73 yaşındaki usta ismin son zamanlarda gündeme gelmesi ise yaptığı evlilik sebebiyle. 2017 yılında ilk eşinden ayrılan Toroğlu, 2022'ye evli girdi. Yıllardır kendisinden defalarca futbol üzerine yazılar alırken, bu kez Ezgi Yavuz ile yaptığı evliliği konuşmak istedim. "Konuşmaya gerek yok ama kendi gazetem SABAH'ı geri çeviremem. Buyur eve gel, Ezgi'yle sizi ağırlarız" dedi. Biz de SABAH Pazar olarak davete icabet ettik.
- Nerede tanıştınız?
- ERMAN TOROĞLU: Bir arkadaş toplantısında tanıştık. O zaman beni çok bilmiyordu, sonradan tanıdı.
- EZGİ YAVUZ: Spora yabancı biri değilim, Galatasaraylıyım ve kulüp üyelik belgemi merhum başkan Mustafa Cengiz'den almıştım. Ama televizyon izlemiyorum, bu sebeple futbol programlarını da bilmem yani.
- İlk kez Cihangir'de görüntülendiniz, yaş farkı sebebiyle magazin basınının gündemine oturdunuz...
- E.Y: O gece beni magazinciler evime kadar takip etti, bu hiç hoş değildi! Görüntüleyebilirsiniz ama insanların peşine takılıp evine kadar takip edemezsiniz. İnsanlar kağıt üzerindeki şeylere bakıyor. Ruhlar uyuyor mu, buna bakan yok! Oysa bizim yaşam adına paylaştığımız o kadar çok şey var ki... İkimiz de yemeyi seviyoruz, gezmeyi seviyoruz. Bodrum'u seviyoruz.
- E.T: Ezgi için 17 yaşında diye yazmışlar. Güldük, geçtik. Hiçbir şeyin üstüne gitmeyeceksiniz. Sana verdiğimiz bu söyleşi de ilk ve son olacak. O da SABAH gazetesi olduğu için. Ezgi, 39 yaşında bir avukat. Bizler yetişkin insanlarız. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ikimiz de çok iyi biliyoruz. Bundan kime ne?
- E.Y: Açıkçası beni genç kız diye yazmaları hoşuma gitmedi değil (gülüyor). Erman Hoca'nın kamuoyunca yeterince tanındığını düşünmüyorum. Çok bohem, kaliteli bir hayatı var. Pahalı zevkleri var ama çok mütevazı bir insan. Mesela geçen hafta sanayide tamircilerle personel yemeğine oturacak kadar halktan biri.
- Erman Hoca'yı tanıyoruz ama sizi pek tanımıyoruz Ezgi Hanım...
- E.Y: Avukat olduğumu biliyorsunuz zaten. Daha çok Çağlayan Adliyesi'nde çalışıyorum. Beşiktaş'taki ofisimi, trafiğe takılmamak için artık Beyoğlu'na taşıyorum. Yıllarca başta Doğuş olmak önemli gruplarda görev yaptım. İki senedir serbest avukat olarak çalışıyorum. Uzmanlık alanım arabuluculuk.
- Evlilik kararı nasıl alındı?
- E.Y: Bir teklif olmadı, kendiliğinden gelişti.
- E.T: Biz dört senedir beraberdik. Açıkçası evlilik bana uzak geliyordu. İlk eşimle uzun zaman ayrı yaşadık. Bir daha evlenmem diyordum ama Ezgi'yle tanışıp birçok konuda anlaşınca, kafa dengi de olunca, "Bu insanla olabilirim" dedim. O zaman "Neden evlenmeyelim?" dedik.
- Evlenmek için neden Barselona'yı seçtiniz?
- E.T: Yılbaşında genelde yurt dışına gidiyoruz. Sıcak bir yer olsun dedik, Barselona mantıklı geldi. İtalya kapalıydı, pek çok yerde kısıtlamalar vardı. İspanya aşı olanları kabul ediyordu.
- Biriniz televizyon programcısı, biriniz avukatsınız. Birbirinize vakit ayırabiliyor musunuz?
- E.T: Ezgi her şeye uyar. Evi çok seviyor, yakıyor mumlarını, açıyor müziğini. Televizyon zaten hiç sevmez.
- Erman Hoca'yı da mı izlemiyorsunuz?
- E.Y: Bazen internetten izliyorum.
- Evliliğinizde bir de Bodrum faktörü var tabii...
- E.T: Dünyada çok yer gördüm, gitmediğim yer kalmadı gibi. Ama dünyanın en güzel iki yeri, İstanbul ve Bodrum. Ama tabii Bodrum'un yeri bende başka. Bodrum'daki beş saat uyku, İstanbul'daki 10 saate bedeldir.
- E.Y: İkili bir yaşamı var Erman'ın. Ben de çok seviyorum Bodrum'u, İstanbul'un stresini orada atıyoruz.
TUZ VE YAĞ KONUSUNDA ANLAŞAMIYORUZ
- Hocam yemek yapmaya düşkünsünüz. Evde mutfakta siz mi varsınız, yoksa avukat hanım mı?
- E.T: Genelde ben varım çünkü, yemek yaparken dinlenirim.
- E.Y: Aslında yemek yapmak zevklidir ama o kısmı kaptırdım. Bana da soğan, sarımsak soymak gibi görevler veriyor Allah'tan (gülüyor). Ama ben mutfaktaysam gelir yemeğime güzel katkılar yapar, yemeklerimi zenginleştirir.
- Hocanın en iyi yaptığı yemek hangisidir?
- E.Y: Tüm zeytinyağlıları güzel yapar, dolapta dün yaptığı kereviz var. Ayrıca dün de 10 kiloya yakın sigara böreği sardı.
- E.T: Ezgi'nin yemekleri güzeldir ama bak bunu da söylemeliyim. Benim babam Orta Asya yörüğü, annem Selanik kökenli, yemeği de iyi yapardı. Mesela evli, bekar her insanın buzdolabında mutlaka zeytinyağlı olmalı.
- Mutfakta hocayla anlaşamadığınız konu var mı?
- E.Y: Tuz! Her şeyi tuzlu yapıyor! Bir de çok yağ koyuyo.r - E.T: Zeytinyağı konusunda taviz veremem. Faydası tartışılmaz, her yemeğe koyarım. Tuzda ise ben tam bir Türk erkeğiyim. Tadına bakmadan yemeğe tuzu dökerim. Bu arada çok güzel köfte yaparım.
- Ezgi Hanım, Erman Hoca'nın mutfağa olan ilgisini ne zaman fark ettiniz?
- E.Y: İlk günden beri (ikisi de gülüyor). Sürekli yemekten, yemek yapmaktan bahsediyor.
- Peki yıllarca kabzımallık yapan Erman Toroğlu meyvesebze alışverişini nereden yapıyor?
- E.T: Kasımpaşa'da bir market var, oradan yapıyorum. Sebze, meyve, peynir her şey çok iyi ve fiyatları da makul çünkü .Önünde park yeri de mevcut.
BU KİTAP ÇIKINCA YER YERİNDEN OYNAYACAK!
- Yakında Turkuvaz Kitap'tan bir kitabınız çıkacak. Nasıl gidiyor çalışmalar?
- E.T: Bu kitap benim hayatım Hakkımdaki her şey olacak. Az kaldı, yer yerinden oynayacak. Ben demiyorum, önsöz yazan üç isimden biri olan Hıncal Uluç, "Bu adam kitap yazmışsa, ortalığı karıştırır" diyor. Diğer isimler Cavit Çağlar ve Şenes Erzik. Yaşasaydı, Hilmi Ok'tan da önsöz alacaktım.
- Kitabın bir hikayesi var mı hocam?
- E.T: Yıllar önce Galatasaray'da Metin Kurt diye bir futbolcu vardı. Mert bir adamdı. Zamanında 17 yaşımdayken Güneşspor'un başkanı, sahte imzayla beni profesyonel yaptı. O zaman Metin ile aynı kulüpteydik. Sonra o Galatasaray'a gitti. Ölmeden önce bir kitap yazdı, "Ey Erman Toroğlu, sen bu alemin bütün çirkinlerini biliyorsun, neden yazmıyorsun?" diye sordu. Ben de, "Metincim bazı şeyler her zaman konuşulmaz. Zamansız öten horozun kellesini keserler" diye gazeteden yanıt yazdım. Şimdi zamanı geldi. Kitaba "Nur içinde yat Metin" diye başlıyorum.
- Ezgi Hanım siz kitabı okudunuz mu?
- E.Y: Okumak isterdim ama beni karıştırmadı. Okumak ve gerekirse bazı yerleri hukuki olarak düzelttirmek isterdim ama izin vermedi.
- E.T: Kimseyi karıştırmadım. Şu ana kadar buraya kendim geldim. Bundan sonra da kendim gideyim.