuz? Bunlarla ilgili olarak şuanda araştırmalar yapılıyor ve oradaki birkaç tane kendini bilmez, bunlar da evelallah temizlenecek" dedi.
Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 37. maddesinde geçen, kanunda metni yer alan askerlik andı. Kanunun o maddesinde, "Silâhlı Kuvvetler'e katılan her asker, katıldığında aşağıdaki yemini eder" şeklinde yer alıyor. Askerlik andı erler, uzman çavuşlar, astsubaylar, subaylar, bütün askerler ilk bir aylık eğitimlerini tamamladıktan sonra bu yemini ederek asker sıfatı kazanıyor.
SUBAYLIK YEMİNİ 1999 YILINDA YÜRÜRLÜĞE GİRDİ
15 Temmuz hain darbe girişimin ardından kaldırılan "Subaylık Yemini" olarak bilenen metin ilk olarak 1999 yılında Harp Akademileri ve Okullarda Yapılacak Diploma ve Sancak Devir-Teslim ile Yeni Öğretim ve Eğitim Yılı Açılış Törenleri Yönergesine dahil edildi ve 2007 yılında devre birincisi teğmenin konuşma yapacağı, konuşmanın sonunda devre birincisi tarafından; "And içeriz ki, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız ve şerefimizle öleceğiz. Ne mutlu Türküm diyene" şeklinde andın içileceği belirledi.
MİLLİ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ KALDIRDI
Bu korsan yemin 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra Milli Savunma Üniversitesi Tören Yönergesi ile; 2007 tarihli Harp Akademileri ve Okullarda Yapılacak Diploma ve Sancak Devir-Teslim ile Yeni Öğretim ve Eğitim Yılı Açılış Törenleri Yönergesinin yürürlükten kaldırılarak "Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada her zaman ve her yerde milletime ve cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle, hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu Türk Sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine and içerim" metnini yürürlüğe koydu. Korsan yeminde askere laik demokratik hukuk devletini koruma görevi adı altında demokratik bir seçimle halkın seçtiği iktidarları laiklikten uzaklaşıldığı bahanesi ile darbe yapma görevi veriliyor ve bu yeminle de darbelere meşruiyet sağlanıyordu.
28 ŞUBAT SONRASI İLK MEZUNİYET TÖRENİNDE OKUNDU
Türk siyasi tarihinde ordu 35'inci maddeyi öne sürerek 4 büyük darbe ve Türk siyasi tarihine "Postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat 1997'deki vesayetçi komutanlar tarafından "Demokrasiye balans ayarı yaptık" denilerek demokrasi sekteye uğratıldı.
28 Şubat "Postmodern darbe" sürecinin üzerinden 6 ay sonra 30 Ağustos 1997 yılında Hava Harp Okulu mezuniyetine "Subay Yemini" Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Mesut Yılmaz, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın katıldığı yemin töreninde karşımıza çıktı. O dönem gazeteler "Kartallardan Laiklik Andı" şeklinde manşetten verdi.
ASKERE DARBE YAPMA YETKİSİNİ VEREN KANUNU KALDIRILDI
Ak Parti hükümeti, askere darbe yapma yetkisi veren İç Hizmet Kanununun 35'inci maddesini 2013 tarihinde kaldırdı. Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nda "Türk vatanını, istiklal ve Cumhuriyetini korumak için harb sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyeti" şeklinde yapılan askerliğin tanımı, "harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyeti" olarak değiştirildi.
Darbelerin yasal dayanağı olarak gösterilen TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. Maddesi'ndeki, TSK'nın vazifesi yeniden tanımlandı. "Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır" ifadesi, "Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, TBMM kararıyla yurtdışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır" olarak değiştirildi.
12 Eylül'ün ardından Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askeri dönem başladı. TBMM lağvedildi, Anayasa değiştirildi, siyasi partiler kapatıldı, parti liderleri önce gözetim altında tutuldu, ardından yargılandı.
Gözaltı, tutuklama, idam ve işkencelerle geçen bu dönem kapanmayan yaralar açtı. Binlerce kişi yurtdışına kaçtı.
Darbe sürecinde 650 bin kişi gözaltına alındı, açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, 7 binden fazla kişi için de idam cezası istendi. 517 kişinin "ölüm cezasına" çarptırıldığı süreçte, 50 kişi idam edildi.
12 Eylül askeri darbesi Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçti. Demokrasinin ayaklar altına alındığı ve milletin iradesinin hiçe sayıldığı darbe dönemi, insanlık dışı uygulamaların sıradanlaştığı bir süreç oldu.
Üzerinden yarım asra yakın bir zaman geçse de neden olduğu tahribatın izleri halen belirgin. 12 Eylül 1980 sabahı TRT radyosunda, İstiklal Marşı'nın ardından çalınan Harbiye Marşı ve dönemin Genelkurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren imzalı Milli Güvenlik Konseyi "bir numaralı" bildirisinin okunması darbenin başlangıcı oldu.
Bu bildiriyi, 5 bildiri daha izledi. Evren darbeye ilişkin "... (TSK) Kendi kendini kontrol edemeyen demokrasiyi sağlam temeller üzerine oturtmak, kaybolan devlet otoritesini yeniden tesis etmek için yönetime el koymak zorunda kalmıştır." ifadelerini kullandı.
Sonraki süreçte Türkiye bir daha hiç unutamayacağı haftalar, aylar yaşadı... İşte 12 Eylül'ün acı bilançosu:
650 BİN KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Her türlü hukuk dışı uygulamaların gerçekleştiği cunta döneminde 650 bin kişi gözaltına alındı. 210 bin dava açıldı. 230 bin kişi yargılandı.
7 binden fazla kişi için de idam cezası istendi. 517 kişinin "ölüm cezasına" çarptırıldı. Sağ ya da sol ideolojiye mensup gençler 50 genç acımasızca asıldı.
SAKINCALI DAMGASI
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından 14 bin kişinin çıkarıldı. 30 bin kişi ise "sakıncalı" damgası yedi. 4 bine yakın öğretmenin işine son verildi.
Çeşitli üniversitelerden sayıları binlere yaklaşan akademisyen meslekten atıldı. Birçok gazeteci hakkında onlarca yıl hapis cezası istendi.
TBMM LAĞVEDİLDİ
Cuntacılar anayasayı uygulamadan kaldırdı. Milletin iradesinin tecelli ettiği TBMM lağvedildi. Antidemokratik uygulamaların önü açıldı. Ülke genelinde sıkıyönetim ilan edildi.