Türkiye'nin önemli iş adamlarından Üzeyir Garih cinayetinin üzerinden tam 22 yıl geçti. Garih, cinayet günü Alarko Holding'de Bulgaristan Başbakan Yardımcısı Nikolay Vassilev'le görüştü.
Şoförü ve koruması izinliydi. Eyüp Sultan Mezarlığı'na 14.00'te gitti. Mezarlıkta asker kaçağı Yener Yermez tarafından öldürüldü. Yermez'e verilen müebbet ağır hapis cezası, Yargıtay tarafından 18 yıl önce onandı.
Aradan geçen bunca zamana rağmen cinayetin üzerindeki sır perdesi tam anlamıyla aydınlatılamadı. Cevapsız onlarca sorunun olduğu dosya açıklığa kavuşturulmayacak. Çünkü cinayetin üzerinden 20 yıl geçti ve zamanaşımı doldu.
FETÖCÜ SAVCILAR HASIRALTI ETTİ
Garih'in arkadaşı Doğan Kasadolu'nun "Adi bir cinayet değil, arkasında bir örgüt olabilir" iddiasıyla ilgili savcılığa yapılan suç duyurusunda bugüne kadar ilerleme sağlanamadı.
Soruşturma dosyasıyla FETÖ soruşturmasından aranan firari savcı Zekeriya Öz, Cihan Kansız, Muammer Akkaş ve Fikret Seçen gibi savcılar ilgilenmişti. Sır perdesi aralanamayan cinayetin ardında bir örgütün olup olmadığı ya da cinayet sırasında başka bir kişinin olup olmadığı tespit edilemedi.
Garih'in arkadaşı Musevi asıllı işadamı Doğan Kasadolu,"Cinayetin azmettiricisi Amerika'daki Ermeni diasporası, taşeronu da FETÖ olabilir" dedi.
Kasadolu, "Amerikan Yahudileri bir ara Ermeni soykırımı iddialarını kabul edecek gibi oldular. Ermenilerin amacı Yahudilerden güç almaktı. Türk Yahudileri bunu öğrendiğinde Üzeyir Garih ve bazı arkadaşları Amerika'ya gitti.
Böyle bir soykırımın olmadığını söylediler. Amerikan Yahudileri de 'Tamam ama biz Ermenilerle anlaştık. Karşılığında da 1 milyon dolar aldık. Bu parayı iade etmemiz gerekir. Lakin kasamızda da para yok' dediler.
Bunun üzerine Üzeyir Garih, kendi şahsi hesabından bir milyon dolar parayı ödedi. Onlar da parayı Ermeni lobisine verdi. Ve bu açıklamadan vazgeçildi." dedi.
Cinayette Ermeni lobisi ve FETÖ işbirliğine dikkat çeken Kasadolu, "Ermeni diasporası bu işten dolayı Üzeyir Garih'e kinliydi. Yani azmettiricisi Amerika'daki Ermeni diasporası, taşeronu da FETÖ'dür. İnfazı FETÖ'ye yaptırmışlardır.
Garih'in, Ermeni meselesinde ağırlığı olan bir isimdi. Bu sayede böyle bir ismi yok ettiler. Dosya FETÖ'cü Zekeriya Öz'deydi. Hiçbir işlem yapmadılar. Tabiri caizse ört bas eden de kendileri oldu. FETÖ örgütü taşeron olarak kullanıldı. Çözmediler. Beklentim bu dosyanın devletimiz tarafından çözülmesidir." ifadelerini kullandı.
CİNAYETTE CEVAPLANAMAYAN SORULAR
-Cinayetin gerçekleştirildiği bıçak, olayın meydana geldiği yerden 10 metre ilerdeki bir mezara gömüldü. Metal dedektörlerle yapılan yoğun aramaya rağmen bu bıçak neden 11 gün sonra bulundu?
-Yermez, bir gazeteciye gönderdiği ihbar mektubunda, "Bana cinayeti üstlenmem karşılığında 1.5 milyon dolar teklif edildi. Kabul etmemem halinde ölümle tehdit edildim" ifadelerini kullandı. Bu iddianın doğruluğu niçin araştırılmadı?
-Olay yerinde bir kadının kanı tespit edildi. Yermez, Meral isimli kadından söz etti. Kim olduğu bulunamadı.
-Yermez, "Cinayeti hırsızlık için işledim" dedi. Ancak Garih'in kolundaki 50 bin dolarlık saati ve cüzdanı almadı. Neden?
-Yermez'in iddiasına göre üzerinde sadece küçük bir kan lekesi bulundu. Oysa Garih tam 11 kez bıçaklanmıştı. Yermez o gün giydiği bütün giysileri değiştirdiyse dolabındaki pantolona kan lekesi nasıl bulaştı?
-Cinayeti işlerken eldiven kullanmadığı bilenen Yermez'in cinayet mahallinde neden hiç parmak izine rastlanmadı?
-Garih'in olay günü cep telefonuyla kimi ya da kimleri aradığı hiç araştırılmadı? Arayan ve aranan numaralar sır gibi saklandı.
-Garih'in Eyüp Mezarlığı'na neden yalnız gittiği meçhul kaldı.
-Olay sırasında Garih'in kolunda bulunan değerli eşyalara dokunulmaması ve cüzdanına el sürülmemesi cinayetin para için işlenmiş olabileceği yönündeki tezi çürütüyor.
