6'lı Masa denilen bir koalisyon projesi, yaklaşık bir yıldır Türkiye'nin gündemini meşgul ediyor. Bu proje, Türkiye'ye ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan büyük zarar veren 1961- 2002 arasında yıkılan 20 koalisyon hükümetini hatırlatıyordu.
Ancak bu kez 6'lı koalisyon 3 Mart'ta daha kurulmadan yıkıldı. Ardından 72 saat süren kirli pazarlık süreci yaşandı. Türkiye'nin gözleri önünde cumhurbaşkanlığı yardımcılıkları, bakanlıklar, miletvekilliği pazarlıklara malzeme yapıldı. Türkiye tarihinde hiç hatırlamak istemediğimiz koalisyonlu yılların adeta bir fragmanını izlemiştik.
6'lı koalisyonun kazanması durumunda 15 Mayıs'ta nasıl bir Türkiye'ye uyanacağımızın da ilk işaret fişeğiydi bu. 1 cumhurbaşkanı, 7 cumhurbaşkanı yardımcısı, 6+1 farklı partiden kurulmuş olan bir bakanlar kurulu ile Türkiye'yi yönetmek mümkün mü? Yakın tarihimizde bunun çok acı tecrübeleri var. Şimdi hafızamızı tazeleyelim. Parlamenter sistemin kaçınılmaz bir sonucu olan koalisyonların Türkiye'de yarattığı istikrarsızlık ve kaosu hatırlayalım.
Türkiye yaklaşık bir yıldır 6'lı Masa'nın koalisyon hayalini konuşuyor. Bu hayal, Meral Akşener'in 3 Mart'ta yarattığı kriz ile kısa sürede bir kâbusa dönüştü. Yaşadığımız bu siyasi kaos bize Türkiye'de kurulan 20 koalisyon hükümetinin ülkemizde yarattığı tahribatı hatırlattı.
İLK HAYAL KIRIKLIĞI
1960 darbesinin ardından Başvekil Adnan Menderes ve iki bakanı idam edilmişti. AP'nin adayı Ali Fuat Başgil'in darbeciler tarfından ölümle tehdit edildiği ve adaylıktan çekilmek zorunda kaldığı 1961 seçimlerinde, MBK Başkanı Cemal Gürsel Cumhurbaşkanı seçildi. Bu seçimlerde en çok oyu alan CHP'nin milletvekili sayısı, hükümet kurmak için yeterli değildi.